Beyaz, koca siyah gözlü peluş tavşanım Selahattin'e sarılmış düşünüyordum. Tolga'yı o halde gördükten sonra uyku tutmamıştı. Parça parça uyuyup bir türlü uykumu alamadığım için şu an fazlasıyla halsiz hissediyordum. Uyumak istiyordum ama bir şey buna engel oluyordu. Bunun sebebi kırgınlık mı, gerginlik mi yoksa kafamın karşıklığı mıydı bilmiyordum.Selahattin'e daha sıkı sarılıp gözlerimi kapatmaya çalıştım. Uykusuzluktan yanıyor ancak kapanmamak içi direniyorlardı. Şu an Tolga'ya karşı hissettiklerim gibi. Bir yandan şu zamana kadar hep yanımda olup bana destek olduğu için affetmek istiyordum ama bir yandan da benden böyle bir şeyi sakladığı için ona fazlasıyla kırgındım. Ne yapacağımı, ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Sanırım şu an için en mantıklısı önce Tolga'yı dinlemekti. Dinlemeden yanlış çıkarımlarda bulunmak istemiyordum. Belki onun da kendince gerekçeleri vardı. Onun da aklından geçenleri öğrenmem en doğrusuydu.
Kendimi iyice yorgana gömdüğüm sırada kapının önündeki adım seslerini duydum. Tolga uyanmış olmalıydı. Sesler tam odamın kapısının önünde kesilince Tolga'nın odaya gireceğini düşünüp dikkatlice dinlemeye başlamıştım. Ancak yaklaşık bir dakika kadar kapının önünde durduktan adımlarını mutfağa çevirdi. Muhtemelen vazgeçmişti. Uyuduğumu sanıyor olabilirdi. Keşke gerçekten de uyuyor olsaydım. Ama Tolga'yla konuşup içimi rahatlatmadan bu pek mümkün olacakmış gibi durmuyordu.
Saat 08.56'ydı. Güneş doğmuş, dışardan araba sesleri geliyordu. Günlerden pazardı. Hafta sonu. Normalde hafta içine kıyasla daha güzel geçmesi gereken bugün şu an için hiç de öyle hissettirmiyordu. Belki günün ilerleyen saatlerinde bu durum değişebilirdi ama şu an için net konuşmak pek de mümkün değildi.
Bir süre sonra kapımın çalması istemsizce gerilmeme sebep olmuştu. Cevap vermemem üzerine kapı tekrar çalmıştı. Bu sefer zorla da olsa "Efendim?" diyebilmiştim. O ise odaya girmemiş kapıdan konuşmaya başlamıştı.
"Uyandırdım mı?"
"Uyanıktım zaten, sıkıntı değil."
"Aç mısın? Kahvaltı hazırladım istersen."
"Canım bir şey istemiyor sağ ol."
"Emin misin? Aç durmak çok da mantıklı bir seçenek değil."
"Eminim, gerek yok."
Daha fazla ısrar etmeyip kapının önünden ayrıldığını belirten adım seslerinin ardından gözümü kapatıp uzanmaya devam ettim. Sonunda can sıkıntısından ben yatağa oturmuş Selahattin'i de karşıma oturtmuş karnını gıdıklıyor, havada takla attırıyordum. Kapının çaldığı sırada Selahattin'i tam havaya atacakken kapının açılması üzerine Selahattin elimden fırlamış yere düşerken Tolga elinde tepsi ile Selahattin'e bakıyordu.
"Yanlış bir zamanda mı geldim?"
"Yok ya Selahattin ile oynuyorduk sadece."
Bir anda sorduğu soru ile ne diyeceğimi bilememiş yanlışlıkla tavşanımın adını ifşalamıştım. Onun adını benden ve abimden başka kimse bilmiyordu. Gerek de yoktu zaten, ne diye bileceklerdi ki bilmeseler de olurdu. Ama artık Tolga'da biliyordu. Bilmemesi gerekiyordu ama biliyordu.
"Selahattin ile mi?"
Konuyu değiştir, hiçbir şeyi çaktırma...
"Ee şey, sen niye gelmiştin?"
"Aç karnına oturmak pek de iyi sayılmaz, ben de en azından odanda biraz atıştırırsın diye düşünmüştüm."
Üzerinde tost, biraz domates, salatalık, zeytin ve çay olan tepsiyi getirip önüme koydu.
"Canın istemiyorsa bile en azından birkaç lokma ye, hiç yoktan biraz kendine gelirsin. Afiyet olsun."
"Sağ ol."
Başka bir şey demeden odamdan çıkmıştı. Geceki haline göre biraz daha kendinde gözüküyordu. Kızarmış gözlerinin sebebi uykusuzluk mu yoksa ağlamak mı anlaşılmasa da en azından daha dik duracak gücü bulmuştu.
Sıcak çaydan bir yudum aldığım sırada yerdeki Selahattin ile göz göze geldim.
En azından Selahattin'i bir daha sormamıştı, yakında da unuturdu canım zaten, unutması gerekiyordu sonuçta...
Ayağa kalkıp Selahattin'i yanıma oturtmuş biraz atıştırmaya başlamıştım. Tosttan çok yiyemesem de sırf çekirdeği var diye zeytinin, salatalığın ve domatesin hatta patlıcanın bile meyve olduğunu kabul edemeyerek yemeye başladım. Patlıcan nasıl meyve olabilirdi ya? Patlıcandı o. Bir patlıcan meyve olabilir miydi ya? Selahattin sen bir şey söyle, nasıl mümkün olabilir bu ya?
Tam tosttan bir ısırık aldığım sırada Güney ve Tolga'nın aynı sınıfta olduğunu hatırladım.
Lan eğer bunlar aynı sınıftaysa Güney'in Tolga'nın gerçek kimliğinden haberi var mıydı?!
Aklımdan geçen bu düşünce ile hızlıca telefonu elime alıp Güney'e mesaj attım.
Gece: Tolga'nın tam adını biliyor musun
Goril🦍: Çevrimiçi
Goril🦍: Yazıyor...
Goril🦍: Çevrimiçi
Goril🦍: Yazıyor...
Goril🦍: Ne bu böyle sorguya çeker gibi ya
Gece: Çekiyorum zaten cevap ver
Goril🦍: Noldu ki kızım bir sakin ya
Gece: Soruma cevap ver sadece
Goril🦍: Tolga Kara işte niye bilmiyormuş gibi soruyosun ki anlamıyorum
Gece: Tam adını diyorum
Gece: Biliyor musun
Goril🦍: Gece ne yapmaya çalıştığını cidden anlamıyorum
Gece: Neden söylemiyorsun
Gece: Aynı sınıfta değil misiniz siz
Goril🦍: Aynı sınıftayız da
Goril🦍: Hala ne demek istediğini anlamıyorum
Gece: UĞUR DİYORUM UĞUR
Goril🦍: Ha onu diyon
Gece: LAN BAŞKA NEYİ DİCEM
Gece: BİLİYOR MUYDUN
Goril🦍: Haberim vardı tabii de bir sakin mi olsan önce
Gece: Lan siz benim sabrımı mı sınamaya çalışıyorsunuz
Goril🦍: Noldu ki
Gece: Hala noldu diyo Allah'ım çıldırıcam galiba
Goril🦍: Ha sana yazan Uğur, Tolga olan Uğur muymuş
Gece: LAN MADEM TOLGA'NIN DİĞER ADININ UĞUR OLDUĞUNU BİLİYORDUN
Gece: LAN NİYE SÖYLEMİYORSUN TOLGA'NIN BİR DİĞER ADI DA UĞUR DİYE
Goril🦍: Ya ne bileyim çok da umursamadım
Gece: LAN NE DEMEK UMURSAMADIM
Gece: YEMİN EDİYORUM SİZ BENİ DELİRTECEKSİNİZ
(Bu mesaj iletilmedi.)Gece: LAN SEN BENİMLE DALGA MI GEÇİYORSUN
(Bu mesaj iletilmedi.)Ben bu şahıslar benim sinirlerimle oynasın diye mi arkadaş olmuştum? Sırf bu yüzden mi onlarla vakit geçirmiş, onlarla takılmışmış, gülmüş, eğlenmiştim?
Güney'in tahminimce en başından beri her şeyden haberi vardı. Bilerek söylememişti. Belki de Tolga söylememesini istemişti. Bilmiyordum. Ama arkamdan sandığımdan daha fazla dolap döndüğü kesindi.
_________________________
Arkadaşlar eğer bölümü beğendiyseniz vote atar mısınızz? 🥺🥰🌹
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gecemin Güneşi
Mystery / ThrillerÜniversite için tek başına yaşayan, normal bir hayatı olan genç bir kızın hayatını kim, nasıl değiştirebilir? Elbette bir hacker çetesi lideri... "Yarı texting" (Küfür barındırır!)