Yorum sayımız bayağı bir düştü :/ Hayalet okuyucu yerine kendinizi gösterirseniz sevinirim 💛 Ve 25. Bölümde büyük ihtimal final yapacağım. - Olmuyordu, bugün olanlar aklımdan çıkmıyordu. Ellerim bacaklarımı kapatmaya çalışıyor, gözlerim açılmamak üzere yemin ediyordu.
Göz yaşlarım akmaya başladığında, sessizce fısıldadım. "Yapma..." aklımın köşesinde olacak olan bu anı, beni mahvediyordu.
Ellerimi saçlarıma geçirdim. "Hepsi, benim yüzümden," dedim. O adamla sevgili olmamalıydım. Eğer sevgili olmasaydım bunlar başıma gelmezdi.
İçeriden Taehyung'un sesi geldi. ''Jennie, bir ihtiyacın var mı?" Hıçkırıklarımı dizginlemeye çalıştım. Başımı havaya kaldırarak yaşlar akmasın diye uğraştım ama nafile.
Taehyung, ses gelmeyince kapıyı tıklattı. "Jennie, iyi misin?" Zor da olsa konuşmaya çalıştım. "Iyiyim, Taehyung," dedim güçlükle. Fakat titreyen sesim beni elevermiş olacak ki kapıyı açıp bana baktı.
"Jennie," beni görünce hızla yanıma geldi ve saçlarımda olan ellerimi çekmeye çalıştı. "Jennie dur!" Deli gibi ağlıyordum. ''Ben çok iğrencim!" Diye bağırdım.
"Hayır, hayır sakin ol," dedi sakince. "Sen iğrenç değilsin, güçlüsün, güzelsin, tatlısın. Kendine gel Jennie. O aptalı kafandan at. Sakin ol," dedi.
Ellerimi indirip, gözlerimi kapattım. "O aptalı kafandan at," diye tekrar ettim. Derin bir nefes verip, yaşlı gözlerimle gözlerine baktım. Bana burukça gülümsedi.
Uzanıp kollarımı boynuna sardım. Kafamı, boyun girintisine soktum. Onun yutkunduğunu duydum. "Bugün," dedim sessizce. "Beraber uysak olur mu?" Dedim. Utançtan yanaklarım kızarmıştır bile.
-
Yönümü sol tarafta yatan adama çevirdim. Benim çevirmemle beraber o da çevirmişti ve şuan birbirimize bakıyorduk.
Bir süre yüzünü inceledim. Esmer teni, kahve gözleri, burnundaki ben, alnına dökülen saçları...
O gerçekten çok yakışıklıydı. Olması gerekenden fazla hemde. Elimi yavaşça uzatıp saçlarına dokundum. Gözüne düşen tutamları kenarıya çektim.
O da aynısını yaptı. Yanağımı kaplayan saçlarımı kulağımın arkasına itti. Hipnoz olmuş bir şekilde ona bakarken eli yavaşça inip, yüzümü okşadı.
Yanaklarımdaki sıcak eller, gözlerimi kapatmama neden oldu. Ona biraz daha yanaştım. O da öyle. Aramızda mesafeler vardı, fakat sanki onları kapatmak istiyor gibiydik.
Diğer elini yukarı doğru attı çünkü bunu yapma amacını ikimizde biliyorduk.
Kafamı kaldırdım o da eş zamanlı olarak kafamın altına koydu kolunu. Sonra ise onunla aramda çok az mesafe olacak şekilde ona sokuldum. Elleri belimi buldu ve beni kendine iyice çekti.
Bacaklarımı kendime çekip, ona sarıldım. O da bana sarılmıştı. Şu an, belki de asla unutamayacağım, huzurlu bir andı.
Kokusunu içime çektim. Başımı döndüren bu koku yüzünden hafif kıpırdadım. Saçlarım, çenesini gıdıklarken, onun elleri belimi daha sıkı kavradı.
Rüya gibi yaşanan bu anları asla unutamayacağıma dair kendime söz verdim.
-
Sabah olmuştu. Beni saran kollarda kıpırdanma hissedince, gözlerimi yavaşça açtım. O da, uyandığımı anlamış olacak ki kolunu çekti.
Yerimden doğruldum ve ona baktım. Sabahları bile çok yakışıklıydı.
"Rahat uyundun mu?" Dedi. Kafamı salladım ve gülümsedim.
İçimi kıpır kıpır edenn düşüncelerden sıyrıldım ve uzanıp dudağının kenarını öptüm. Gülümseyip çekileceğim anda beni kolumdan tutup çekti ve yatağa attı.
O, üzerimdeki yerini alırken bir anda dudaklarını, dudaklarıma bastırdı. Şok olmuş bir şekilde beklerken o karşılık bekler gibi yavaşca dudaklarımı öpüyordu.
Bu aptal halimden çıkıp onu kendime bastırdım. Ellerim saçlarını okşarken, o, alt dudağımı emiyordu.
Rüyada gibiydim. Kim Taehyung beni öpüyordu.
Ellerini açıkta olan belimi okşayınca hafif kıpırdadım. Güldüğünü, kıvrılan dudaklarından anladım.
Yerimden hafif doğruldum ve kucağına doğru yerleştim. Kollarımı boynuna dolayıp bu sefer ben onun alt dudağını esirim altına aldım.
Kucağında aklıma gelen fikirle bir ileri bir geri gittim. Sıkıca belimi tutup kendine, sanki daha fazla bastırabilecek gibi, bastırdı.
Yerimde oynarken dudaklarımdan ayrılıp boynumu, köprücük kemiğimi öpmeye başladı. En son oradan da ayrılıp dudağıma küçük öpücükler bıraktı ve ayrıldı.
Nefes nefese birbirimize baktık. Ona gülümseyince, o kahkaha attı. Ellerini saçlarıma geçirdi ve okşadı. Yüzünü ellerim arasına aldım. "Seni seviyorum," dedim. Evet, onu seviyorum.
Uzun zaman sonra kalbimi ısıtan bu adamı, ölesiye seviyorum.
Ona sımsıkı sarıldım. Karşılık verdi ve o da bana sarıldı. Dolan gözlerimi kapattım. Karşısında ağlamak istemiyordum.
Telefon ekranıma bakan Taehyung, gözlerini devirdi. Onun bu haline anlam vermezken elimden telefonu alıo çekti.
Onun bu haline şaşkınca bakarken, dudaklarına kısa bir öpücük verip telefonla birisini aradı. "Merhaba Chaeyoung, sevgilim benim yanımda, artık arayıp mesaj atmayı kesin. Görüşürüz," deyip kapattı.
Ağzım açık ona bakarken elime telefonu verdi. Kendi telefonunu uzanıp aldı. Aldığı gibi kaşlarının çatılması bir oldu.
"Ne oldu?" Dedim korkarak. Kafasını salladı. "Önemsiz." Diye geçiştirse de inanmadım. Elinden telefonu alamaya çalıştım. Bunu başardığımda ekrana baktım.
Dispatch Blackpink üyesi Kim Jennie ile Exo üyesi Kim jongin'nin yeniden beraber olduğu düşünülüyor. Geçen geceki gizli sevgilisi hakkında iddialar Kim Jongin üzerinde.
Gözlerimi ondan kaçırdım ve kafamı eğdim. Çenemden tutup kendisine çevirdi başımı. "Gözlerime bak," dedi. Yavaşça ona baktım. Gözlerimin dolu olmasına aldırmadan konuştum. "Nefret ediyorum," dedim.
Beni kendine çekip sarıldı. Ona sokulup ağladım. "Hepsinden nefret ediyorum," dedim ve o da "Şşş, geçecek hepsi, ben varım yanında," gülümsedim.
Gerçekten o iyi ki vardı. Her şeyim Kim Taehyung...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
