Bizimle geliyorsun.³

51 10 3
                                    

Jimin ilk defa görmüş olduğu insanları süzerek bir cevap bekliyordu. Yoongi jiminin onu görmediğini veya fark etmediğini düşünüp bir adım daha ilerlemişti. Ancak yoonginin bir adım ileri atmasıyla jimin geri çekildi. O da biliyordu onu fark etmemiş olmasının imkansızlığını. Ayrıca arkadaşlarını da oldukça yakından tanıyordu,yani bir zamanlar.

Jin, Jimin'e şüphe ile bakarken kaşlarını çatmıştı.

"Dalga mı geçiyorsun jimin?"

"Jimin mi? Karıştırdınız sanırım. Anne bunlar kim?"

Yoongi şaşkınca kadına döndü. Jiminin annesi yoktu. Herkes kadına bakarken kadının yüzü korku ile solmaya başlayıp kafasını eğmişti.

Jimin bunu fark edip annesinin omzuna dokundu.

"İyi misin?"

Kadın bir şey demeden öylece kalmıştı. Yoongi derince bir nefes verdi. Her kim ne planlamışsa gayet iyi planlanmıştı. Bu yoonginin sinirini bozdu. Taehyung buraya gelmelerinin sebebini unutturmamak için yoongiyi dürterken Yoongi daha yeni aklına gelmiş gibi kafasını kaldırıp jimine baktı.

"Hadi jimin gidiyoruz"

Jimin kaşlarını çattığın da kollarını çapraz şekilde bağladı. Yoonginin kalbi için bakıştaki duygular önemli değildi. Tek bir bakışın da ritmini bozuyordu.

"Bakın beyfendi kimsiniz bilmiyorum ama ben jimin değilim"

Namjoon şimdiye kadar konuşmadığı ortamda bıkkınca ileri yürüdü.

"Hadi jimin işimiz var nazını çekemeyiz."

Yoongi namjoona keskin bakışlarını gönderdikten sonra bakışlarını yumuşatmış jimine dönmüştü.

"Toparlanmana gerek yok orda senin ihtiyacın olan eşyalar var zaten"

Jimin hala anlatamadığını anladığında içine derince bir nefes çekti. Kahverengi gözlerinden ateş çıkarken kolları çaprazlayarak yoongiye bakmaya başladı.

"Siz laftan anlamıyor musunuz? Gelmiyorum hiç bir yere"

Yoongi normal bir zaman olsa daha fazla zorlamam istemezdi. Ancak hayatı tehlikedeydi. Ona ihanet eden köylülerin jimine ne yapacakları az çok tahmin edilebilir bir sonuçtu.

Kim ne yaptıysa işini çok temiz yapmıştı ki, Jimin sahte ailesini gerçek zanneder olmuştu. Kadın yoonginin sert bakışlarının altında ezilirken titrek bir nefes verip jimine döndü. Gözlerinde her türlü duygu barınıyordu, ancak en çok korku hakimdi.

" Canım oğlum onlarla gitmen gerek"

Namjoon hala oğlum demesine gülerken jimin annesine şaşkınca bakmaya devam etti. Annesi korkmuş görünüyordu bu da onun tehdit edildigini düşündürmüştü. Kısıkça çıkan
sesiyle konuştu. Gözlerinde şüphe ile beraber annesine bakıyordu.

"Ne oluyor? Sen tanıyor musun"

Yoongi bir şey söylemek isterken Kadın kafa salladı. Jiminin kaşları havalanıp şaşırsada hala içinde ki şüphe duruyordu.

"Şu haline bak titriyorsun korkudan! Tehdit mi ettiler seni?!"

Yoongi sinirle göz devirirken fazla vakit kaybetmemeleri gerektiğini hatırlamıştı.
Jiminin nazikçe kolundan tutarken güven verici bakışlarla onu rahatlatmak istedi, ancak jimin o bakışlarda bir duygu göremiyordu. Rahatlaması gereken yerde daha da gerilmişti.

Annesine baktı, itiraz etmesini ve tehdit edildiğini itiraf etmesini bekledi.

"Beni dinle tatlım. Onlarla gitmelisin,iyiliğin için oğlum lütfen"

Jimin gözleri dolarken yine de gülümsemiş sessizce kafasını sallamıştı. Annesine güveniyordu, o asla ona zarar verecek bir yere göndermezdi onu.

Yoongi jiminin kolunu tutmaya devam ederken ilerlemeye başladı. Bu ani hareket jiminin sendelemesine sebep olsada adımlarını düzeltip normal yürümeye başladı. Yoongi iç ısıtan gülümsemeyle jimine bakarken jimin soğuk ve ifadesiz suratı ile yoongiye bakıyordu.

"Merak etme fazla uzun değil yolumuz "

Aslında merak etmiyordu. Nasıl olsa kısa bir zaman da dönerdi evine, yani o öyle düşünüyordu.

Sessiz bir yolculuğun ardından eski olmasına rağmen güzel görünen iki katlı bir ev çıkmıştı karşılarına. Namjoon kapıyı açarken kapı eski olduğundan hafif gıcırdamıştı.

Jimin kolunu tutan bedenle birlikte ilerleyip eve girdi. İçeride kocaman bir salon karşılamıştı kendisini. Kolunu hala tutmayı bırakmayan adamla birlikte koltuğa oturduğunda diğer üç kişide karşılarına oturmuştu.

Yoongi istemsizce jiminin bileğini okşamaya başladığında jimin bileğini sertçe çekti.

"Ne yapıyorsun?"

"İstemsizce oldu"

Yoonginin mırıltısını duyduktan hemen sonra jimin göz devirirken karşında ki üçlüye baktı.

"Kimsiniz açıklayın hadi."

Yoongi zaten eskiden bildiği bir bilgiyi şimdi söylemesinin bir zararı olacağını düşünmedi.

"Vampiriz"

Jiminin gür kahkahası sessiz olan salonda yankılanırken ona şaşkınca bakan Dörtlüyü fark etti.

"Ne? Buna inanma mı bekliyorsunuz?"

"Tek değişen şeyi hafızası sanırım"

Taehyungun sitemle söylediği sözlere yoongi buruk bir tebessümle yanıt vermişti.

Flashback

Yoongi heycanla jiminin elini tutup göle doğru gitmeye devam etti. Kimliğini açıklayacağı ve arkadaşlarını tanıtacağı için çok heycanlıydı.

Neyseki sonunda göle varmış ve orda onları bekleyen arkadaşlarını fark etmişti.

Hepsi heycanla jimine bakıyordu ama ilk sarılan hoseok olmuştu.

"Ben hoseok,jimin "

Jimin minik bir tebessümle sarılmasına karşılık verdi. Diğerleri ile de tanıştığında koyu bir sohbet başlamıştı. Yoongi kimliğini açıklamasının tam zamanı olduğunu düşünüp jiminin iki elinide bir avcunun içine alıp gülümsemişti. İçinde bir endişe vardı ama yine de jimine güveni tamdı.

"Jimin...biz aslında vampiriz"

Jimin kahkaha atarak yoongiye baktı.

"Ne? buna inanmamı mı bekliyorsunuz?"

flashback end

Yoongi anımsadığı anılarla gülümserken jimin hala bir açıklama bekliyordu.

love war | YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin