sezen aksu - biliyosun
ne annemlerle konuştum ne de onlar benimle konuştu. eve kadar tuttuğum göz yaşlarım odama girer girmez yanaklarımdan süzülürken, odamın kapısını kilitleyip kapıya yaslandım. dizlerimi kendime çekerek başımı dizlerime yasladım. ne oldu da ben böyle ağlıyordum bilmiyorum.
öyle içli ağlıyordum ki kendime hakim olamıyordum. annemler içerden beni duyabilirler diye ellerimi ağzıma bastırdım.
ağladıkça yüreğim daha çok sıkışıyor, nefesim kesiliyordu. boğazımdaki yumru öyle büyüktü ki yutkunamadım. bağırıp çağırmak istedim ama yalnızca ağladım.
korkağın tekiydim, çok korkuyordum. belki kendim için değildi korkum, bilmiyorum.
kenan'ı orada tek bıraktığıma, acizliğime ve beraber olamayacağımız gerçeğine ağladım biraz da.
dönüp bir daha kenan'a bakabilir miydim? kim bilir nasıl üzülmüştür o da ama ben yüzleşmek istemedim.
kenan'ın beni sevmediğini düşünerek vazgeçmek, kendimi dizginlemek daha kolaydı. o beni severse, bu gerçeği bana kendi ağzıyla söylerse ben nasıl duygularımı dizginleyecektim?
kalbim zaten küçğk umut kırıntılarına tutunmaya çalışıyorken aniden öyle sözler söylemesi ağır gelmez miydi bana?
ben kenan'a bağlanmaktan, zarar görmemizden, daha başlamayan ilişkimizin bitmesinden ve birisinin bizim aramızdaki sevgiyi iğrenç bir şey gibi görmesinden çok korkuyordum. hiçbiri gerçekleşmemişken hemde.
korkularım benim peşimi bırakmadan nasıl yüzüne bakardım onun?
göz yaşlarım hâlen yanaklarımdan süzülüyor, ağzımdan hıçkırıklar kaçıyordu. burnumu çektim, sakinleşemiyordum.
yavaşça ayağa kalkıp yatağıma adımladım. yatağa kendimi atıp yüzümü yastığa gömdüm.
nefeslenerek sakinleşmeye çalıştım. biraz olsun daha iyiydim.
uyumak istiyordum, başım ağrıyordu.
yatakta sırt üstü dönerek tavanı izledim. birkaç dakika öncesine göre korkunç derecede ifadesizdim, durgundum şimdi. sanki içimdekilerin hepsini dışarı vurmuşum da bana bir şey kalmamış gibiydi.
sıkıntıyla iç çekerek gözlerimi kapattım. uyursam geçerdi, hep öyle olurdu zaten. uyuyarak kaçardım ben.
yavaş yavaş bilincim kapanırken gerisini düşünmedim.
-
güneş gözlerime vururken yavaşça açtım gözlerimi. yatakta doğruldum. dünkü kıyafetlerimle ağlayarak uyumuştum. muhtemelen gözlerim şişmiş, berbat bir haldeydim.
yataktan kalkıp kapıyı açtım. ev sessizdi. saat fazla mı erkendi, hâlâ uyanmamışlardı sanırım. fazla ses yapmayarak banyoya ilerledim. banyoda yüzümü yıkayıp ağlamaktan şişen suratıma baktım. fazla çirkin görünüyordum. daha fazla aynaya bakmayarak kısaca duş almaya karar verdim.
duştan çıktıktan sonra saçlarımı havluyla kurulayarak odama gittim ve yatağıma oturup telefonumu elime aldım. bir sürü bildirim vardı. kenan'dan birkaç mesaj vardı, bakmak istemedim. geri kalanı bizimkilerin, çoğu ismail abinin, mesajları ve aramalarıydı. kaşlarımı çatarak mesajlara baktım.
-
ismail abi
arda
kenan bana instagramdan
yazıp seni sordu
hatalı olduğunu falan geveledi de anlamadım
gönderildi. 22.43
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hate you, arken
Fanfictionbelki de senden nefret etmek canımı acıtmayacak tek yoldur. texting + düzyazı | friends to lovers arda güler & kenan yıldız ©septemar | 080724