KARAS GELİNİ

4.İSTEME

Adar babası, amcaları ve aşiretin ileri gelenleri hep beraber fabrikada konuştular. Adar boynuna tasma takılmış kurt gibi kendini cenderede hissediyordu. Ergeli ailesi üzerlerine karabasan gibi çökmüştü aile bağları aşiretleri onlardan güçlü olsada abisininin hatası yüzünden herkes onları haklı buluyordu, büyük amcası Visam'ın bedeli ödensin dava bitsin alt tarafı evleneceksin uzatma dediğinde.
Adar iyice boğulduğunu hissetti bu zamana kadar evlenmek aklının köşesinde bile yoktu.

Konuşma bitince Adar fabrikadan çıkmış konağa doğru gidiyordu çok sinirli ve gergindi yolda kalabalık bir insan sürüsünün içine daldılar.
Araba gıdım gıdım gidiyordu, sonra Adar'ın gözüne o tanıdık elbise ve saçlar çarptı yolun kenarında durmuş bir kadına yardım ediyordu.

"Cafer arabayı durdur! "
Adar aracın camını yarı açarak olayı anlamaya çalıştı.
Yerde yatan hamile bir kadın vardı hamile kadının başında arkası yine Adar'a dönük o tanıdık elbise, o tanıdık saçlar ve o kalçalar duruyordu.

Yerde yatan kadının etrafından insan doluydu kız sürekli açılın diyordu. Yanında bir sürü erkek varken, Kadın yerde resmen can çekişiyordu ama herkes aval aval bakıyordu. Ambulansın sesi duyuldu kız kenara çekilin desede kimse onu dinlemiyordu. Adar araçtan çıktı tabi adamlarıda.
Adar
Cafere döndü "Cafer dağıtın şurayı"

Cafer kornaya abandı korna sesine herkes dönüp baktı ve Adar'ı arabanın önünde dağ gibi dikilirken gören yolu boşalttı kız Adar'a kitlenmiş bakıyordu. Adar gözlüklerinin arkasından kıza baktı ama tek ses etmedi. Ambulans sokağa girince Adar arkasını döndü ve arabaya binip yola devam etti.
Konağa gelip oturdu. Halası yanına geldi.

"Hala sana birşey soracağım o gün o Rana kimin kolunu tutup gittiydi?"

" Ne zaman?"
"Hani Rana o gün sana emirler verdi sende beni susturdun."

"He Nade'nin bir küçüğü"

"Neyse işde adı neydi?"

"Karsu ah güzel kızım bahtıda güzel olaydı keşke"

"Ne var bahtında?"

"Hastadır"

"Nasıl hasta?"

" Valla sık sık duyardık Ergelilerin kızı hasta diye, geçen aylarda rahmetli Nadenin sözünde bayılmıştı. Annesi anlattıydı. Doğumda bebek oksijensiz kalmış ozamandan kalan bir hasarmış bayılma sorunu varmış. Onca hastane onca hekim çare bulamamış, kalbi sıkışıp aniden bayılır günlerce kendine gelemezmiş neden olduğu bulunamamış.
Doğuştan hastadır işde yoksa güzelliği dillere destan olur ama onu kimse almaz kimse hasta kadın istemez. Zaten üzerine titrerler onun. "

" Neden sordun? "

" Bugün çarşıda birine yardım ediyordu adını hatırlıyamadım ondan sordum. "

Konağın kapıları açıldı arabalar peş peşe içeri avluya girdi.Arabalardan inen babası ve amcaları Nebil ile Hamet Adar'a doğru geliyorlardı. Adar ayağa kalkıp saygı gösterdi. Ağalar oturdular.

"Hayırdır baba?"

"Adar oğlum Melik ve Niho senden sonra geldi,konuştuk cenazelerimiz tazedir onlarda bizde çalgı çengi düğün istemiyoruz. 40 mevlutu geçince haftaya pazara yemekli okumalı nikah yapılacak biz kabul ettik kız zaten ses etmez sende tamamsan cuma isteyip yüzük takacağız. Cumarteside Gülna'nın nişanı takıp 4 ay sonrada onları evlendireceğiz. "