Dokuz branşta faaliyet gösteren Fenerbahçe Spor Kulübü'nün Başkanlık pozisyonunda gözü olan, her spor dalına yoğun bir tutkuyla bağlı olan Elfida Morya, hedefine doğru emin adımlarla ilerlerken adımlarını sekteye uğratacak biriyle tanışır.
Fenerbahç...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
💛💙
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bu güzel kapağı bize hediye eden @mariashelll 'e çok teşekkür ediyorum 🌸
💛💙
3. BÖLÜM : "Sarı-lacivert altında."
"Bu var ya vatana ihanettir. Galatasaray gelmiş evimizden seni almış gibi hissediyorum. Abla keşke bıçağı kalbime sapladığında bıraksan, çevirip durmasan. Ölüyorum görmüyor musun?"
Şaşkınlıkla Kenan'a döndüm. "Abart biraz daha. Abart. Şovcu seni."
"Biraz bile şov yapıyorsam şerefsizim abla. Sen var ya U19'u A takıma sattın."
Uzun boyuyla bana tepeden baktığı yetmiyormuş gibi kafasını biraz daha kaldırdı. Şerefsiz bana üstten baktığını ima ediyordu ama isterse otursun yine üstten bakardı. Uzundu çünkü!
Daha fazla dayanamayarak elimi uzattım ve yakasından tutarak onu aşağı çektim. "Zibidilik yapma sana gerçek dramayı yaşatırım." Dedim.
Kenan yutkunup yakasındaki elimi tuttu. "Ben hiç zibidilik yapar mıyım abla? Aşk olsun." Dedi. Gözlerimi devirip onu bıraktığımda tekrar eski haline geldi. "Ama abla niye gidiyorsun? Biz kötü müyüz?" deyince vücuduma anlık yüklenen sinir de hemen kayboldu.
Kenan'a bakarken şefkatle doluyordu içim. Tüm çocuklara bakarken böyleydim. Onlar benim için küçük kardeşlerdi. Şu an terk edildiğini düşünüyordu ve benim görevim onun içini rahatlatmaktı.
"Bu dediğin beni çok üzer biliyor musun?" dedim yumuşacık bir sesle. Kenan başını eğince aslında benden gözlerini saklamak istedi ama ben kısaydım o uzundu. Gözlerini böyle daha net görmüştüm. Gülerek, "Gözlerini net bir şekilde görüyorum. Kafanı kaldırırsan saklanırsın benden." Dedim. Kenan başını kaldırıp bana bakınca kenardaki sandalyeleri işaret ettim. "Gel şöyle oturalım sana bir şey anlatmak istiyorum."