Sanki ailemle aram çok iyiymiş, sevgilimi de yanıma almış ve ziyarete gidiyor gibiydim. Geçmişte yaşanılanları unutup bir anlığına da olsa bu hayalin içinde yaşamak beni iyi hissettiriyordu. Jungkook'ta bunu anlamış olacak ki o da bu oyunuma ayak uyduruyordu.
Eskiden yaşadığım ama bir gün olsun evim gibi hissettirmeyen bu kocaman ev ilk defa beni gülümsetiyordu. Her bir tarafında ayrı travmalarım da olsa onları görmezden gelmeye çalışıyordum.
Jungkook hayatıma girdiğinden beri her şey daha güzeldi sanki ve bunun bozulmasından deli gibi korkuyordum.
" Babam ne yapmaya çalışıyor sence? " henüz kimse sofraya toplanmadığı için fısıldama gereği duymadan sorduğum soruyla iseul kısaca etrafına bakınıp bana dönmüştü.
" Bilmiyorum... Taehyung hyung üzgünüm ama normalde bu evde adının geçmesini bile istemiyor ama son zamanlarda sürekli senden bahseder oldu. Ve hatta Jungkook hyungtan
bile. " kaşlarımı çatarak düşünceli bir şekilde Jungkook'a döndüm." Belki de yaşlılık psikolojisine girmiştir. Olamaz mı? " aslında benimde aklıma bu geliyordu.
" Evet olabilir. Seninle arasını düzeltmeye çalışıyor demek ki. " kafamı belli belirsiz salladığım sırada Seokjin hyung ve eşi de sofraya oturmuşlardı. Biraz onlarla sohbet ettikten sonra ise herkes toplanmıştı bile.
Annem hariç sofradaki herkes iyi görünüyordu. Onun bu hali beni üzüyordu belki ama yaşadıklarından dolayı da normal olduğunu düşünüyordum. Artık tepki veremiyordu hiçbir şeye.
Iseul bir ara ne kadar yakıştığımızı falan söylediğinde babam ikimizi süzmüş ve hiçbir tepki vermeden yemeğine dönmüştü. Açıkçası bu bile benim için bir kabullenme hissi yaratıyordu. Normalde olsa iseulu susturmuş olması gerekiyordu. Çünkü babam hiçbir ilişkimi kabullenmemişti.
Yemekten sonra herkes büyük salona geçtiğinde sırtımı Jungkook'a yaslamış ve o şekilde muhabbete devam etmiştim. O da gayet muhabbete katılıyor, çekinme belirtisi göstermiyordu.
Bir ara babam ve Seokjin hyung iş hakkında konuştuğunda sıkılmıştım belki ama onun dışında gerçekten güzel zaman geçirmiştim. Aile gibi hissettiğim birkaç anım vardı elbette ama en güzeli kesinlikle bugündü.
" Ben bir lavaboyu kullanayım. " izin alarak yukarı kattaki lavaboyu kullandığımda Jungkook'u yalnız bırakmamak için hızlı davranmıştım.
Babam ben gelene kadar pahalı olduğu belli olan bir şarap açtırmıştı. Sakince şarabımı içerek ortamdaki muhabbete odaklanmaya çalıştım. Ama pek başarılı olduğum söylenemezdi.
" İyi misin canım? " Jungkook sessizce kulağıma doğru konuştuğunda gülümsemeye çalışarak kafamı salladım.
" Biz kalksak iyi olacak. Yarın erkenden ameliyatlarımız var da. " boş şarap bardağını masaya bıraktığımda babam konuşmuştu.
" Jungkook belli ki gerçekten yoğun bir programın var. Yorulmuyor musun bu tempoda? Daha rahat bir mesleğin olsaydı keşke. " sinirden gülmemek için kendimi zor tutarken öylesine gülüyormuş gibi yapmıştım.
" Haklısın baba. Keşke öyle olsaydı. " Jungkook da şarabını bıraktığında elimden tutarak beni ayağa kaldırdı.
" Güzel bir gündü teşekkür ederiz. " iseul bizi geçirmeye geldiğinde iyi olup olmadığımla ilgili bir sürü soru sormuştu ama iyiyim diyerek geçiştirmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
make you mine | taekook
Teen Fictionestetisyen jungkook ve anestezi doktoru taehyung texting | düz yazı