Sonun başlangıcı #1

47 6 16
                                    


Yaz tatilinin başlangıcı...Bu hissi seviyordum. Saçlarım kaskımın altında hareket etmese dahi rüzgarın hızla birlikte tişörtümü havalandırdığını hissetmeyi de seviyordum. Yol boyunca olan levhadan son 10 km kaldığını görmüş ve yüzüme küçük bir gülümseme takınmıştım.

...

Yazlığın sokağından girdiğimde gülümsemem silinmiş, hızla motoru park edip kaskımı çıkarmıştım. Çok sessizdi. Kaskımı çıkartıp kol altıma alıp içeri doğru gittiğimde bizimkilerin henüz gelmediğini anlamam uzun sürmemişti. İki ev arasından geçen dar yoldan deniz tarafına doğru gitmek için köşeyi döndüğümde gördüm o güzel suratını. Kendimden nefret etmeme sebep olan delikanlının o güzel suratını. Kahverengi gözlerinin delici bakışlarını hissediyordum buram buram, kilitlenmişti. Her yaklaşan adımımda birbirimizden rahatız olduğumuz anlaşılıyordu. Bakışlarını benden ayırarak kafasını döndürdü ve bir kaç adım geri çekilerek eliyle 'geç' işareti yaptı. Yanından geçip giderken kısa bir an yine gözlerimiz buluşmuştu.

''Hoş geldin Akın'' dedi yan bakışlarının arasından.

''Hoş buldum Tekin'' dedim köşeyi dönerken.

Adımlarımı sıklaştırmış ve bahçe içinden geçip denize paralel parmaklıkların yanına geldiğimde kısa bir an için de olsa yazın ilk kokusunu içime çekmek iyi hissettirecek gibi gelmişti. Yazın kokusu gerçekten de etkisini bırakıyordu. Deniz, tuz, kum. Geçen yaz olanlar aklıma gelince mide kasıldı, aynı kokunun bana her yaz huzur verirken bu yaz sadece geçmişi hatırlatacak gibi hissettirmişti. Hayal kırıklığına uğramış ve suratımı buruşturmuştum. Bunun olması kaçınılmazdı sanırım. Bir kaç nefes sonrasında arkama döndüğümde Tekin'in bir adım dahi ilerlemediğini sadece gövdesini benden tarafa doğru konumlandırdığını görmüştüm. Orada, beni rahatsız edici bakışlarının arasından ezmeye çalışıyordu. Başarılı olmuştu. Kolumun altındaki kaskımı daha da sıkı tutup kafamı iki yana salladım. Adımlarım birbiri ardına bahçeyi geçerken yazlığın bir kaç basamak olan merdivenine oturup Tekin ile aramda 1-2 metre bırakmıştım. Kastığım kolumdaki kaskı kenara bırakıp ellerimi yüzümün içine alıp saçlarıma ve oradan enseme doğru gezdirdim. Bakışlarımı Tekin'e doğrulttum.

''Tekin, diyeceğin bir şey mi var?''

Bana bakmayı sürdürüyordu. Omuz silkti. Hay bir de bununla uğraşacaktım, hiç utanmıyordu. Geçen yazın aklında olduğunu dahi düşünmüyordum. Tek hatırlayan ben ve anlatabildiklerimdi. Beceriksizce elime telefonumu aldım. Annemin mesajı ile bozguna uğraşmıştım, geceye kadar gelmeyeceklerini iletmişti. 

''Harika. Ne bir anahtar ne gidecek yer'' diye mırıldandım.

Kaskımı merdivenden alıp Tekin'e doğru yürüdüm ve yanından geçtim.

''Nereye?'' diye seslendi.

''Senden uzağa, olabildiğince.'' diye geçiştirdim.


Kaskımı taktığımda anlamsız homurdanmalar duysa da ilgilenmiyordum. Bahçe içinden geçip motoru geri çıkardım. Sahi, nereye gidecektim ki diye düşünmeler beni almışken gazı veriyordum. Gerçekliğe geri döndüğümde ister istemez güzel anıların geçtiği çay bahçesine geldiğimi fark etmiştim. Kaskı çıkartıp kasaya attım. Neşeli bir kıkırtı ile doldu kulaklarım. Sahibi yabancı değildi. Küçük bir gülümseme ile kıkırtı sahibine doğru yürümeye başladım ve çay bahçesine girdim. Girdiğim an iki çift gözün şaşkınlıkla bakıp saniyelik üstüme zıplamaları şok dalgası yaratmıştı.

''Akııııın yaaa Akın. Gelmişsiiin'' diye çığlık attı bir yandan sarılırken Pelin.

''Akın selam, yine'' diye ekledi Yıldız.

Görüş Açısı - bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin