Birgün bir ülkenin kralı tek kalmak istemiş ve tanınmamak için kaftanını giymeden dışarıda dolaşmaya çıkmış. Orman da ilerlerken göl kenarında bir adamın elinde olan ipin bir unuca bir taş diğer ucuna bir taş bağlayıp göle attığını görmüş. Adamın yanına gelmiş ve ne yapıyorsun diye sormuş:
-Ben insanların kaderini bağlıyorum.
Demiş.
Kral merak etmiş peki en son bağladığın kimin kaderiydi.
Adam kaşısındakini kral olduğunu bilmiyor tabi..
-en son bağladığım kralın kızı ve kölesi Ahmet'in kaderiydi.
Kral çok sinirlenmiş evet Ahmet'i çok severdi ve çok güvenirdi ama nihayetinde Ahmet zenciydi ve bir köleydi her şeyden önce.
Bu olmamalıydı..
Kral sarayına döner ve hemen Ahmeti çağırır Ahmete üzerinde "kraldan güneşe" diye yazan bir mektup verir ve bunu güneşe götürmesini ister.
Ahmet güneşe mektup yazılmayacağını bilir ama kralı çok sevdiğinden ve çok sadık olduğundan bişey demez mektubu alır ve yola koyulur.
Günler geçer ve birgün Ahmet bi göl kenarına gelir bi bakar ki güneş gölün için de. Hemen üzerindekilerini çıkarır yalnız donu kalır. Ve mektubu güneşin olduğu yere bırakmak için göle girer. Mektubu bırakır tam çıkacakken gölün dibinde bişeyin parıldadığını görür suya dalar ve parlayan şeyi çıkarır bide bakar ki bi sandık ve içinde bir sürü altın mücevher. Ayrıca sandıktan üzerinde "güneşten krala" diye bir mektup çıkar.
Ahmet birdan fark ederki vücut rengi değişmiş bembeyaz olmuş fakat donunun kapattığı yer hala zenciymiş. Hemen bütün sandığı alır ve ticarete girişir adını değiştirir ve çok iyi tanınan bir tüccar oluyor.
Ve kral ahmati tanımayı çok istiyor tanışıyorlar ve nihayet kralın kızı ve Ahmet evleniyor.
Aradan bir ay kadar bir zaman geçiyor kral için için seviniyor yazıyı bozduğuna!..
Birgün kral sarayda yemek veriyor ve hepbirlikte yemek yerlerken ahmetin çatalı düşüyor Ahmet çatalı almak için eğiliyor ve tam o sırada zenci kalan bel kısmını görüyor kral...
Yemek bittikten sonra herkes kalkıp gidiyor odada yalnızca Ahmet ve kral kalıyor Ahmet tam çıkacakken kral Ahmet'e
-Ahmet diyor
Ahmet yıllardır adını duymamıştı ve gayri ihtiyari dönüp baktı.
Kral
-Sensin demi, diyor
Ahmet
-Evet benim deyip başından geçenleri anlatıyor.
Kral birden "peki güneş bana bişey yollamadı mı?" diye soruyor..
Ahmet mektubu hatırlayıp hemen odasına çıkıyor.
Ve daha hiç açılmamış olan mektubu krala uzatıyor.
Mektupta şu cümle yazıyor:
"Güneşe yazı yazılmaz, yazılan yazı bozulmaz"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EFSANELER
Misteri / ThrillerGizem,gerilim ve korku dolu efsaneler.(Arada bi konu dışı fıkra paylaşabilirim :D)