11. Bölüm: Geri Dönüşü Olmayan Yollar

80 15 80
                                    

Billie Eilish - BLUE

        || Bölümü oylarsanız sevinirim, iyi
okumalar.||

Binlerce ruh bağlanır bir ruha. Güvenle, sadakatle...

İlahi bağın tek bir ayrılma yolu vardır o da ölümdür. Bu yüzdendir ki insanlar her bağlılık yemini ederken kendilerini ayıracak tek şeyin ölüm olmasını diler.

Ve aynı zamanda en büyük korkularıdır ölüm, bütün bencillikleriyle o kişinin yokluğuyla başa çıkamama duygusudur. O olmadan ne olacağını bilemezler, o olmadan ne yapacaklarını bilemezler, o olmadan nasıl yaşayacaklarını bilemezler ama onun olmamasının ne demek olduğunu hiçbir zaman tam anlamıyla düşünmezler. Var olmanın ve elde tutulanın değeri henüz anlaşılmıştır çünkü.

Sonra ruh çekilir bir kenara, kendine ve failine bakar. Ne yaptığını sorgular. Belki kendinde hatalar arar ama hiçbir zaman buna cevap bulamaz çünkü burası insanlar evreni. İnsan kendinden başka kimseyi haklı bulamaz. Yapılan her iyilik ve kötülük bir karşılık gerektirir, yapılan her şey elbet bir gün ruha geri döner.

Xavier'da bunu yaptı. Duran kalbinden sonra ruhunun gözleri ilk önce failini buldu; Karina'yı. Öylece arkasını dönüp gidişini gördü. Cesurdu ama hiçbir zaman kendinden emin olmamıştı. Kızın parıldayan mavi gözlerinde hep bir şüphe vardı. Olanı düşündü, olmayanı düşündü. Hiçlikte yuvarlanan her ihtimal bir başka ağırlık olarak çöktü üzerine. En çok da bir mührün ardına saklananlar... Çünkü Karina'yı buna iten şey bildikleri değil, bilmedikleri olmuştu.

Xavier ölmüştü ve Karina bunun ne demek olduğunu hiçbir zaman düşünmemişti. Tek düşündüğü, neticede kendine dönecek olan intikam almış olmanın huzuruydu.

Öyle de oldu.

Xavier'ın ruhu hiçlikte yolunu kaybederken, Karina yıllarını verdiği huzura kavuştu.

Ancak herkes bilirdi, hiçbir şey sonsuza kadar sürmezdi. Her huzurun bir huzursuzluğu ve her ölümün bir kanıtı vardı. Hiçbir şey öylece bitmez, öylece yok olmazdı. Bu yüzdendir ki en yolunu kaybettiğini düşündüğün anda bile beklenmedik bir kapı aralanabilirdi hiçliğin ortasında.

...

Lord'un ölümünden 5 ay sonra, İkinci Kıta

Belki bir hayal içinde, belki de bir rüya içinde yaşamaya başlamıştım çünkü hayatımın son dönemlerinde hiç bu kadar mutlu olmamıştım.

Havada belirgin bir eksiklik vardı. Lord'un eksikliği. Bu kimileri için kabusu oluştururken, kıyameti temsil ederken benim için bir huzurdan ibaretti. Artık aldığım nefesler o kadar da acı verici gelmiyordu. Çünkü tam da inandığım gibi, Xavier öldükten sonra Karanlık Gölge bir daha zihnime uğramamıştı. Hala daha nasıl olduğunu çözemediğim bir şekilde ikisi birbirine bağlıydı ve Xavier'dan kurtulduğum gibi ondan da kurtulmayı başarmıştım.

Belki birbirine bağlı iki ruhlardı belki de benim aklımla oynayan, birleşmiş tek bir ruhtu.

Bir kuş gibi hissediyordum. İçimde verdiğim savaşı kazanmanın zaferinden ziyade tekrardan yaşanabilir bir nefes almanın hafifliğiydi bu. Sanki Uliana soluk gri bir halden, en az gökkuşağı kadar renkli bir hale bürünmüştü.

ULIANA: Lanet TutsağıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin