1. Hâlâ Buradayım

213 24 19
                                    

🎶 Still Here - 2wei 🎶

İyi okumalar <333

25.09.2023

Yamaç Aksay;

Boş yolda yürüyordum. Benim için boş olan yol, çünkü şu an bu yolun nerdeyse her yerinde insan vardı. Birbirinden farklı, iğrenç yaratıklar. Eh, kendilerini sevmezdim. Bunun nedeni ise yoktu aslında, sadece bana iğrenç gelirlerdi ve bende sevmezdim. Oldum olası insanlardan kaçan taraf olmuştum. Benim yanıma gelip sohbet etmeye çalışanları, kendimden uzaklaştırmak için elimden geleni yapardım.

Onlardaki herhangi bir şey, ne olduğuna dair hiçbir fikrim yoktu ama benim onlardan uzaklaşmamı sağlıyordu. Yapacakları normal hareketler bile bana dünyadaki en kusurlu davranış gibiydi.

Şu an yine yeni, iğrenç, berbat insan isimli yaratıklarla aynı yolda yürüyordum. Sırt çantamın tekini koluma takmıştım, bu yüzden sırt çantam yan duruyordu.

Babamın işlerinden dolayı geldiğim yeni lisedeki insanların yüzüne bakma zahmetinde bulunmak bile saçmaydı. Yine bu şehrin en lüks ve en pahalı okuluydu. Babamın parasıyla hava atmasına alışmıştım.

Lise hayatım iğrenç geçiyordu; altı sene lise okumak zorunda kalmasaydım. Evet, altı sene. Dört senelik okulu nasıl altı seneye uzattığımı merak ediyorsunuzdur. Aslında ekstrem bir olayı yoktu, yaptığım serseriliğin sonucuydu. Okuldan kaçma, ders çalışmama, kavga çıkartma, öğretmenleri dinlememe... Kısacası sorunlu bir öğrencide ne varsa olanlar işte. Babam ise belki akıllanırım diye sınıfta kalmama razı gelmişti. Agah Aksay'ın klasik cezaları...

Pişman mıydı? Hayır. Asla pişman olmayacaktım çünkü sorunsuz hayatımıza biraz sorun katmakta herhangi sıkıntı yoktu. Eğlence getiren birinin olması gerekiyordu, haliyle bu görevi ben üstlenmiştim. Buna bazıları ergenlik diyebilirdi, hatta haklı da olabilirlerdi. Ama heyecan her zaman iyidir.

Geldiğim bu lisede de aynı sorunları çıkarmayacağıma dair, yemin etmek zorunda kalmıştım. Babam sessiz, sakin şekilde okulu bitirirsem notların önemi olmadığını söylemişti. Benim için hava hoştu, ders çalışmayacaksam heykel gibi bir köşede oturabilirdim. Yani en azından deneyebilirdim.

Liseye girmek için tek giriş vardı ve bu girişe gitmek için tek bir yol vardı. Bu yüzden tüm öğrenciler buradan geçmek zorundaydı. Haliyle benimde onlara maruz kalmak zorundaydım. Bundan sonra en erken saatte gelip, bu iğrenç yaratıklar ile daha az muhatap olabilirdim.

Birbirinin yanına giden, sevincinden havaya zıplayan öğrenci kılıklı şeyleri görünce, yüzüm istemsizce buruştu. Ne vardı okulun ilk günü bu kadar mutlu oluyorlardı? Hem de birbirlerini gördükleri için.

Buruşturduğum yüzümü bozmadan etrafıma gezdirdim bakışımı. Tam tahmin ettiğim gibi iğrençlerdi. Sahte binlerce yüz, taktıkları maskenin ardından gülümsüyorlardı; en ufak fırsatta arkadan bıçaklamayacaklarmış gibi.

Tekrar önüme döndüm ve bakışlarım asfalt yola odaklandı. Arkamdan gelen sesleri takmamaya çalıştım. "Hey!" diyen bir ses o kadar yakından gelmişti ki, kulağım sağır olmuş olabilirdi. Aşağılık herifler kulağım sizden daha değerli! Piç kuruları!

O ses çıkaran yaratığın kim olduğuna bakmak için arkama döndüm. Anasından emdiği sütü götünden çıkaracaktım.

Sorunsuz, sakin, sessiz bir okul yıllı olacak. Sende ders çalışmayacak, okulu geçeceksin oğlum.

BEKLE, GİTMEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin