Bölüm 4- İmparator

37 11 11
                                    

Aziz Lohatan, tüy kalemini mürekkebe daldırıp sararmış parşömen üzerinde gezdirdi. Yazdıkları, Nefes Kütüphanesi'nin aylık raporlarıydı; kütüphanenin mali durumunu ve kitap akışını kaydediyordu. İskemlesinden yavaşça kalkarken, sızlayan eklemleri ona iki işi birden sürdüremeyeceğini fısıldıyordu. Ancak ne çocukluk aşkı olan kitaplarından ne de hatırlı dostların ısrarıyla seçildiği Kadim Konsey'deki görevinden vazgeçebilmişti. Notları çekmeceye yerleştirip, feneri söndürdü, paltosunu giydi ve kütüphaneyi kilitleyip terk etti.

Gümüş Saray'a varmak için daha kısa bir yol olmasına rağmen, deniz havası almak için Bakire Tanrıça Meydanının güneyindeki liman yoluna girdi. Artık güneş batmış ve görevini sokak lambalarına devretmişti. Dar ve taştan sokakları aydınlatan bu lambalara göz gezdirirken bir grup genç erkeğin bir yumak halinde köşe başında toplaştığını gördü. Yavaş adımla neyle ilgilendiklerini görmek için onlara yaklaştı. Üç kişi, yerde dizlerinin üzerindeki tezgâhtan satış yapan bir dördüncüsünün etrafını sarmış ve onun sattığı ürünleri inceliyorlardı.

Ayaktakilerden biri yaklaşmakta olan ihtiyar adamı tanıdı ve diğerlerini uyardı. Bir Kadim Konsey üyesinin yaklaşmakta olduğunu görünce hepsi hızlı adımlarla kaçışmaya başladı ve sokağın ucundaki köşeden dönüp gözden kayboldular. Lohatan geldiğinde yalnız kaldırım taşında oturan genç, henüz tezgâhı toparlayamamış ve kaçamamıştı. Gençlerin bu tutumu doğal karşılanabilirdi. Çünkü İkam'da satış lisansı olmayan işportacılardan alışveriş yapmanın ciddi bir para cezası bulunuyordu.

Lohatan, eli ayağına karışmış endişeli satıcıyı gülümseyerek süzdü. Muzip bir tavırla sordu:

--Biraz daha hızlı olmak gerekiyor ha?

İşportacı genç, evhamlı halini gizlemeye çalıştı. Mücevherler, takılar ve tütünlerle dolu tezgahıyla oynarken çaresizce yalana başvurdu:

--Yalnızca sizin için malları düzenlemek istedim efendim.

--Çok naziksin, zahmete gerek yok alışveriş yapmayacağım. Satış lisansın yanında mı acaba genç adam?

--E..efendim bu sabah loncaya başvurmuştum. Ancak çok sıra vardı. Ben de düşündüm ki... En kısa vakitte alacağım efendim.

Üstat gülümseyerek etrafına baktı. Sokakta pek kimse görünmüyordu. Bir kereliğine görmezden gelip bu genç beyefendiyi yasal satış için teşvik etmenin kimseye zararının dokunmayacağına karar verdi. Güven veren bir şekilde gencin omzuna elini koyarak konuştu:

--Bu seferlik aramızda kalsın. Ama yarın loncaya uğrayıp lisansını alıp almadığını soracağım. Eğer almazsan çifte ceza yersin.

Kendini en kötüye hazırlamış, alacağı yüklü cezayı nasıl ödeyeceğini kara kara düşünen işportacı genç, Bu beklenmedik lütfetle rahatlamıştı. Büyük bir minnettarlıkla konuştu:

--Çok, çok teşekkür ederim efendim. Gün doğar doğmaz gideceğim. Lütfen, size teşekkür etmeme izin verin. Eşyalardan ilginizi çeken bir tanesini hediye etmek isterim.

Lohatan gülümsedi ve başını sallayarak konuştu.

--Buna hiç gerek yok genç adam. Bana teşekkür etmek için yarın git lisansını al. Bu kâfi.

Ancak işportacının bırakmaya niyeti yoktu. Arkasını dönerek gitmeye hazırlanan Üstadın eline yapıştı ve isteğini tekrarladı:

--Lütfen Başkan hazretleri. Israr ediyorum. Bir hediye vermeme izin verirseniz minnettar kalırım, beni çok sevindirirsiniz.

Lohatan, gencin ısrarı üzerine teslim oldu. Oradan bir an önce ayrılabilmek için gözünü tezgahta gezdirmeye başladı. Gümüş ve altın kolyeler, bileklikler, Koldoff'un kuzeyinden gelmiş pirinç ve inciden süs eşyaları, Doğu ülkelerinden muhtemelen kaçak getirilmiş tütün sarmaları... O en ucuz ve gösterişsiz eşyayı alma niyetindeydi. Sonunda gözüne tezgâhın sağ üst köşesinde köstekli bir saat takıldı. Oldukça eski görünüşlü bu saatin pirinçten gövdesi sağlam dursa da zincirleri eskimişti. Pirinçten kapağının üzerinde ''Zamanın Son Nefesi'' yazısı işlenmişti. Kapağı kaldırdığında içi tozlanmış cam kadranı gördü. Kadranın altında yalnızca bir akrep vardı. Çelikten mekanizması bozuk olacak ki akrep durmuştu, hareket etmiyordu. Saati göstererek gence sordu:

Koldoff İlk Destan - Diyarın AslanıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin