Koldoff İlk Destan - Diyarın Aslanı

Bölüm 6- Ve Diğerleri

Bölüm 6- Ve Diğerleri

Gladyatörler Mezarı, Milan'ın meydan okumasıyla yankılanırken Delterhanda Harringstone derin bir nefes aldı. Gözleri, ona ölümüne meydan okuyan genç adamın öfke dolu bakışlarına, elleri ise oturduğu tahttın topuzlarına kilitliydi. Sessizliği sadece rüzgârın hışırtısı ve izleyicilerin fısıltıları bozuyordu. Delter yüzündeki soğukkanlı ifadeyle yavaşça doğruldu ve kararlı adımlarla öne çıktı:

--Görüşmeyeli çok uzun zaman oldu Milan. Geleceğini duymuştum. Ancak yüzünü ve adını gizleyerek turnuvaya katılmandansa, resmi unvanlarınla misafirim olup birleşik Koldoff davasında bana katılmanı umuyordum.

Delter'in ''Geleceğini duymuştum.'' sözü Athelardus'un tüylerini ürpertmişti. Çünkü kendisinin ne burada konuşulan olaydan ne de Milan'ın geleceğinden haberi vardı. ''Delter'in bağımsız bir istihbarat ağı mı var? Yoksa blöf mü yapıyor?'' diye düşünmekten kendini alamadı. Öte tarafta öfkeyle dolup taşan Milan, Delter'in bu tondaki girişiyle afallamıştı. Belki de, Delter'in işlediği çirkin suçla yüzleşmesiyle bir parça olsun yüzünün kızarmasını beklemişti. Delter, ahşap korkulukların önünde paralel şekilde yürüyerek konuşmasına devam etti:

-- Castrod'tan ayrıldığımda ufak bir oğlandın. Şimdi büyümüş yiğit bir şövalye olmuşsun. General Balder ve Lord Arthas Pike, Enigma'nın gördüğü bileği en kuvvetli dövüşçülerden ikisidir. Onları yenerek turnuvayı kazandın ve rüştünü ispat ettin. Galibiyetini tebrik ederim. Sözlerine gelince... Bir zamanlar yaptığım paralı askerlik mesleği hatırlamaktan memnuniyet duymadığım ama aynı zamanda da reddetmeyeceğim bir gerçektir.

Güçlü ve kararlı bir tonla konuşmasını sürdürmeden önce arenada fısıldaşmalar duyuldu. İmparatorun geçmişte, sadece altın için savaş peşinde koştuğunu herkes bilmiyordu. Delter, sağ elini Şangetiren'in aslanlı topuzuna koyarak devam etti:
-- Forehart Hanedanı'nın benim askerlerimi tuttuğu ve sizin için Lesnar Ormanı savaşında çarpıştığım da başka bir gerçektir. Beni cinayetle suçluyorsun, fakat gerçekleri saptırıyorsun. Sonrasında sana gönderdiğim mektupta da açıkladığım gibi, babana ihanet eden ben değilim. Cassian Forehart, Şan Mızrak Alayları'na olan borcunu ödememek için beni öldürmeye çalıştı. Onun hain planlarını bozan bendim, adaleti sağlayan da.

Milan'ın yeşil gözlerinde öfke ve şaşkınlık bir arada parladı.

--Yalan söylüyorsun! Babam asla böyle bir şey yapmazdı. Onuruna yemin ederim ki, o gün olanların tek suçlusu sensin! Ne söylediğin gibi bir mektup aldım. Ne de senin bu alçak yalanlarına inanıyorum!

Arena, bu iki adamın arasında giderek artan gerginlikle doluydu. İzleyiciler, nefeslerini tutmuş, bu dramatik yüzleşmeyi izliyordu. Leydi Merar ve Celestia, endişeyle birbirlerine baktılar. Kalabalığın içindeki her yüz, bu anın tarihe geçeceğini biliyordu.

''Gerçekler acıdır, Milan.'' diye devam etti Delterhanda. Bu kez onun sesi de hiddet doluydu.

--Baban, sadece açgözlü ve bencil bir adamdı. Ben, onun bize olan borcunu hatırlatmaya gittiğimde, haince bir pusu kurdu. Onun hayatını almak zorundaydım, yoksa kendi hayatım tehlikedeydi. Bu, benim değil, onun suçu.

Milan, Delterhanda'nın sözlerini duyduğunda, öfkesi daha da arttı.

--Yalancı! Hain! Bugün, bu arenada, Koldoff'un önünde adaletin kılıcıyla hüküm giyeceksin!

Genç adamın hırs dolu haykırışı Gladyatörler Mezarı'nın çevresinde yankılandı. O kalbi gibi intikam ateşiyle yanan gözleriyle Delter'e bakarken, locadan ihtiyat dolu tanıdık bir ses yükseldi. Athelardus, elindeki Tolkan şarabını, somsa meyvesiyle dolu tabağın yanına yerleştirdikten sonra ayağa kalktı ve Milan Forehart'a hitap etti: