Yeni korku kildi açıldı UÇAN KARINCALAR! Aga sen karıncasın kendine gel ne bu uçma merakı? Korkudan lavaboya gidemiyoruz arkadaş hadi yeri anlarım da camdan içeriye girmekte ne oluyor? Ne bu uçma merakı? Gece gece sinirlerim bozuldu anasını satayım.
Google amaca sende sağol artık uçan karıncalar neden ortaya çıkıyor biliyorum bilmez olaydım.
16 Bölüm;
"Her geçen gün, içimdeki benliği biraz daha yitiriyorum."
⏤͟͟͞͞★
Yaralarım sızlıyordu, o orospu çocuğu baya iyi dayak atmıştı. Aynaya her baktığımda, yüzümdeki morluklar bana dün gecenin acı hatıralarını fısıldıyordu. Evde kaldıkça delirecek gibi hissediyordum kendimi. Duvarlar üzerime üzerime geliyordu sanki. Bu yüzden okuldan sonra eve gitmek yerine dışarıda aylak aylak gezmeyi tercih ediyordum. En azından sokaklar bana nefes alma şansı veriyordu.
Bugünkü rotam, kaderine terk edilmiş gibi görünen bir mezarlıktı. Aslında beni buraya bu harabe görüntü çekmişti galiba. Mezarlığı kendime benzetmiştim; unutulmuş, terk edilmiş, kimsenin umursamadığı bir yer. Tam da benim gibi. Ama en azından sessiz ve huzurluydu. Burada kimse bana karışmıyor, kimse beni yargılamıyordu.
Mezar taşlarının arasında dolaşırken, birinin önünde durdum. Üzerindeki yazıyı okumaya bile çalışmadım. Oturdum ve anlatmaya başladım. Sanki karşımda canlı biri varmış gibi, tüm dertlerimi, hayallerimi, korkularımı döktüm ortaya.
Üzerindeki yazılar silinmişti, kim olduğu belirsiz bir adamın son durağıydı burası. İki saat sonra, "Valla amcam," dedim, sanki karşımda canlı biri varmış gibi, "kim olduğunu bilmiyorum ama aile dramımı dinlediğin için sağol." Sonra ne dediğimi fark ettim. "Pardon ya, istesen de çok yaşayamazsın. Bak gördün mü, istemeden insanları zorbalıyorum," diye ekledim gülerek.
Kendi şakama gülerken, birden durdum. "Aman be amca, sen beni takma. Zaten ölüler duymazmış, öyle diyorlar. Ama kim bilir, belki de en iyi siz duyuyorsunuzdur. Hiç değilse, siz beni yargılamıyorsunuz."
Mezar taşına daha da yaslanıp cebimden bir sigara çıkarıp yaktım. Dumanı üflerken, "Biliyor musun amca," dedim, "sen benim şu ana kadar en iyi dinleyicimsin. En azından lafımı kesmiyorsun."
Sigaramdan derin bir nefes daha çektim. "Bazen düşünüyorum da, belki de ben ölü olmalıydım, sen yaşıyor olmalıydın. Kim bilir, belki de sen hayatını daha iyi değerlendirirdin."
Etrafıma bakındım, güneş yavaş yavaş batmaya başlamıştı. Gökyüzü, turuncu ve mor tonlarıyla adeta bir tablo gibiydi. "Bak şu manzaraya amca," dedim, sanki yanımda biri varmış gibi. "Sizin buradan görüntü bayağı güzelmiş. Belki de ölmek o kadar da kötü değildir, ne dersin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderin Döngüsü
RandomAile kurgusu-Erkek versiyon "Kader, hayatın yazılı olmayan kitabıdır, ancak biz de o kitabın yazarlarıyız." Başlangıç:20.05.2024