THE İDOL~TAENNIE~

12. Bölüm: Öpücük

1.000 görüntüleme oldukk çok çok çok teşekkür ederim iyi ki varsınız💛😘😍
-
Sabahın ilk ışıkları yüzme vuruyordu ve yüzümdeki gülümsemeye engel olamıyordum. Elimdeki kahveyi dudaklarıma götürüp keyifle yudumladım. Bugün mutluydum fazlasıyla. Her yıl olan o 'idoller buluşması' olacaktı. Bu yıl her zamankinden farklı olarak, Blackpink de katılacaktı.

Önemi yoktu, kendi hayatıma bakıyordum.

Doğrusu söylemek gerekirse biraz gergindim. Çünkü geçen Jennie ile konuşurken fazla kırıcı olduğumu anlamıştım. Yani bir bakıma yüzüne bakacak cesaretim yoktu.

O zaman yüzüne bakmayalım.

Aşağıya inip koltuğa doğru ilerledim ki gelen Jimin'i gördüm. "Erkencisin," dedim gülerek. Kafasını salladı ve televizyonu açtı. Açar açmaz ne çıksın karşıma Kim Jongin ve Kim Jennie ayrılmışlardı. Ağzım açık kalırken gözlerim 'ayrıldıklarını duyurdular,' yazısındaydı.

Kalbim hızla çarparken, Jimin'e doğru baktım. O da ağzını açmış bana bakıyordu. Gözlerimiz ikimizin de büyürken gelen "Ağzınızın kapatın salaklar," sesiyle Yoongi hyung'a döndük. O, koltuktan yerini alırken bize gülüyordu.

Çok değil, üç saniye sonra televizyona baktı ve ağzını şokla açtı. Onun bu halini haykırarak gülen Jimin ve ben hala inanamıyor gibi televizyona bakıyorduk. Yoongi hyung yerinden kalkarak yukarı, muhtemelen odasına doğru ilerledi.

Gelen Jungkook ve Jin hyung ikilisi gözlerini bize dikmişken açık olan televizyona baktılar. İkisi de aynı anda 'Ne!' diye bağırırken Jungkook bana sarıldı. Ben hala sırıtırken anında yüzü normale çevirmek için dilimi ısırdım.

Üzerimden sanki büyük bir yük kalkmış gibi hafiflerken, rahat bir nefes vermeme engel olamadım. Hoseok hyung'un koşarak gelme sesini duyduğumda yüzümü oraya çevirdim. "Taehyung! Ayrılmışlar!" bana doğru atlamaya hazırlanan Hoseok hyung'a gözlerimi büyüterek tepki verdim.

Jimin kahkahalara boğulurken, Jin hyung ve Jungkook, Hoseok hyung'u üstümden almaya çalışıyorlardı. Üstümden çekildiği anda derin bir nefes verdim. "Evet ayrılmışlar," dedim yüzümü düz tutmaya çalışarak. "Ve sen sakinsin?" diye sorguladı Hoseok hyung. Jimin de atladı tabi. "Ya hyung ne sakin olacak. Sevinçten havaya uçmak üzere. Gözleri parladı hemen." demesiyle elimdeki yastığı kafasına fırlattım.

Bana sert gözlerini dikerken bende aynı şekilde ona baktım. Konuşarak gelen Namjoon ve Yoongi hyung ikilisine gözlerim kaydı. Gülerek geliyorlardı. "Demek ayrılmışlar ha?" dedi Namjoon hyung gülerek. Dudaklarımın kıvrılmasına engel olamadım ve gülümsedim.

Aramızdaki sohbet daha da koyulaşırken onlar sürekli Jennie ve benden bahsedip, ilerdeki 'çocuklarımızın' isimlerini tartışıyorlardı. "Seokjin olacak işte," ben onlara bıkkınlıkla bakarken onlar bu durumdan keyif alıyorlardı. Arada bende kıkırdasam da onlara pas vermemeye çalışıyordum.

-

Saatler birbirini kovalamıştı ve biz herkesten gizli olan 'idol kulübüne' gelmiştik. Birçok grup yerini alırken gözlerimi hepsinde gezdirdim. Twice, Exo, Bingbang, Gidle ve daha fazlası. Fakat benim gözlerim sadece tek bir grubu arıyordu: Blackpink. Hyunglarım beni çekiştire çekiştire oturturken hala onları arıyordum. Yanımıza gelen Twice grubuyla derin bir sohbete girmiştik fakat benim dinlediğim söylenemezdi.

En son gözlerim istediğim manzaraya ulaşınca keyifle gülümsedim. Üstüne giydiği kreme çalan elbisesi, renkli göz makyajı, salmış olduğu saçları ve eşsiz gülümsemesi ile ortama ışık saçıyordu. Yanımda bir hareketlenme hissettim ve oraya baktığımda Yoongi hyung'un kalktığını gördüm.