1.3

3.1K 352 29
                                    

taehyung

Oturduğum koltukta iyice arkama yaslandıktan sonra bacaklarımı sallamaya başladım. Jungkook hastalarına baktığı için onu koridorda bekliyordum.

Rahat davranmaya çalışsam da Jungkook ile ilk defa baş başa kalacağımız için biraz gergindim. Üstelik aramızdaki saçma iddia ve onun beni tavlamak için sürekli ilitfat etmesi beni gerçekten geriyordu.

Genel olarak sürekli güzelliğime iltifat ediyordu, her ne kadar bundan etkilenmediğimi dile getirsem de buna devam ediyordu. Karakter olarak beni hoş bulmadığının farkındaydım bu yüzden de sürekli dış görünüşüme iltifat ediyordu. Ben ise bu konuda ne yapacağımı pek bilemiyordum.

Jungkook'un sert olmasını seviyordum. Öyle dağ ayısı falan değildi tabii, dozundaydı gerçekten. Gerçi ben daha çok dağ ayılarından hoşlandığım için bu benim için bir ilkti. Fakat İçimden bir ses Jungkook'un kıskandığında farklı bir insana dönüşeceğini söylüyordu ama bilemiyordum. Hem öyle bile olsa gerçekten sevdiği bir insanı kıskanırdı ve bu konuda başarılı olabileceğimin bir garantisi yoktu.

Jungkook son hastanın da odasından çıktığında koltukta biraz dikleştim ve gülümsedim. Gülümsememin güzel olduğumu söyleyen çok fazla insan olmuştu bu yüzden de Jungkook'a sık sık gülümsüyordum. Umarım yapmacık görünmüyordum.

" Gidebiliriz. " kafamı sallayarak yan taraftan telefonumu aldığımda yan yana yürümeye başladık.

" Sadece bir hastana bakacağını söylemiştin? "
kafamı ona çevirerek konuştuğumda o da bana baktı. Anlık gözleri bile beni tuhaf hissettirdiğinde önüme döndüm.

" Evet şu 18 yaşındaki kız var ya, o biraz fenalaşmış. Ona gelmişken hepsine bakayım dedim. " o benim aksime yüzüme bakmaya devam etmişti.

" Neye bakıyorsun öyle? " hafif bir kıkırdama sesi duyduğumda kaçamak bir bakış attım.

" Utanıyor musun sen benden? " kaşlarımı çatıp koluna vurdum.

" Ne alakası var? " utandığımı gerçekten düşünmüyordum, basit bir gerginlikti bence.

" Yazışırken ağzın iyi laf yapıyor ama şu an yüzüme bile bakamıyorsun. " derin bir nefes alıp jungkook'a döndüm ve omuzlarından tutup koridorun ortasında onu durdurdum.

" Alakası bile yok. " kendimi zorlayarak gözlerinin içine bakarken onun bakışları dudaklarıma indiğinde yutkundum. Hatta bir anlık gaflete düşüp bende onun maskeli ağzına baktım.

" Anladım. " bileğimden tutarak omzundan indirdiğim elimi bir süre bırakmadan yürüttü beni.

Garaja geldiğimizde hiçbir sorunu olmayan arabama bir göz atıp Jungkook'u takip etmeye devam ettim. Neyse ki Jungkook arabamı bilmiyordu. Yoksa çekicinin gelmediğini anlayıp bakmak isteyebilirdi.

Ve o bir anda beklemediğim şekilde kapımı açıp geçmemi beklediğinde gerçekten şaşırmıştım. Bütün bunları neden yaptığını bilsem ve hatta benimde amacımın bu olduğumu bilsem de şaşırıyordum. Bu elimde olan bir şey değildi.

Arabaya hızlıca bindiğimde kapımı kapatarak sürücü koltuğuna geçti. Kısa sürede parktan çıktığımızda evimin adresini tarif ettim ve sessiz bir yolculuğa başladık.

" Şarkı açabilir miyim? " kibarlık olsun diye sormuştum çünkü elim çoktan radyodaydı.

" Çok kibarsın ama zaten açıyorsun bile. " o an radyodan yükselen borderline ile gülümseyerek arkama yaslandım.

" Tame impala sever misin? " radyonun sesini açarak beni cevapladığında gülümseyerek yola bakmaya başladım. İstemsizce yavaş yavaş  belimi kıvırarak dans ediyordum. Aynı zamanda eşlik etmeye başladığımda Jungkook daha da havaya girmemi ister gibi arabanın üstünü açmış, saçlarımın uçuşmasını sağlamıştı.

" Kapasak mı üstü? Rüzgar saçlarımı bozuyo da ondan. " kendimi tutamayarak ortamın içine resmen sıçarken Jungkook ciddi olup olmadığımı anlamak için bana döndü.

" Şey tiktok repliği gibi bir şey. Kapatma yani şaka yaptım. " bana göz devirip yola döndüğünde kendi kendime gülerek dans etmeye devam ettim.

" Pekala yazışmadaki haline döndün bile. " evet
gerçekten de üstümdeki gerginliği biraz da olsa atlatmıştım.

" Tabi ki aşkım ne sandın? " aşkım dediğimi duyunca tekrar dönüp bana baktığında gülümsedim. Artık istemsizce sürekli gülümsemeye başlamıştım resmen.

Oturduğum yerde biraz daha dikleşerek sıradaki şarkıyla da dans etmeye başladığımda arada bir bozulan saçlarımı düzeltiyor ve arabanın içinden bana bakan insanları görmezden geliyordum.

Jungkook'un bakışları imkanı olduğu her dakika benim üzerimdeydi ve ne zaman ona baksam yoğun bakışlarını fark edebiliyordum.

Bu bakışları gerçekten farklıydı ve doğru yolda olmam beni mutlu etmişti.

Sonunda evin önüne geldiğimizde radyonun sesini kısmış, bana doğru dönmüştü.

" Evin güzelmiş. " küçük ama iki katlı bir evdi. Ufak bir bahçesi vardı. Manzarası da güzeldi biraz tepede olduğu için bütün şehri görebiliyordum.

" İçini de görmek ister misin? " gözleri kısıldığında gülümsediğini anlamıştım.

" Belki daha sonra. " kafamı sallayarak onu onayladım. Belki bu saçma iddiamız bittiğinde ya da o maskesini çıkartmaya karar verdiğinde onu kahve içmeye davet edebilirdim.

" Pekala. O zaman teşekkür ederim beni bıraktığın için. Evim hastaneye uzak kalıyor
baya. " telefonunu cebime koyduğumda inmek için hazırdım.

" Anlamadığım bir şey var. Seni bırakmak istemediğimden değil ama neden taksi çağırmadın? " neyse ki bu soruyu beni bıraktıktan sonra sormuştu da planımın mahvolmamıştı.

" Yani bırakacak kimsen olmasaydı taksiye binerdim ama sonuçta sen varsın. Ben cimri bir insanım Bay Jeon. " diyerek kıkırdadığımda o da kafasını salladı.

" Anlıyorum. " gülüşüm bir anda solarken boğazımı temizledim ve ona doğru biraz yaklaşarak kafasını yola doğru çevirdim. Maskenin açıkta bıraktığı kısıma bir öpücük bıraktıktan sonra elektrik çarpmış gibi hızlıca çekildim.

" Teşekkür öpücüğü. " son hamlemi de yaptıktan sonra arabadan inerek hızlı adımlarla eve yürüdüğümde anahtarımı çıkartıp kapıyı açtım. Tekrar arkamı dönüp baktığımda ise Jungkook'un hâlâ onu çevirdiğim şekilde durduğunu görerek dudaklarımı birbirine bastırdım ve eve girdim.

Bu iddiayı ben kazanacaktım.


~

normalde bugun bolum yetistiremem gibi bir vibe almistim ama sabahin korunde uyandigim icin evden cikmadan yazayim dedim

fic nasil gidiyor 🥺

make you mine | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin