günler akıp geçiyordu ve kenan'ın almanya'ya dönüş vakti yaklaşıyordu. anın tadını çıkartmaya çalışsam da aklımın bir köşesinde hep gideceği ile alakalı şeyler vardı.
tabi bunların yanında aile faktörü de vardı. kenan ile rahat rahat her istediğimi yapamıyordum ya da vakit geçiridğimizde çoğu zaman aşırı tedirgin hissediyordum. sanki birisi bizi görecek ve enseleyecekmiş gibi geliyordu.
böyle yaşamak istemiyorum. sevdiğim insanla doya doya vakit geçirmek, onu özgürce sevmek istiyorum. fakat her şey benim istememle olmuyor tabi.
derince iç çekip dizlerimi kendime çektim ve gökyüzüne baktım. yaz akşamları balkonda oturmak bana iyi geliyordu. gözlerimi kapatıp kafamı dizlerime yasladım. rüzgar tatlı tatlı esiyor ve beni serinletiyordu.
"arda."
sesin sahibine dönüp gülümsedim.
"ferdi abi?"
bu akşam annesiyle bize geleceklerdi. o da yanıma gelmiş olmalıydı. oturduğum minderde sağ tarafa kayarak ferdi abi için yer açtım. yanımı patpatlayarak oturmasını işaret ettim.
"otursana."
bağdaş kurarak yanıma oturmuştu. o zamanki konuşmamızdan sonra özel olarak ne konuşmuş ne de görüşmüştük.
"nasılsın?"
bana sorduğu soruyla bir süre düşündüm. nasıldım? nasıl hissettiğimi düşünmeyecek kadar bi o kadar mutlu ve bi o kadar endişeliydim sanırım.
"mutluyum ama mutluluğum beni endişelendiriyor."
"kenan ile olan ilişkin yüzünden mi korkuyorsun?""
"hm, sanırım."
"niye korkuyorsun ki?"
"bilmiyormuş gibi konuşma ferdi abi-"
"arda sen artık bu yolda yalnız yürümüyorsun. evet, önceden yanında biz vardık fakat farklı olarak yanında kenan var. onunla yürüyorsun ve emin ol, kenan sıkıca tuttuğu elini bırakmayacaktır. yani sizi yakalasalar, ayırsalar ya da ne bileyim bir şeyler yapsalar bile eninde sonunda ben yine sizin birbirinizden destek alacağınıza inanıyorum."
fark etmediğim nokta buydu. ben her zaman kendi başıma düşünmüş ve kendi endişelerim içinde boğulmuştum ama kenan'da vardı. onun da endişeleri korkuları ya da ne bileyim hissettiği bir sürü şey vardı. eğer beraber yürüyorsak ortak duygularımızı beraber yaşayarak aşmalıydık. ben sadece olduğum yerde debelenip kendi kendimi bitiriyordum.
"haklısın.."
"haklıyım tabii, haklı olmadığım zaman mı var?"
ferdi abinin ortamı yumuşatmak için şakayla söylediklerine karşın kıkırdadım. özlemiştim. dertlerimi anlattığım, beni anlayan ve bana kollarını saran ferdi abimi özlemiştim.
"kenan hakkında kötü konuştuğun zaman haksızdın."
"o işin tuzu biberi. severiz de söveriz de."
tekrar kıkıdadım ve ferdi abiye dönüp gülümsedim. "teşekkür ederim."
"teşekkür etme aptal çocuk."
kollarını açtığında bende kolları arasına girip sıkıca sarıldım. ihtiyacım olan buydu.
etrafımda bana yardım edecek bir çok kişi varken ördüğüm duvarlar yüzünden çokça sıkıntı çektiğimin farkındaydım. ama artık benim için öyle olmayacaktı. beni koruyup kollayan bir ailem olduğunun farkındaydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hate you, arken
Фанфикbelki de senden nefret etmek canımı acıtmayacak tek yoldur. texting + düzyazı | friends to lovers arda güler & kenan yıldız ©septemar | 080724