kurgular yeni bölüm beklerken ben ama... tatildeyim şu an hazırda bekleyen bölümleri yollayacağım. ben diğerlerine yb yazana kadar sizde bunla idare edin olur mu gşröpfmepfmepf
yorumlarda görüşürüz <3
Perde çekilme sesinden sonra genç kızın kapalı gözlerine rağmen etraf aydınlanmıştı. Ellerini yüzüne kapatıp kendini güneşe karşı savunmaya çalıştı. Sinirle üzerindeki ince örtüyü kaldırıp perdenin önünde, ona savaş açan annesine fırlattı.
"Uyumak istiyorum!"
"Saat 12 oldu küçük hanım 12! Koca mahallede bir sen kaldın! Sen de benim çilemsin Zehra!" Zehra çocuk değildi. Zehra sadece biraz dağınık bir genç kızdı. Zehra her şeyden önce uyumak isteyen biriydi... Saat 12 de olabilirdi 1 de. O sadece uyumak istiyordu.
"Koca mahalle adı üstünde. Başkaları da uyuyordur çok da şey etmemek lazım." Uykulu sesiyle mırıldanırken gözlerini ovaladı. Uykusu kaçsın diye yapıyordu. Annesi yanına gelip kolunu çimdiklediğinde tiz bir çığlık koptu dudaklarından.
"Yok sen hastanede karıştın Zehra! Sen benim kızım olamazsın yavrum. Bebekler uyuyordur seninde onlardan bir farkın yok zaten. Kalk çabuk işlerimiz var." Yanaklarımı şişirip ayağa kalktı genç kız. Anneai odasından çıktığında aynanın karşısında kendine baktı kısaca. Berbat olduğunu düşünerek söylene söylene banyonun yolunu bulmaya çalıştı. Salonda gazete okuyan babası ve telefonda sevgilisi ile konuşan abisini umursamadı. Banyoya girip soğuk suyla ellerini ve yüzünü yıkadıktan sonra ördüğü saçlarını açtı. Dalgalı saçlarını yüzeysel bir şekilde tarayıp banyodan çıktı.
"Nişan ne zamandı ya?" Salondakilere sorduğu soruyla babası ve abisinin tuhaf bakışlarıyla karşılaştı. Dudağını büzüp ellerini beline yerleştirdi. "Ne? Yanlış bir şey mi dedim? Ayrıldınız mı yoksa benim mi haberim yok?"
"Defol abicim."
"Mina o tişört benim!"
"Sen kendine yenisini bulursun İrem ya!"
Salona firar eden kardeşlerinin üstüne geldiğini gören Zehra aralarından sıyrılıp onları kavgalarıyla başbaşa bıraktı. Elini ensesine atıp sıkarken abisine baktı. Babası umursamaz bir tavırla tekrar gazetesine gömülmüştü. Mutfakta kahvaltı hazırlayan annesi ev ahalisine söyleniyordu.
"Ne zamandı ya unuttum."
"2 gün sonra Zehra. Bugün hani herkese davetiye dağıtacaksın ya. Evimizin şekeri." Abisi dalga geçmeyi ihmal etmedi. Zehra'ya hep öyle seslenirlerdi. Annesi ilk kız evladı olduğu için ona öyle derdi. Tabi erkek evlattan sonra kız çocuğunun kıymeti ayrı bilinirdi.
"Ya ne demek o! Evin küçüğü dağıtır. Mina dağıtsın İrem ablasıyla."
"Abla ne ya? Benden çok büyük sanki abla demem ben buna!"
"Kızım! Bak ver şu tişörtü elimde kalacaksın! Donuma kadar alacak utanmasa!"
Zehra elinde olmadan kıkırdadı. İrem'in ters bakışlarını görünce gülmesini durdurdu. Babası başını gazeteden kaldırıp son sözü söyledi. Zehra'yı üzen sözlerini.
"Tatlı falan da dağıtacaksın şekerim. Bu işi en iyi sen yaparsın becerikli kızım."
"Sana hayır diyemeyeceğimi bildiğin için bana iltifat ediyorsun. İyi tamam. Senin için ha, senin için değil." Önce babasına, sonra abisine baktı. Abisinden ensesine yediği şaplakla çığlık atıp babasını dürttü.
"Ya baba bir şey de oğluna!"
"Mina ver tişörtümü gıcık!"
"Ay yeter! Evimi ne hale çevirdiniz ya! Çabuk gelin şu mutfağa yardım edin bana." Annesinin mutfak kapısından görünmesiyle Zehra dudağını büzerek mutfağa ilerledi. Ne gerek vardı da abisi nişanlanıyordu ki! Bir de ceremesini o çekiyordu. Madem o nişanlanacaktı davetiyeyi de o dağıtsaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ı wanna be your girlfriend,, hanzeh
Fanfictionbirlikte büyüyen, çok yakın iki arkadaş olan hande ve zehra aslında hiçbir zaman arkadaş olmadıklarını fark ederler.