♫Soap&Skin - Me And The Devil♫
"Söyle, nedenini anlamıyorum.
İnsanlar etrafımda beni takip ediyor.
O eski kötü ruh olmalı..."|| Bölümü oylar ve bol bol yorum yaparsanız sevinirim, iyi okumalar.||
__________
Çalılıklar ayaklarımın altında ezilirken bir yandan duyularımı açık tutuyor ve sürekli etrafı kontrol ediyordum. Saçlarımı üzerimdeki kazağın içine saklamış ve kapüşonu başıma geçirmiştim. Nereye gittiğimi henüz kararlaştırmasam da artık insan arasına karışmak istiyordum. İkinci Kıta'da yeterince kalabalıktan uzak kalmıştım zaten ve bu tutsaklık uzadıkça daha da boğulur olmuştum.
Başıma bela almak gibi bir niyetim elbette yoktu ama artık biraz olsun nefes almak ve kafamdaki asılsız suskunluğu kendime unutturmak istiyordum.
Bir anda ensemde derin bir sızı hissettiğimde birinin yakınlarda olduğunu anladım ancak anladığımla kalmıştım.
Güçlü bir kol arkadan belimi sararak bedenimi kendisine yasladı ve hareketlerimi büyük bir oranda kısıtladı. Ardından ağzımı açmama fırsat bile vermeden büyük eli ağzıma kapandığında dilimin ucuna gelen bütün küfürleri yutmak zorunda kalmıştım. Bıkmıştım bu avcı müsveddelerinden.
Paniğimi tamamen bir kenara bırakarak hızla belimden bıçağımı çıkardım ve var gücümle bacağına saplamak için bir hareket yaptım. Son zamanlarda biraz paslanmış olsamda gayet hızlı bir refleks göstermiştim ancak arkamdaki iri yarı adam ağzımdaki elini çekerek hızla bileğimi yakalamış ve ben daha ne olduğunu bir anlayamadan bedenimi büyük bir ağaçla kendi arasında sıkıştırarak bıçağımı ağacın gövdesine sapladı. Benim elim hala bıçağın kabzasını tutarken onunki benim elimin üzerine kapanmıştı.
"Bırak!" Sert bir sesle bağırarak bu sefer kollarımı gövdesine geçirmeye çalıştım ancak göğsü sırtıma zaten yeterince baskı yapmıyormuş gibi bu sefer kollarımı da yakalayarak arkada birleştirdi ve bedenimi ağaca daha çok bastırarak bütün hareketlerimi kesti. Soluksuz yaptığı hareketler benim soluğumu kesmeye yetecek güçteydi. Tam o an gerçekten savunmasız ve paslamış olduğumu kavradım. Xavier'ı öldürdüğümü zannettikten sonra fiziksel aktivitelerimi gerçekten aksatmıştım.
Ancak şöyle bir gerçek vardı ki şu an elimde ufacık bir karışımım olsa bana birkaç saniyeden fazla bu şekilde dokunamazdı.
O kadar anlık ve beklenmedik yakalanmıştım ki kurtulma çabam karşısında nefes nefese kalmıştım. Arkamdaki kişi her kimse sesini çıkarmıyor ve sanki bütün hamlelerimi biliyormuş gibi beni kolayca tutabiliyordu. "Ne istiyorsun benden!? Bırak beni!" Yüzüm ağaca yaslıyken derin bir nefretle konuştum ve bacağımı geriye savurarak onun bacaklarına güçsüz bir tekme geçirdim.
Aklımdan bin bir ihtimal geçti. Xavier'ın adamlarından biri olabilirdi, Meclis'ın adamlarından biri olabilirdi ya da daha da kötüsü mahzende beni sıkıştıran adamlardan biri olabilirdi.
"Senden tek bir şey istedim onu da yerine getirmiyorsun, Karina." diye fısıldadığında hem korkudan buz kestim hem de çok büyük bir rahatlama yaşadım. Arkamdaki kişi hakkında aklıma o kadar fazla ihtimal gelmişti ki o kişinin, gözetiminden kaçtığım Connor olabilme ihtimali aklımın ucundan geçmemişti.
Şu an hem mutluluktan çocuk gibi zıplamak hem de yakalanmış olmanın verdiği korkuyla bulduğum ilk deliğe saklanmak istiyordum.
Kalbimin ritmi yavaşlarken keskin bir nefes verdim ve alnımı ağacın gövdesine yasladım. Connor kollarımı arkamda sıkıca tutmaya ve bedenimi ağaca bastırmaya devam ediyordu. Kapüşonumu açarak arkadan kulağıma yaklaştığında artık haliyle karşı koymuyordum. "Ya şu an bunu sana yapan bir başkası olsaydı? Şu haline bak, karşı bile koyamıyorsun ve bu halde hala kaçmaya çalışıyorsun." dedi azarlayarak.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ULIANA: Lanet Tutsağı
FantasíaTamamen büyünün hüküm sürdüğü bir gezegen; Uliana. Bu toprakların yöneticisi Lord Xavier, Karina'yı yaptığı bir hatadan dolayı cezalandırması gerekir. Normal şartlarda Karina'nın yaptığı hatanın sonucu infaz olması gerekirken Lord Xavier, Karina'yı...