11

165 6 8
                                    

Saat gece yarısını çoktan geçmiş, üçe yaklaşıyorken telefonumun çalmasıyla Bartu'nun göğsünden ayrıldım. Kapatmış olduğu gözlerini açarken bana meraklı meraklı bakıyordu. Telefonumu çantamdan çıkartırken arayan numarayı açtım. Kayıtlı değildi ve kim olduğunu bilmiyordum.

"Alo?"

"Anka, Ediz ben." demesiyle şaşkınlığım artmıştı.

"Efendim Ediz?" dediğim esnada Bartu yattığı yerden doğrulmuş ve kaşlarını çatarak bana bakıyordu.

"Yolda kaldım. Babanı aradım ama açmadı, sanırım uyuyor. Gelme ihtimalin var mı?"

Bıkkın bir nefes verirken ayağa kalktım. Bartu'da ayağa kalkarken konuşmaya başladım.

"Hangi tekerin?"

"Sol."

"Bir şey mi batmış?"

"Çivi sanırım."

Çivi... belki fitil takardım.

"Fitil mi takayım yoksa yeni lastik mi getireyim?"

"Yedek lastiğim ve istetmem var. Eğer fitil takılacak gibiyse tak istersen. Bende fitillik bir şeydir diye lastiği takmadım."

Yeni lastiğin ve istetmen varsa niye beni aradın ulan sen?

"Konum at, gelirim bir saate."

"Peki, görüşürüz."

Telefonu kapatırken üzerimdeki deniz kumlarını silkeledim. Morali bozulmuş Bartu'ya bakarken uzanıp yanağını öptüm.

"Gidecek misin?" dedi üzgün üzgün.

Başımı salladım.

"Beni dükkana bırakır mısın? Ve bu gecenin telafisini en kısa zamanda yapacağım tamam mı?"

Başını aşağı yukarı sallarken beni kendine çekerek sarıldı. Bir süre onun nefes alış verişlerini ve denizin kıyıya vuran dalgalarının seslerini dinlerken ondan ayrıldım. Dudaklarına sertçe yapışırken elleri belimi kavradı. Uzun bir süre ayakta öylece öpüşürken ayrıldığımızda nefes nefese kalmıştık.

"Hadi seni bırakayım."

Birlikte sahilden ayrılırken motoru bıraktığımız yere döndük. Kasklarımızı takarken binmesiyle arkasına geçtim. Sıkıca ona sarılırken ellerim kaslarının üzerindeydi. Sürmeye başlamasıyla ana yola çıkmamıza az vaktimizi almıştı.

Sanayiye sürerken bizim dükkana gelmemizle motordan indim. Sırayla dışarıya dizdiğim lastiklerin içinden belliklediğim lastiğe ilerledim ve anahtarları içinden çıkardım. Dükkanın kapılarını açmadan direkt yol yardım arabasına ilerledim. Kapılarını açarken arka kapıyı açıp her şeyi kontrol ettim.

Bartu bir kenarda beni izlerken ona yaklaştım.

"Eve geç ve bana mesaj at olur mu? Aklım sende kalmasın."

"Sırf aklın bende kalsın diye mesaj atmayacağım güzelim."

Gülerek dudaklarına ufak bir öpücük kondurdum.

"Peki peki. Görüşürüz o zaman?"

"Telafisini istiyorum Anka." diyerek burnumun ucunu öptü.

MOTORUNA SOKAYIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin