Bölüm 8

824 54 12
                                    

                                      🎠Ahu Özdemir

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

                                      🎠
Ahu Özdemir

"Ağlama Ahu." diye fısıldadı, sesi ninni gibi gelmişti. Dinlendirici, mayıştırıcı, huzur verici bir ninni...

"Bu gece uyumak istiyorum, ağlama."

Yalvarır gibi çıkmıştı sesi. Bana yalvarıyordu, ağlamamam için ayaklarıma kapanacaktı neredeyse.

Göz yaşlarım dur durak bilmeden yanaklarıma doğru ıslak yollar çizerken akan burnumu çektim.

"Ağlamıyorum."

Ağlamıyorum. Yalan söyledim. Çok ağlıyorum. Senin yüzünden, beni bu hale getiren sensin. Bana ağlama demeye hakkın yok, ağlatan sensin çünkü.

Göz ucuyla bana baktı. Kan çanağına dönen gözleri içimi ürpermişti.

"Ağlama." diye fısıldadı, kendisinin bile güçlükle duyacağı bir sesle.

"Ağlamıyorum."

Ağlamaktan kızaran burnumu, gözlerimden sicim sicim akan yaşları, şişen göz kapaklarımı, ıslak kirpiklerimi görmüyormuş gibi inkar ettim.

Sıkıntılı bir nefes verdi.

"Ağlama."

Sürekli aynı şeyi tekrarlaması içimi ürpertmişti rahatsız edici ve korkutucuydu.

Tüylerimi diken diken eden, tek bir bakışı bile kalbimin atışını korkuyla hızlandırmaya yeten bir adamla aynı arabanın içindeydik, kendimi bu arabanın içinde mahsur kalmış gibi hissediyordum.

Bir uçurumun kenarında, ıssız ve sessiz bir uçurum kenarında yalnızca ikimiz vardık.

Ben ve o.

Onun tek dediği şey, ağlamaydı. Benimse tek yaptığım şey, ağlamaktı. Kendimi durduramıyordum, o ısrarla ağlamamamı söylüyordu gözyaşlarımsa ısrarla akmaya devam ediyordu.

"Ağlatma o zaman." diye karşılık verdim titreyen sesimle.

"Ben seni ağlatacak hiçbir şey söylemedim."

Az önce ölüyorduk, uçurumdan aşağı yuvarlanıyorduk. Kalbim duracak sandım, nefesim kesildi. Hepsi senin yüzünden, geçmiş karşıma ben seni ağlatacak hiçbir şey söylemedim diyorsun.

Ruh hastası.

"Az önce ölümden döndük farkında mısın? Senin yüzünden oldu. Sen o kadar hızlı sürmeseydin arabayı, ben de şuurumu kaybedip direksiyonu uçuruma kırmazdım. Hiçbir şey olmamış gibi davranamam, sakin kalamam senin gibi. Sen duygularını aldırmış olabilirsin ama benim duygularım var, korkuyorum, üzülüyorum, mutlu oluyorum, heyecanlanıyorum ve göz yaşlarımı tutamıyorum."

Sesim onun fısıltılarının aksine gür ve yüksek çıkmıştı.

Baygın bakışları gözlerimle buluştuğunda sesli bir şekilde yutkundum. Bakışları beni o denli ürkütüyordu ki şuan da onunla gözlerimin buluşması yerine içinde bulunduğumuz arabanın uçurumdan aşağı yuvarlanmış olmasını tercih ederdim.

lilyum, barış alper yılmazWhere stories live. Discover now