giriş

14 4 6
                                    

Herkese selamlar, serüvenime ortak olduğunuz için şimdiden teşekkür ederimm. Hikâyeme başlamadan önce ufak bir hatırlatma, lütfen emeğe saygı için oy vermeyi unutmayın. Keyifli okumalar <3

⚽️

Yattığım yerde bir oraya bir buraya dönerken sıkıntıyla ofladım. Sıkılmak duygusu bir insan olsa, o net ben olurdum. Saat gecenin geç bir vaktiydi, ailem evde yoktu. Yani evde tektim. Yakın arkadaşım olan Aras'ı aramıştım ancak işi olduğu için gelemeyeceğini söylemişti. Çok sevgili ikizim Ege'de evde olmadığı için ona da sataşamıyordum.

Biraz hayatı sorgulamaya karar verip, gözlerimi tavana diktim. 24 yaşına gelmiştim ancak hâlâ herhangi önemli bir başarım yoktu. İtalya'da yarım dönem okumak dışında. Hâ, bir de İstanbul Üniversitesi Radyo ve Televizyon Fakültesini bitirmek dışında. Şu anda stajyer bir spor muhabiriydim. Stajım henüz başlamamıştı, iki gün vardı. Bir devlet kanalında yapacaktım stajımı.
Muhabir olmak yıllardır hayalimdi zaten ancak spor muhabiri olmak tamamen spontane gelişmiş bir olaydı. İkiz kardeşim Ege'nin - ve tüm sülalemizin - koyu Galatasaraylı olmasının büyük bir etkisi de vardı tabi. Kendisi adetâ bana yalvarmış ve spor muhabiri olursam onun en sevdiği futbolculardan imzalı forma alabileceğimi söylemişti. Zaten kararsız olan ben ise bu teklifi cazip bularak kabul etmiştim. En azından imzalı forma, röportaj ve fotoğraf çekinme gibi artılarım olmuş olacaktı.

Tavana bakarak hayat sorgulama aşamam bittiğinde sehpanın üzerindeki telefonu elime aldım ve Instagram'a girdim. Biraz reels videosu izleyip stres atacaktım. Umarım mutlu bir çift videosu görüp de iyice depresyona girmezdim.

Birkaç saçma videoyu ekrana boş boş bakarak seyrettikten sonra karşıma çıkan kocaman yazılarla "Galatasaray'ın yeni transferi kim?" yazan videoyla merakla yerimde dikleştim. Gözlerimi kısarak açıklama kısmına baktım. Ancak orada yazmıyordu. Ben de yorumlara girdim. Normalde takım tutmayan biriydim ancak yediden yetmişe Galatasaraylı bir ailede büyüyünce ister istemez merak etmiştim yeni transferi. Gözlerimi birkaç yorumda dolaştırdım.

"Tunahan yeni transfer olmuş! Zaten çok başarılıydı, şimdi daha da çok adından söz ettirecek!" İyi de bu adamın soy adı yok muydu be bacım, onu da yazsaydın ya!

Aşağılara doğru indim ve işe yarar bir yorum bulmaya çalıştım.

"Tunahan'ın yeni takımı hayırlı olsun, çok sevdiğim bir sporcu."

Ulan bu Tunahan'ı bir ben tanımıyordum herhalde. Kimse soy adını yazma zahmetine girmemişti bile. En aşağılara indiğimde sonunda soy adını bulmuştum.

"Tunahan Demirtürk, Galatasaray'ın yeni transferiymiş, çok da genç bir sporcu. Yolu açık olsun."

Tunahan Demirtürk.

Bir dakika. Bu benim tanıdığım Tunahan Demirtürk olamazdı değil mi? Yok canım, dünyadaki tek Tunahan o değil ya?

Tek elimi şaşkınlıkla ağzıma kapattım. Bu transfer memleketten tanıdığım sırık Tunahan olamazdı, olmamalıydı. Hiç haz etmezdim o çocuktan, her dakika birbirimize sataşacak bir şey bulurduk. Benden iki yaş büyüktü, onu Trabzon'dan taşındıktan sonra bir daha hiç görmemiştim. Yalnızca Trabzonspor'da oynadığını biliyordum. Daha sonra da başka bir takıma transfer olmuştu. Ben de babamların konuştuğu kadarıyla biliyordum.

Hızla Instagram'dan çıktım ve Google'ye tıkladım. Arama motoruna "Galatasaray yeni transfer" yazdım ve önüme çıkan onlarca haber sayfasından birine tıkladım.

"Galatasaray, Trabzonspor'un gözde stoperi Tunahan Demirtürk'le bir sezonluk sözleşme imzaladı. Demirtürk, imzasını attıktan sonra Galatasaray forması ve Galatasaray teknik direktörü ile kameralara poz verdi."

Haber metnini aşağıya doğru kaydırdım. Görmek üzere olduğum fotoğrafa bakmaya korkuyordum. O Tunahan'ın benim tanıdığım Tunahan olması demek, bundan sonra onu sürekli göreceğim demekti. Hem koyu Galatasaraylı bir ailede olduğumdan, hem de mesleğimin spor muhabiri olmasından dolayı sürekli onunla yüz yüze gelmek zorunda kalacaktım. Yine onun o gıcık gıcık laflarına maruz kalmak istediğim son şey bile değildi.

Düşüncelerime kalın bir perde çekerek metni aşağıya kaydırdım ve fotoğrafa baktım. Galatasaray'ın teknik direktörü ve yanında elinde formasıyla otuz iki diş gülümseyerek objektife bakan bir adet Tunahan. Resmi yakınlaştırıp yüzüne baktım. Gerçekten çok değişmişti ancak o olduğundan emindim çünkü sol kaşının hemen üzerinde yer alan derin çizik, benim eserimdi. Aynı şekilde kafasının diğer bölümlerinde de yer alan ancak fotoğrafta görünmeyen derin yaralar da bana aitti. Kendi eserimi iyi tanırdım, küçükken sürekli kafasını yarardım bu sırığın.

Haber sitesinden çıkıp sıkıntıyla ofladım tekrardan. Çocukluğundan beri 'Ben Galatasaray'da oynayacağım büyüyünce' der dururdu. Demek hayallerini gerçekleştirmişti. Onun adına sevinmiş, kendi adıma ise üzülmüştüm. Umarım beni tanımazdı da yine onun gıcıklıklarına maruz kalmazdım.

⚽️

Eveet tekrardan herkes hoşgeldi

Öncelikle şunu söylemek istiyorum, futbolla alakalı fazla
bilgim yok, milli maçlar haricinde fazla da maç izlemem. O yüzden herhangi bir hatam olursa şimdiden affola.

Kurgumda gerçek Galatsaray oyuncularını kullanmayacağım, herkesin ismini kendim uyduracağım,onu da söylemek istedim.

Sizin de söylemek istedikleriniz varsa buraya yazabilirsiniz.

Eğer devamını istiyorsanız lütfen oy verin ve yorum yapın ki, motivasyonum artsın. Hoşcakalın <3

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 15 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Forma &quot;11 Numara&quot;   |   FutbolcuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin