2.8

3.1K 331 52
                                    

Jungkook söylediği gibi beni arabayla almaya geldiğinde bir süre güzelliğimden büyülendiğini düşünüyordum. Arabayı kullanırken sürekli bana dönmesi ve söylediğim şeylere dalgınca cevap vermesi gülmeme sebep oluyordu.

Üstümde beyaz kolları fırfırlı bir gömlek, altımda ise gömleğimi içine soktuğum açık renkte bej bir kumaş pantolon vardı. Belimi tamamen ortaya çıkarmıştım.

Jungkook ise benim aksime siyah bir gömlek ve yine siyah bir kumaş pantolon tercih etmişti. Şu an gerçekten fazla seksi bir çifttik.

Lüks bir mekanın önüne geldiğimizde arabayı valeye vermiştik. Jungkook gergince bana baktığında yanıma yanaşarak elini belime attı ve beni kendine çekti.

" Dibimden ayrılma bugün. " belimdeki elini tutarak itmeye çalıştım.

" Bırak Jungkook böyle gezmemiz için çok erken. Yavaş ilerlemek istiyorum. " kinayeli bir şekilde konuştuğumda kaşlarını çatarak belimi daha fazla sıktı. Koparmıştı pislik.

Sonra hızlıca yanağıma bir öpücük bırakıp mekana ilerletmeye başladı. Görevliler bize yerimizi gösterdikten sonra sandalyemi çekerek önce beni oturtmuş sonra da kendisi oturmuştu.

" Ne yemek istersin? " oldum olası böyle lüks mekanlarda saçma sapan isimli yemeklerden nefret etmiştim. Ben fast food yemeyi seviyordum. Keşke burda noodle falan yiyebilseydim.

" Ben çok başka şeyler yemek istiyorum işte ama sen beni buraya getirdin. " kollarımı birbirine dolayıp arkama yaslandığımda Jungkook sırıtarak bana bakıyordu.

" Lan! Hayır öyle değil... Ya
Jungkook. " sırıtması daha da büyüyünce gözlerimi devirdim.

" Yavrum sen böyle konuşursan ne anlamamı bekliyorsun? Neyden bahsettin o zaman? "

" Ben fast food yemeyi daha çok
seviyorum. " kafasını sallayıp önündeki menüyü açtığında parmağıyla ismini bile bilmediğim bir yemeği gösterdi.

" Denemek ister misin? " olumlu anlamda kafamı salladığımda garsona siparişlerimizi vermiştik.

" Ne düşünüyorsun? " gözlerini bana çevirip masanın üstündeki ellerimi tuttu.

" İkimizi. " utangaçça alt dudağımı ısırarak duruşumu düzelttim.

" Sen bana gerçekten aşıksın ya. " gülümseyerek ellerimizi ayırdı.

" Yanıma gelsene biraz. " ellerimi masadan çekerek ayaklanıp yanına oturduğumda bana doğru döndü.

" Çok güzel olmuşsun bugün. Hastane dışında pek görüşmediğimiz için seni böyle görmek şaşırttı. " alttan tekrar elimi tuttuğunda ellerimiz benim bacağımda duruyordu.

" Yani... normalde pek böyle özenli giyinmem. Ama senin kasıntı gibi böyle bir mekana getireceğini bildiğim için bu şekilde giydim. "
kaşlarını kaldırarak bana baktı.

" Sevmedin mi? " sevmemiş değildim, sadece alışkın değildim sanırım. Ailemden dolayı böyle mekanlara alışkın olmam gerekiyordu belki de.

" Hayır. Seninle olduğum her yeri seviyorum. Sadece alışkın değilim sanırım. " anlayışla kafasını salladığında garson içeceklerimizi getirmişti. Hafif bir şarap sipariş etmiştik.

Jungkook boştaki eliyle şarabından bir yudum aldı. Bende o sırada şaraba bakarak gülümsedim ve elimi uzattım. Ne hikmetse şarap Jungkook'un kucağına döküldüğünde gülmemek için kendimi zor tuttum.

" Of çok özür dilerim neyse ki kırmızı değildi. "
hemen masanın üstündeki peçeteyi alarak Jungkook'un kasıklarına bastırdığımda bacaklarını birbirine bastırmaya çalıştı.

make you mine | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin