2024
"Ne? Mafyalar mı? Beni mi öldürtecekmiş? Hah, çok komik!"Jin aldığı haberle çılgınlar gibi gülmeye başlamıştı. Ellerini saçlarına geçirip saçlarını çekiştirmeye başladı. Dişlerini sıktı ve masanın üzerindeki boş vazoyu alıp duvara fırlattı.
"Demek bu kadar korkaksın ha Kim Namjoon? Beni öldürtmek isteyecek kadar ve bunu deneyecek kadar da cesaret sahibi. Pekala Namjoon, bunu sen istedin."
...
Telefon çalıyor.
"Alo?"
"Merhaba. Bay Park'la görüşmek istiyordum."
"Benim."
"Mümkünse bir buluşma ayarlayabilir miyiz?"
"Neden?"
"Fiyatınızı öğrenmek için."
Park Jimin telefonu kapattı. Hemen önünde durduğu masaya kalçasını yasladı. Karşıda oturan Jungkook'a bakıp konuşmaya başladı.
"Jungkook, sanırım bize iş çıktı."
Jungkook sırıttı. Elinde tuttuğu viskisini yudumluyordu. Yavaşça masaya bıraktı ve ayağa kalkıp pencereye ilerledi.
__________________________________
Küçük bir ofisleri vardı, Busan'da yaşıyorlardı.
Park Jimin, 26 yaşındaydı. Ailesi ölmüştü. Ailesinden geriye bir tek kardeşi kalmıştı ama o da çok uzun zaman önce yurda verildiği için onu asla bulamadı. (2024)
Jeon Jungkook, 24 yaşındaydı. Annesi kanserden uzun zaman önce vefat etmişti. Babası ise o küçükken onları terk etmişti. Jeon yıllarca üvey babasıyla birlikte kalmıştı ve ondan nefret etmişti. Annesi öldükten sonra evi terk etmişti. (2024)
2017
Jimin 19 yaşında başlamıştı. Ailesi kardeşi doğduğunda bakamayacaklarını söyleyip onu yurda vermişlerdi. Jimin o zamanlar çok küçüktü ve ne yapacağını bilememişti. Jimin 14 yaşındayken ailesi bir trafik kazası geçirmişti. Böylece o da yurtlara düştü ama 18 yaşına geldiğinde ayrılmak zorunda kaldı. Bir bara işe girdi ve bir süre orada çalıştı. Kendi evinde kalabiliyordu bu yüzden mutluydu. Kardeşini aramaya başladı, kendine bir dayanak arıyordu. Bir gün barda yanına gelen yaşlı bir adam ona birlikte olmayı teklif etmişti. Jimin bu işrenç teklif karşısında şok olmuştu. Adam para vereceğini de söylemişti. Jimin ilk cinayetini o zaman işkemişti. O adamla odaya çıkıp ellerini ayaklarını yatağa başlamıştı. "Zevkini çıkar." dedikten sonra da onu türlü işkencelerle öldürmüştü. Adamın masaya bıraktığı parayı aldı ve o barda çalışmayı bıraktı. Bu olaydan sonra epey psikolojisi bozulmuştu. Her yerde annesini görüyordu sanki ve delirdiğini düşündü. Daha sonra bunun geçmesi için cinsyet işlemeye devam etti. Para karşılığı cinayet işliyordu ve artık o adamın gözleri gözünün önüne gelmiyordu. Annesi etrafında dolaşıp ona suçlu gibi bakmıyordu. Jimin bu işten zevk alıyordu. 7 yıldır bu işe devam ediyordu. Güzel para kazanıyordu.2019
Jeon Jungkook 19 yaşındayken annesi ölmüştü. Zaten ondan nefret eden ve her fırsatta onu döven lanet babası annesinin gitmesi üzerine onu dövmeye devam etti. Zavallı çocuk bir gün evden kaçtı. Kuytu bir sokağa gittti. Burası çok ıssızdı ama yine de o evden iyiydi. Jungkook ağlarken izlendiğini hissetti ve kafasını kaldırıp etrafa baktı. İleride gölgelerin içinde bir adam duruyordu. Adam kollarını birbirine bağlamış ve duvara kolunu yaslamıştı. Adam bir anda dik durdu ve Jeon'a ilerledi. Jeon Jungkook ayağa kalkıp geri geri gitmeye başladı."S-sende kimsin?! Yak-yaklaşma b-bana-"
"Şhh, sakin ol delikanlı."
Adam durdu ve cebinden bir paket sigara çıkarıp ucunu ateşledi.
"Burada ne arıyorsun? Bu saatte burada senin gibiler olmaz dostum."
Jeon korkuyordu. Duvarın dibine pusmuş dua ediyordu tanrıya. Onu oradan kurtarsın diye.
"Ben korkma diyorsam korkma. Şimdi bana adını söyle."
"J-Jungkook."
"Jungkook, burada ne işin var?"
Jungkook kafasını eğdi. Utana sıkıla söylemeye çalıştı ama sustu ve bir anda ağlamaya başladı. Adam çocuğun yanına gitti ve ağlayan çocuğa siyah gözleri ve çatık kaşlarıyla bakmaya başladı.
"Hep ağlar mısın sen çocuk?"
"B-babam... O beni dövdü, ben evden kaçtım."
Karanlığın içinde yüzündeki izler belli olmuyordu. Çocuk yere çökmüştü. Adam çocuğun çenesinden tuttu ve kafasını kaldırıp sokak lambasının ışığı altında yaralarına baktı.
"Uzun zamandır sana şiddet uyguluyor galiba."
"Hmhm.."
"Sana yardım edeceğim Jungkook. Gel benimle."
Jungkook çok korkuyordu. Ayağa kalkıp adama dik dik bakmaya başladı. Adam gülümseyip elini uzattı.
"Ben Jimin, Park Jimin. 21 yaşındayım ve sana yardım edebilecek tek kişiyim."
Jungkook adamın ne dediğini anlayamamıştı. Lakin onun bir seri katil olduğunu öğrenene kadar. Böylelikle onun yanında kalmaya başladı, işlediği ilk cinayetse üvey babası oldu. Onu kaçırıp bir depoya soktular ve orada Jungkook onu saatlerce dövdü.
"LANET OLSUN SANA! LANET OLSUN SENİN GİBİ BABAYA! SENDEN NEFRET EDİYORUM ŞEREFSİZ PİÇ!"
"SANA SENİN GİBİ VURUYORUM İBNE! ACIMIYOR MU, HA! ACIMIYOR MU SÖYLE?!"
"Hayatımı mahvettin.. Annem öldü, sen benim çocukluğumu çaldın. Gençliğimi çaldın..."
Jungkook hırsını alamayıp onu dövmeye devam ediyordu. Birkaç gün boyunca onu orada sürekli dövdü. Adam zaten artık tepki bile veremiyordu. Jimin elinde bir silahla depoya girince ona baktı. Jimin silahı ona uzattı.
"Hadi Jungkook. Tam kafasından, vur artık ölsün. Sana yaşattığı her şey için bin defa ölsün."
Jungkook gözleri dolu bir şekilde baktı yerde yatan üvey babasına. Adam kafasını sallayıp geriye doğru sürünmeye başladı.
"Hayır, hayır Jungkook yapma...."
"Onu dinleme Jungkook, o senin en büyük düşmanın. Anneni bile o öldürdü."
Jungkook bundan sonra dayanamadı ve silahı adamun kafasına göre tutup tetiğe bastı. Adamın kafası anında patlamıştı ve her yere kan sıçramıştı. Jimin Jungkook'un omuzlarına vurdu ve gülümsedi.
"Aferim Jungkook."
Jungkook'un gözlerinin önünden üvey babasının gözleri gitmiyordu. Rüyalarına giriyor ve onu rahat bırakmıyordu. Jimin bunun daha fazla cinayet işlemekle geçeceğini söyledi. Jungkook korkuyordu ama tek kelime etmiyordu. Jungkook o gün Jimin'e bir soru sordu.
"Bunu neden yapıyorsun Jimin?"
"Biz bu dünyanın Azrailleriyiz çünkü Jeon."
...
2024
Demek bize iş çıktı ha? O halde layığıyla yapalım Jimin. İşimiz bu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SERİAL KİLLER- Taekook&Yoonmin
Aksi"Taehyung? Burada ne işin var?" "Jungkook'u evine bırakmaya geldim. Senin ne işin var?" Jungkook. Jeon Jungkook. "Ben Jimin için geldim." Jungkook hemen atladı. "Park Jimin için mi?" "Evet." Taehyung Jungkook'a döndü ve kaşlarını çattı. "Sen nerede...