7

13 2 2
                                    

Jimin'in asıl planı da buydu. Taehyung'un Jungkook'a aşık olmasını sağlamak. Başarmış gibi görünüyordu. Bundan sonraki adım Taehyung'un gelmesini sağlamaktı. Belli ki Yoongi kolay lokma değildi. Jungkook hemen buluşmak isterse dikkat çekebilirdi bu yüzden istediği şey Taehyung'un gelmesiydi.

Jimin aşağıya bakarken araba hareket etti ve gitmeye başladı. Jimin kahvesini içerken bir yandan da Kim Namjoon'un yerini öğrenmeye çalışıyordu.

"Bu adamlar Kim Seokjin'i mi öldürmek istiyor?"

"Evet."

Jungkook kafasını öne eğdiğinde Jimin ona bakıp kaşlarını çattı. Aklına gelenle kafasını ovarak işaret parmağını Jungkook'un göğsüne vurarak konuşmaya başladı.

"Bana bak Jungkook, sakın etkileneyim deme! Hedefimiz Taehyung'un etkilenmesiydi ve bunu gayet iyi yaptık. Şimdi bekleyeceksin. Taehyung'un sana gelmesini bekleyeceksin. Aptalca bir şey yapmamanı umuyorum."

Jungkook kafa salladı. Evet Taehyung çok yakışıklıydı ve ondan etkilenmemek mümkün değildi. Yine de bunun bir görev olduğunu unutmayacaktı.

Taehyıng saçlarını çekiştiriyordu. Jungkook'un katil olduğuna inanmıyordu.

"Bu olamaz Yoon. O katil olamaz. O çok güzel ve de çok tatlı, öyle biri katil olamaz!"

Yoon sinirle elini direksiyona vurdu ve hızını arttırdı.

"Ne demek olamaz ne demek?! Ya oysa? Kim Seokjin'i öldüreceğiz! Ben Jimin ve Jungkook'un katil olduğundan eminim. Zamanı geldiğinde sende öğreneceksin."

"Ne öğreneceğim ben amk?! Ben ona aşık oldum! Onun o masum gözleri, bembeyaz teni, yumuşak dudakları... Jungkook katil değil! Diğerine ne istiyorsan yap ama ona dokunma!"

Arkasını döndü. Ardından yeniden araba kullanan Yoon'a döndü ve tıslar gibi konuştu.

"Bana bak, o yanındaki sarı umrumda bile değil! Yek istediğim Jungkook, ona zarar verirsen seni doğrarım!"

Yoon daha fazla dayanamadı. Görevdelerdi ve Tae küçük bir çocuk gibi onun sabrıyla oynuyordu. Arabayı sağa çekti ve takım elbisenin kol düğmelerini açtı.

"Beni doğrarsın, ha?"

Tae bu halini görünce burnundan nefes almaya başladı.

"Sana görevdeyiz ve bu adamlar katil olabilir diyorum, anlamak istemiyor üstüne üstlük birde seni doğrarım mı diyorsun?!"

Dişlerini iyice sıkıp Taehyung'a bir yumruk geçirdi. Taehyung sinirlendi ve ona bir yumruk attı. Yoon dişelerini sıkarken Taehyung'la ilk kez ciddi ciddi kavga ettiğini anladı. Ona bir yumruk daha attı ve bir tane daha. Küçücük arabanın içinde yumruklaşıyorlardı. Taehyung'un dudağı patlamıştı. Yoon'da ise hiçbir şey yoktu. Arabayı yeniden sürmeye başladı.

"Bir daha bana saygısızlık etmeyeceksin Taehgung. Ben boş tehtidler savurmam bilirsin."

Taehyung torpidodan aldığı peçeteyi dudağına bastırdı. Hiç konuşmadan eve geldiler.

O gün Namjoon doğruca eve gitmişti ve Jimin'in bundan haberi vardı. Onu takip edip kesmek istiyordu aslında ama yapamazdı. Bütün dikkatleri üstüne çekerdi. Bu yüzden oturup durmalıydı. Jimin masanın üzerinde duran kitabı aldı ve incelemeye başladı. Jungkook gittiğinden beri Jimin'in yanına hiç uğramamıştı. Onu merak ettiği sırada telefonu çaldı. Eski bir arkadaşı arıyordu. Telefonu açıp gülerek konuşmaya başladı.

***

Aradan bir saat geçmişti ve Jimin ile Jungkook bu depodaydı. Karşılardında yerde yatan bir adam ve onun yukarısında da Jimin'in eski dostlarından olan Kang Chull duruyordu.

Adamın elleri ve ayakları bağlıydı. Ağzında da çorap vardı. Jimin bu detayı fark ettiğinde kaşlarını çatıp Kang Chull'a döndü.

"Bağırmasın diye ağzına çorap soktum."

Jimin göz devirdi ve adamın yanına indi.

"Zavallıcık, neden sapıksın ki? Şimdi sen sapık olmasaydın ben seni öldürmek zorunda kalmazdım."

Adam tedirgince yerinde zıplamaya başladı. Jimin adamın saçlarında parmaklarını gezdirdi.

"Demek sen sahilde bir kıza önce yürü, sonra şiddette bulun. Yani devlet böyle şeylere pek bakmaz ama ben bakarım!"

Adamın karnına bir tekme attı ayağa kalkıp. Adam acıyla cenin pozisyonuna geçmişti. Jimin cerrahi eldivenlerini taktı ve maskesini de takıp gülümsedi.

"Temiz çalışalım değil mi? Jungkook?"

Jungkook ona kerpeteni uzattı.

"Sağlak mısın solak mı? Gerçi, ikisini de kesip kırıcam."

Kerpeteni aldı ve işaret parmağındaki tırnağı tuttu.

"Çok acımayacak."

Tutup bir anda çekti. Adam ağzındaki çoraba rağmen yüksek sesli bir çığlık attı.

"Rahat dur!"

Bu kez serçe parmağına baktı.

"Ben uzun tırnak sevmiyorum. Senin tırnakların çok uzun."

Bu kez kerpetenle serçe parmağını tuttu. Adam ağzındaki çorap yüzünden konuşamıyordu. Jimin gülümseyerek o tırnağı da çekti. Sonra aynı zevk ve azimle sol elindeki tırnakları da çekti. Adamın elleri kan dolmuştu. Bu kan daha az bile ağzındaki çorabı çıkardı Jimin. Adam ağlamaya başladı.

"Lütfen yapmayın nolur, ölücem şimdi lütfen!"

"Öl."

Jimin adamın saçlarını tuttu. Tuttuğu gibi kafasını yere yapıştırdı. Ardından defalarca kafasını soğuk zemine vurdu. Zemin kıpkırmızı olmuştu. Adamın kafasını her vurduğunda çat diye ses geliyordu. Adamın kafatası kırılmıştı. Adam ilk başta avazı çıktığı kadar çığırıyordu fakat sonra bütün ses kesildi. Adam ölmüştü. Her yer kan olmuştu. Adamın kafasından değişik bir sıvı akıyordu.
Kang Chull tiksinerek sordu.

"O da ne öyle?"

"Beyni patlamıştır. Neyse. Git bir kova su getir de temizlemeye başla şurayı."

Jimin getirdiği siyah çantadan kocaman bir satır çıkardı. Adamı çevirdi ve yüzüne baktı. Evet nefes almıyordu ölmüştü. Kafasını yere vurunca burnu da kırılmıştı. Yüzü kan içinde kalmıştı. Jimin satırı önce adamın ayak bileklerine vurdu.

"Jungkook, çantadaki çuvala doldur şunları."

Jungkook tiksinerek aldı çantasından çuvalı ve adamın kestiği ayağı alıp çuvala attı. Jimin hemen ardından satırı adamın diğer ayağına vurdu. O arada Kang Chull etrafa sıçrayan kanları siliyordu. Kusmamak için zor duruyordu.

"Ne yapacaksınız o parçaları?"

Jimin kafasınu kaldırıp adama baktı. Jimin'in yüzünün her yerinde kanlar vardı. Adama her vurduğunda üzerine ve yüzüne kan sıçrıyordu. Sinsi bir şekilde gülümsedi adama. Satırı havaya kaldırdı ve sessizce konuştu.

"Yiyeceğiz."

Adam daha fazla dayanamadı ve yanındaki kovanın içine kusuverdi. İçinde ne var ne yok oraya bırakmıştı.

"Pezevenge bak, ortalığı temizle diyoruz adam daha pisletiyor. Git dök onu sonra gel burayı temizle, gerizekalı!"

Adam korktuğu için bir şey demedi ve temizlemeye gitti. Jimin cesedi parçaladı, Jungkook parçaları topladı. Her yeri temizlediler ve çuvalı arabanın arkasına attılar. Ardından yola koyuldular. Cesedi göle atmaya gidiyorlardı ve uzun bir yolları vardı. Uçurumun kenarına geldiler ve durdular. Arabadan inip bagaja gitti ve çuvalın bir ucundan tuttu. Jungkook diğer ucundan tuttu ve çuvalı uçurumdan göle attılar. Jimin aşağıya baktı ve gülümsedi. Bu cinayet ona iyi gelmişti. Cebinden bir sigara paketi çıkardı ve bir tekini alıp içmeye başladı. Jungkook yanına gitti ve o da bir sigara yaktı. Onlar sigaralarını içerken arkalarında duran, farları yanmayan arabanın onları izlediğinin farkında değillerdi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 08 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SERİAL KİLLER- Taekook&YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin