yorum siniri: 80
###
from hwang hyunjin,
Kapının önünde dikiliyordum şimdi. Kapıyı çalıp çalmamak arasında gidip geliyordum. Jay'i dinleyip gelmiştim buraya ama hâlâ daha kararsızdım. Geri dönersem ikimiz için de her şey biterdi, bu elimdeki son şanstı ve kullanmaktan zarar gelmezdi bence.
Lütfen kapıyı çıplak açma, diye mırıldanırken bir yandan da zile basmıştım. Ardından bir iki adım gerileyip ellerimi arkamda birleştirdim. Gerginlikle alt dudağımı ısırmaya başlamıştım. Aşırı gerilmiştim şu anda.
Bir süre sonra kapı yavaşça açıldı, ilk başta kendisini göremedim. Kapının arkasındaydı, kapı tamamem açıldığında ise artık karşı karşıyaydık.
Mavi saçları dağınık duruyordu, altında siyah bir eşofman, üstünde ise gri bir tişört vardı. Gözlerim yüzüne çıktığında gördüğümle gözlerim aralanmıştı. Zaten yara olan dudağı ve kaşı tekrar patlamış, sol yanağında ise hafif bir morluk vardı.
Göz göze geldiğimiz de en az onun da benim kadar şaşkın olduğunu fark etmiştim. Utanmış gözüküyordu, bir anda geri çekilip içeri geçmemi söyledi. Kafamla omayladım onu ancak görmediğine emindim. Ayakkabılarımı çıkartıp içeri geçtiğimde Felix de arkamdan kapıyı kapattı.
Felix hemen yanıma geçmiş ve evi incelememe izin vermeden karşımızdaki mutfağın çaprazında kalan salonu işaret etmişti eliyle. İşaretiyle ondan önce davranıp salona yöneldim, peşimden de o geldi zaten.
İçeri girdiğimde hemen sağımda televizyon ünitesi ve önüne atılmış iki armut koltuk vardı. Oyun kolları koltukların üzerinde duruyordu. Solumda ise gri bir koltuk takımı vardı, aynı zamanda solda bir fransız balkon da vardı ve balkonun hemen önünde yan yana duran iki tekli koltuk vardı.
Felix tekli koltuklardan birine geçerken ben de tekli koltuğun çaprazında kalan çift kişilikli olana geçtim. Buraya gelene kadar çok kez ne diyeceğim hakkında alıştırma yapsam da düşündüklerimin hepsi uçup gitmişti aklımdan ama bir yerden de başlamam gerekiyordu.
"Belki yine aynı konu mu diyeceksin ama o gün konuşamadık ve," Gözlerimi yerden çekip Felix'e diktim. "Artık bir şeyleri açıklığa kavuşturmak istiyorum."
Felix hiçbir şey demedi. Dudaklarını birbirine bastırıp bana bakmaya devam etti ilgiyle. Gözleri o kadar güzel bakıyordu ki içlerinde kaybolacağımı sanmıştım. Birkaç saniye duraksasam da hemen toparlanmış ve geri dönmüştüm konumuza.
"O akşam kalkıp gittim çünkü içimde anlamdıramadığım hisler vardı. O an için endişeliydim, sonrasının ne olacağını bilmiyordum. Hislerim de o zaman için çok yeniydi. Ben hazır hissetmiyordum."
Felix yavaşça kafasını salladı. Nefes bile almıyordu sanki, oturmuş pür dikkat beni dinliyordu. Şu anda ne desem haklısın, diyecekmiş gibiydi.
"Ama o akşamdan sonra biraz daha düşündüm ve yaptığım aptallıktı. Tamam, endişelerim vardı ama seni o şekilde bırakmamalıydım. Yaptığım yanlıştı, özür dilerim."
Durdum, göz göze geldik tekrar. Sadece özür dilemeye mi geldin, dercesine bakıyordu gözleri. Aşırı dokunmuştu bu nedense. Her şeyi yavaş yavaş, tane tane söylemek istesem de bakışları aniden söylemek istememe neden oluyordu.
Felix sustuğumu fark edince konuşmak için ağzını açtı ancak gelebilecek her şeye karşılık ondan önce davranarak atladım.
"Felix, senden hoşlanıyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mistake || HyunLix
أدب الهواة[lee felix & hwang hyunjin, skz] Hwang Hyunjin, otobüsün ani fren yapmasıyla beğendiği çocuğun kucağına düşer. -HyunLix -MinSung -ChanMin [semelix, ukehyun & slowburn] 2023 © aceline