18. Bölüm 🔪🩸

32 7 37
                                    

Önceki bölümümüze ilk oy ve yorumu atan Helinaktan22 ye çok teşekkür ediyorummm

Keyifli okumalar

ayol boynumdan bir çıban çıktı anlatamam-


BİZİMKİLER BARIŞIR VE ABİSİ İLE EVE GİDERLER.

Cuma

Kalktım. Bu gün cumaydı ve okul kış tatiline girecekti. Ama katil bulunamamıştı. Ne yapacağız ya? Dün akşam en azından bu olayı da kapatıp Sanehiro ile konuşmaya başladığım iyi oldu. Ama o sapık katil? Bulunmak bilmiyor resmen! Yeter artık. Korkak pislik o kadar kızı öldürüyor ama çıkmıyor işte ortaya!

Abimi de kaldırdım ve okula gittim. Bu gün niyeyse okul sakindi. Sanırım herkes kış tatilini düşündüğünden okula gelmemişlerdi. Bende muhtemelen Sanehiro ile akşama kadar anime izlerim tatilde. Zaten hep yaptığımız şey. Sınıfıma gittiğimde Toko-chan'ı gördüm. Bileğinde çok güzel bir bileklik vardı. Mavi boncukluydu. Bileğinde çevirip hayranlıkla bakıyordu. Kızlar da yanındaydı. Sanki dün sınıfımızdaki iki kızın öldüğünden haberleri yoktu. Yoksa eğer çok kötü ki bunu sadece ben biliyorum diyecektim ama zaten öldükleri için sıralarının üzerine çiçek buketleri ve çerçevede resimleri konmuştu. Ve bizimkiler ise hiç bir şey demeden öylece oturup gülerek sohbet ediyorlardı. Hayat onlara güzel sanırım. Keşke bende hep böyle olsam. Hiç bir şey umurumda olmasa. Sanki hiç yarınım yokmuşçasına yaşasam. Herkes bunu ister değil mi?

Bende isterdim. Hem de çok. 

-Vay be Toko-chan, bilekliğin çok güzelll

Toko- teşekkürler, Douma aldı.

-Oooo daha bir birinize direk adınızı mı söylüyorsunuzzz???

Toko- Yani, sonuçta çok yakınız.

-Eniştemiz mi yani???

Toko- Sayılır.

Bunu derken kızarmıştı. En azından mutluydu. Belki de Douma düşündüğüm gibi birisi değildir. Her zaman Toko'yu mutlu ediyor. Onu çok seviyor. Ne güzel. 

Ben ne yapıyordum peki? Milleti öldüren bir katili bulmaya çalışıyordum. Kimsenin umurunda değildi ama ben masumları öldüren birisini arıyordum. Gece resmen düşünmekten uyuyamıyordum. Niye düşünüyordum ki? Öldürürse öldürsün, bana ne ki? Cidden ya. 

Bir kez bile başkalarını düşünmeden yaşayamaz mıyım acaba? Beni umursamayanları ben neden umursayayım ki? 

Ama polis olmak istiyordum. Şimdiden böyle yaparsam ben polis olunca ne yapacağım peki?

Resmen kendimle çelişiyordum şu anda. Bunları düşünmeyi bırakıp her şeyi kendi yoluna bırakmayı mı denesem? Ama bizimkilere yardım edeceğimi söyledim bir kere, benim gibi birisine sözünden dönmek yakışmaz, bu yüzden yardım etmem şarttı. En azından benim için böyleydi. 

İlk derse girerler ve ders biter.

Koridora çıktım. Sadece ben vardım. Douma bu gün gelmemişti. Her gün koridorlarda gezen Muzan sensei de gelmemişti. Koridor çok sessizdi. Sıkılıp bir kaç gün önce sırf kanıt toplamak için yazıldığım dövüş kulübüne gitmeye karar verdim. Kulübe gittiğimde içeride Hakuji'den başka kimse olmadığını gördüm.

Tsuki- Selam.

Hakuji- A, seni burada görmeyi beklemiyordum doğrusu.

Tsuki- Niye?

Hakuji- Yani, daha kolun alçıdan çıkmadı, çıkınca gelirsin sanmıştım.

Tsuki- Öylesine bir uğrayayım dedim. Eee, ne yapıyorsun?

Kanlı Bıçak/ Demon slayer x Reader 2/ modern AUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin