Siz kimsiniz²

64 11 2
                                    

Ne demek istiyorsun yani?"

"Bilmiyorum tam emin olamadığım şeyler var"

Yoongi kafasını geriye atıp bıkkınca iç çekti. Ortamda sessizlik oluşmuştu. Muhtemelen herkes Yoonginin dediği şeyi düşünüyordu. Sessizliği bozan Jin'in telefonu oldu. Jin arayan kişiye baktığında hızlıca ayağa kalkıp dış kapıya doğru ilerledi.

Taehyung merakla kim olduğuna bakarken, Jin hızlıca dışarı çıkıp arayan kişiye cevap verdi. Konuşması sonlanmış içeri girmişti. Ancak yüzü endişe doluydu. Sesinde aceleci bir ton vardı.

"Fazla zamanımız yok."

Yoongi anlamadığını belirterek Jin'e doğru baktı. Jin biraz daha açıklama gereği duyarak hafifçe yutkundu.

"Jimin'i gözetlemesi için seçtiğin kişi aradı."

Yoonginin kaşları çatılmaya başladı.

"Yani? Jimin'e bir şey mi olmuş?"

Aklına ilk gelen şeyi sorsada bunun olmasını isteyeceği son şey bile değildi.

"Hayır ama bir kaç kişiyi toplanıp ona zarar verme planı kurarken yakalamış."

Ayağa kalkarak Jin'in ciddi olup olmadığını anlamaya çalıştı. Eğer öyle bir şey varsa ilk işleri Jimin'i ordan almak olması gerekiyordu. Aksi takdirde jimini kaybetmeyi göze alamazdı . Kararlı şekilde kafasını salladı ve salondaki arkadaşlarına hitaben konuştu.

"İntikam işini erteleyelim"

Yoonginin kendinden emin sözleri namjoonun kaşlarını çatmasına sebep oldu. Jiminin tehlikede olduğunu söylemesine rağmen dediği kelimeler onun umursamadığını düşündürmüştü.

"Jimin tehlikede diyoruz yoongi?"

"Bu yüzden erteleyelim diyorum Namjoon hyung."

Askıdan ceketini alırken konuşmaya devam etti.

"Erteleyelim ve gidip jimini alalım"

Sessizce onu dinleyen arkadaşlarına bakarak ceketini giydi.

"Şimdi."

Şaşkınca Yoongiye bakarken Taehyung itiraz etmeye hazırlanıyordu. Jin bunu anladığı için ondan önce konuştu. Her ne kadar jiminle olan ilişkilerini onaylamasalarda yoonginin ona verdiği değerin az çok farkındalardı. Jiminin ölmesi her şeyi daha da batırır bu sefer yoongiyi zapt etmek imkansız hale gelirdi.

"Yoongi haklı taehyung. Onu şimdi almalıyız"

Yoongi kafasını sallayıp kısa bir bakış atarak evden çıktı. Kararsız kalan ikiliye göz devirirken 'Hadi' der gibi kafasıyla işaret edip yoonginin arkasından gitmeye başladı.

Yoongi heycanlıydı. Onu görmeyeli yıllar olmuştu. Onu elinden almalarının üzerinden yıllar geçmişti. Güzelce büyümüştü. Bundan emindi. Henüz daha çok gençken bile kusursuz olan jimin şimdi olgunlaştıkça daha da güzelleştiğini tahmin edebiliyordu. Bu içinde ki şeylerin kıpırdamasına sebep oldu. Midesinde ki kelebekleri es geçerek heyecanla düşünmeye başladı.

Belkide Jimin'de onun gelmesini bekliyordu. Belkide o da onu en az onun kadar özlüyordu. Belkide hala seviyordu.

Yoongi yürümeye devam ederken arkasından onu takip edenlere baktı. O zaman, onlara en ihtiyaç duyduğu zaman onlar yanında değillerdi. Kendisini kurtarabilmişti ama canını kurtarması değerlisini kaybetmesine sebep olmuştu.

Köye yaklaştılar. Yoongi yıllardan sonra ilk defa gördüğü köye bakarken iç çekti. Yaklaşmaya devam ederlerken bir kaç kişi yoongiyi fark edip şaşkınca ona bakıyordu. Bazıları ise fısıltıyla onun hala nasıl burda olduğunu konuşuyordu.

Bu yoonginin sırıtmasına sebep oldu. Herkes şaşkınca ona bakarken oldukça keyif aldığını fark etti. İçindeki bu henüz daha başlangıç diyen sese onay verdi kendince.

Yavaş yavaş köyün orta kısımlarına geldiklerinde Jimin'in olduğu evin kapısını çaldı Yoongi. Ev tek katlıydı küçük bir ailenin sığabileceği kadardı.
Kapıyı altmışlı yaşlarında olan yaşlı bir kadın açmıştı.

"Kimsiniz"

Kadın yoongi göremediği için Jinlere hitapen sorduğu soruyla Yoongi biraz öne çıkarak kadının görüş açısına girmeyi başarmıştı. Kadın şaşkınlık ve korku arasında gidip gelirken sessizce sadece bakıyordu. O da diğer köylüler gibi onun nasıl burda olduğunu düşünüyordu muhtemelen.

"Jimin burada mı?"

Yoongi kadının korktuğunu bildiği halde umursamamıştı. Sonuçta bu köyde yaşıyordu. Belki de ona ihanet edenlerden biriydi. Ona acıması gereken bir konu yoktu bu yüzden sadece soğuk yüz ifadesinin yanında ondan aşağı kalır yanı olmayan soğuk ses tonuyla konuştu.

Kadından bir cevap beklerken kadın sadece ona şaşkınca bakmaya devam ediyordu. Jin dayanamayarak yoongiyi kenara çekti, tek kaşı havada kadını süzmeye başladı.

"Sana bir şey sordu değil mi? Cevap ver."

Jin'in sinirlendiğini anladığından onu tekrardan geri çekerek eski yerine geçti. Şuan sadece Jimini geri alacaktı.   Olay olsun istemiyordu. Sakince jimini alıp gitmek istiyordu ve Jin'in sinirini ona hiç yardımcı olmazdı.

Yoongi kadına tekrardan bakarken kadın sonunda konuşmaya başladı.
Titrek bir nefes alırken zor duyulan bir tonda konuştu.

"İçeride"

Yoonginin gözleri umutla dolarken içinde bir şeylerin kıpırdadığını hissetti. Yıllar sonra ilk defa onu görecekti. Bu onun heycanlanmasını sağlamıştı. İçinde yaşadığı kaosu dışarıya yansıtmayarak soğuk yüz ifadesini değişmeden konuştu.

"Onu çağır"

Kadın kafa sallayarak içeriye gittiğinde Yoongi arkasındaki arkadaşlarına baktı. Arkadaşları yoonginin heyecanlandığını az çok anlamıştı sadece sessizce Jimini bekliyorlardı. Yoongi yavaşça önüne dönerken kendini dizginlemeyi denedi. Böyle giderse konuşurken kekeleyecekti veya sesi titreyecekti ve bunun olmasını istemiyordu.

Sonunda kadın jiminle birlikte yoongilere yaklaşırken Yoongi ilk defa kalbinin ritmini hissettti. Uzun zamandır hissetmediği duygular Jimini görmesiyle ortaya çıkarken dudaklarından fısıltıyla adını söyleyebilmişti sadece.

Jimin kapıda bekleyenlere bakarken Yoongi bir adım attı. Ona sarılmak istiyordu. Onu özlediği kadar kokusunuda özlemişti. Jimine özlem ve beklenti ile bakıyordu.

"Siz kimsiniz?"

Ancak o onun aksine özlememiş hatta onu unutmuştu.
Taehyunglar şaşkınca birbirlerine bakıyorlardı. Jiminin sorusu ile afallamışlardı. En çok afallayansa Yoongiydi. Hem şaşırmış hem de kırılmıştı.

love war | YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin