BÖLÜM 3: GÜNAHIN UCUNDA

22 4 33
                                    

AKAY URAZ ÖZTÜRK

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

AKAY URAZ ÖZTÜRK.

Hozier - Take me to church


Dudaklarındaki mısralar bir bir dökülüyor. Bir ateş yanıyor, sureti harelerinde canlanıyor. Günahı silmek isterken ateş sıçrıyor, mısralar yanıyor. Günahın ucundasın, diyorlar.  Yalanlar seninle beraber kayboluyor.

Dualar ediliyordu. Tanrı'dan af isteniyordu. Şükürler ediliyordu ardından günah işleniyordu. İnsanın doğasında bu var, diyordu. Tanrı affedici, Tanrı yaratıcı ve Tanrı günahları affeder diye sayıklıyordu. Cehennemin kapıları açıldığında cenneti kazanmak için çabalıyordu.

Doğru yolu istiyordu. O yoldan giderken insanlara kanıyordu. Bir iblis değildi, insandı. Cehennem değildi, sözlerdi. Onu kandıran insanın sözleriydi. Onu avuçları almak istiyordu sonra zihnini işgal etmek, yerle bir etmek. Fakat aklının bir köşesinde hep unutuyordu.

Cenneti isterken cehenneme giden yoldan yürüyorduk.

Daniel Ruiz karşımdaydı. Kilisenin loş ortamında sarımsı gözleri parlıyordu. Göğsüm nefeslendiğim için alçalıp iniyordu. Adımlarını bana doğru attığında, "Merhaba Valer," dedi soğuk bir sesle. "Yanıma geleceğini biliyordum." Kol saatine baktı. "Tam vaktinde."

Zorla yapılan şeyler onu mutlu ederdi ya da istediğini elde ettiği zamanlar.

Bu kilise de yüzümde bambaşka bir maske vardı. Tiyatro daha başlamamıştı, oyuncular hazır değildi. Koltuklar bomboştu çünkü daha başrol ortada yoktu ya da gizleniyordu. Zamanını bekliyordu.

"Beni buraya niye çağırdın?" diye sordum sesimi düzgün tutmaya çalışarak. Bu sorumu duyduğu an Daniel'in o soğuk gülüşü boş kilise de yankılandı. "Burada sadece sen ve ben varız. Beni biliyorsun, benim seni bildiğim kadar. Buraya neden geldiğimi, ne hakkında konuşacağımı da her halükarda biliyorsun,” dedi. “Bu yüzden bilmezlikten gelmene gerek yok. Herkese karşı kendini gizle. Ama bana karşı dosdoğru ol."

Cümleleriyle kör etmeye başlamıştı bile.

"Başka isteklerinde var mı? Dur tahmin edeyim. Kesinlikle vardır," dedim onunla alay ederek. "Çünkü sen doyumsuz birisin. Asla tatmin olmayansın." Kendi sesimi normal tutmaya çalışıyordum. Ona karşı duygularımı belli etmek istemiyordum.

"Benim tatmin olmadığımı bilen tek kişisin," dedi imayla. "Bu kapının dışındaki herkes bizim ensemizde ben senin arkanı kolluyorum. Düşmeni bekliyorlar, kanayan yaralarınla alay edecekler. Bunu görmüyorsan ama ben her zaman o yaralarını hafifleteceğim. Valer bana güvenmeni tekrar istiyorum. Bunlar sana bir istek gibi gelebilir ama hayır. Ben senden istekte bulunmuyorum, yanımda olmanı diliyorum. Eski seni."

PORTRE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin