Medyum

2 0 0
                                    

Aslında bugün gece vardiyasını devralmak istiyordum, eve erken gitmeyi tercih etmiyordum hiç bir zaman ama bugünlük erken gitmeye karar verdim.

Belki de hayallerimi fazla ciddiye alıyordum ve bu yüzden biraz dinlenmeye ihtiyacım vardı.
Evde olmaktan nefret ediyordum.
Onları görmekten nefret ediyordum.

Adım Charlie Brior, otuz beş yaşındayım ve hala ürkütücü ve tuhaf ebeveynlerimle yaşıyorum.
Bu normalin dışında bir şeydi. Görünüşüm de normal değildi zaten.

Eisenberg her zaman iris heterokromi'mi beni ilginç kıldığını söylerdi ama aynaya her baktığımda tiksinti duyuyordum kendimden.

Neden yalnız yaşamadığımı bilmiyordum.
Kendi daireme taşınmak için yeterli param da vardı. Kendi davranışlarıma ve yaşam biçimime anlam veremiyordum. Ebeveynlerimle aramda bir bağ olmamasına rağmen onlardan kopamıyordum.

Evin önüne geldiğimde fark edilmeden odama girebilmek için mümkün olduğunca sessiz olmaya çalıştım. Ama hemen, babamın kapının diğer tarafında beklediğini, kollarını kavuşturmuş bana baktığını fark ettim.

"Nerelerdeydin? "

"Çalışıyorum, biliyorsun"

Çocukluğumdan beri Frank'in gözlerine hiç düzgün bakamamıştım. Otuz beş yaşıma girmiştim ama babamı görünce yeniden çocukluğuma dönüyordum.

"odama gidiyorum" dedim hiç yüzüne bakmadan.
Durduk yere kafama keskin bir nesne fırlattı ve nesne şakağıma çarptı. Durumu değerlendirmeye vaktim bile olmamıştı, şok ve korku sarmıştı tüm vücudumu, odama kaçtım küçük bir çocuk gibi. Frank, kendimi bildim bileli asabi bir insandı ve bu tür insanlar için normal olduğu gibi, birdenbire sinirlenir ve öfke nöbetleri geçirirdi.
Kapıyı arkamdan kilitleyip kapı kolunun altına sandalye yasladım.
Bu tür öfke nöbetlerine hazırlıklıydım, bu benim için yeni bir şey değildi. Kendimi odamdaki kanepeye attım ve boş tavana baktım... bir şeyler bana tuhaf geliyordu. Aniden şakaklarımda bir çekme hissettim ve acıdan çığlık atmak zorunda kaldım. Ağrıyan bölgeye dokunduğumda şakaklarımın kanadığını fark ettim. Tamamen aynı yerdi. Bugün aynı rüyayı gördüğümü hatırladığımda başım dönmeye başlamıştı. Artık geleceği görebilen bir çeşit medyum muydum?Rüyama göre artık bundan sonra ne olacağını biliyordum. Midem ağrımaya başladı ama bu korkularımın hiçbir anlamı yoktu, her şey çok saçmaydı. Eğer şu anda, rüyamdaki gibi bacaklarım olmasaydı, daha demin merdivenleri nasıl çıkmış olabilirdim ki?
Dişlerimi gıcırdatarak bacaklarıma baktım ve her şey yerindeydi. Saçmalamaya başlamıştım artık ve bu benim moralimi çok bozuyordu.

Kendimi neden her şeye bu kadar kaptırmak zorundaydım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 12 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

MIND PRISON| BLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin