1.1

65 7 17
                                    


..

"jungmo, bize şat hazırla. herzaman ki masaya gönderirsin"

"tamamdır jiji"

kendi çalışanına verdiği siparişin ardından sarhoşluğun verdiği savsaklık ile ilerlemeye başladı insanların arasından.

kendisini son günlerde pekte iyi hissettiği söylenemezdi.

masaya ilerlerken kardeşi felixi görmüş ve yönünü değiştirmişti. fakat zaten yolunu bulanık gördüğünden dolayı tam seçemediği kardeşinin önüne bir beden geçmişti. ve o da bu bedene çarpmıştı.

kafasını kaldırıp çarptığı bedene baktığında ise bulanıkta olsa gördüğü yüzü tanımış ve gülümsemişti aynı onun gibi.

"vayy.. kimleri görüyorum!"

"yine sarhoşsun"

"bu benim genel halim!"

minho yine gülümsüyordu, oysaki jisung ciddiydi.. minho onun dudaklarına bakmaya başlarken jisung minhonun elinden tutmuş ve kendi odasının olduğu yöne doğru çekiştirmeye başlamıştı.

odasına gelir gelmez ise içeri girip kapıyı kapatmış ve kilitleyerek sırtını kapıya yaslamıştı.

minho bir elini onun yüzüne yerleştirdi, inceledi. yüz hatlarını, dudaklarını.. her şeyini inceledi yüzünün.

"çok güzelsin hanji. seninle ayık iken tanışmak istiyorum. beni tanımanı istiyorum"

aslında jisung sarhoş olmasına rağmen onu tanıyordu. yani vücudunun her zerresini tanıyordu. fakat.. daha önündeki adamın ismini bile bilmiyordu.

sahi, o hanji demişti. o, adını nereden biliyordu?

belkide buranın sahibi olduğundan dolayı araştırıp bulmuştu...

minhonun dediklerine odaklandıktan sonra yutkundu jisung.

"ben.. ayık olmaktan nefret ediyorum"

minhonun jisungun saçlarındaki eli durdu ve kaşları çatıldı.

"nasıl yani?"

jisung hafifçe itekliyerek minhoyu odasındaki koltuğa atmış ve üzerine çıkmıştı kafasını omzuna yerleştirip konuşmuştu.

"ben.. ayık iken düşüncelerimden nefret ediyorum.."

minho sarhoşluğun verdiği etkiyle saçmaladığını düşünmüştü fakat üzerindeki bedenin birden burun cekme sesini duymasıyla işler karışmıştı.

"jisung?"

ağladığını belli eden hıçkırıkları artınca minho dikleşip kucağına yerleştirmişti üzerindeki bedeni. sarmıştı incecik beline kollarını.

yüzüne bakmak için kafasını geriye atmıştı. kediden bir farkı yoktu şu an.

jisung kafasını omzundan çekip kucağında olduğu bedenin göğsüne koymuştu.

Boğ Iste | HyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin