Gelen haberin devamına baktığımda insanlar beni linçlemişlerdi. Sanki hayatım yolundaymış gibi bu aptal haber iyice moralimi bozdu.
Bay Yang'a mesaj atıp ona olanları anlatacağımı bildirdim. Sonra da geriye yaslanıp gözlerimi kapattım.
"Ne yapacaksın?" Diye sordu Jisoo unnie. Gözlerimi açıp baktım. "Başkana olanı anlatacağım, sonra da o piçin şirketiyle konuşup bu işi çözdüreceğim," kafasını anlayışla salladı.
Ofladım ve gözlerimi Lisa'ya diktim. "Lisa, sen iyi misin rengin attı?" Gözleri çok boş bakıyordu ve bir anda gerçekten sapsarı olmuştu. "Ben, iyi hissetmiyorum. Seni öyle görünce oldu sanırım," dedi güçlükle. Gerçekten iyi görünmüyordu.
"Hastaneye gidelim," dedi Jungkook. Lisa kafasını sallayıp reddetse de minübüsü süren adama, hastaye sürmesi için rica ettim.
Lisa'nın yanına inecekken beni durdurdu. "Unnie, sen zaten yorgunsun Jisoo unnie'nin gelmesi yeterli," dedi bende ısrar etmedim çünkü cidden yorgun hissediyordum.
Jungkook "ben de geleyim," dedi. Lisa yine reddedecekti fakat o ağzını açamadan Jungkook indi.
Araba tekrar hareketlendi. Yoongi hyung, Taehyung ve ben üçlüsü arabaya biraz gerginlik katıyordu. ''Benim evime gidelim," dedi Taehyung.
"Ortak eve gideceğiz," diye karşı çıktı Yoongi hyung. Taehyung sıkıntılı bir nefes verdi. "Jennie'yi evime götüreceğim hyung," dedi baskın bir sesle.
Yoongi hyung daha fazla bir şey demedi. Bakışlarını üzerimde hissediyordum fakat ona bakacak cesaret bulamıyordum.
"Önce ortak eve sonra da Taehyung'un evine sür," diye seslendi şoföre hitaben.
Yaklaşık yirmi beş dakikalık yolculuk sonrası 'ortak eve' gelmiştik. Yoongi hyung veda etmeden önce sarıldı. "Bir şeye ihtiyacın olursa ara," dedi ve alnımı öperek arabadan indi.
Gülümsedim onun bu hallerine. Beni kız kardeşi gibi görmesini seviyordum.
Gelelim şimdi ki duruma Taehyung ile arabada tek kalmanın heyecanı ile ellerimi nereye koyacağımı bilemedim.
Yoongi hyung'un numarası var mıydı sende?" Yutkundum ve cevap verdim. "Evet, yaklaşık bir ay önce vermişti," kafasını salladı. Sinirli duruyordu.
"Sen iyi misin? Sinirli duruyorsun," sahte bir gülümseme sundu. "Hayır, iyiyim," dedi. Üstlenmedim.
Evine geldiğimizde beni önden geçirdi. Evi gerçekten çok güzeldi ve tam bir bekar eviydi. "Evin güzelmiş," diye mırıldandım onun duyabileceği cinsten. "Teşekkür ederim," dedi samimi bir şekilde.
Kahve yaptı ve sonra da yanıma geldi. "Ben seninle konuşmak istiyorum," dedi ve muhtemelen bildiğim konulardı.
"Şimdi, anladığım kadarıyla Jongin ile olan ilişkiniz yalandı öyle mi?" Kafamı salladım. "Telefon erişimin engellendi ve seni de şirkete kapattılar," gözlerine dikkatle baktım. "Evet," dedim kısık bir sesle. "Sonra da sizi bilerek ifşallattılar," dedi.
"Ve Kim Taennie yerine Kim Jenkai'yi açıkladılar."
Bunu söylerken gözlerini kaçırmış ve güçlükle söylemişti. Gözlerimi dolduran bu cümle yüzünden kendimi kötü hissetmiştim.
"Geçen gece hakkında bir şey hatırlıyor musun?" Kafamı olumsuz anlamda salladım. Fakat aniden durdum. Çünkü bazı şeyleri hatırlamaya başlamıştım.
"Bir şey mi hatırladın?" Dedi heyecanla. Şaşkınca kafamı salladım. "Sana anlattım bunları, sonra içmiştim, Yoongi hyung'un sarıldığını," devam etmeden o konuştu. "Siktir et Yoongi'yi başka?" Dedi. Şaşkınca ona bakmaya devam ettim.
![](https://img.wattpad.com/cover/365110039-288-k377386.jpg)