Elimden geldiğince kontrol ettim ve düzeltmeler yaptım. Olur ki yazım hatası filan varsa affola. İlk kitap çalışmam çok heyecanlıyım. Lütfen yorumlarınızı ve oylarınızı eksik etmeyin.
İyi okumalar.
Her insanın sırrı vardır. Sırrı olmayan hiçbir insan, hiçbir diyarda yoktur. Bazılarının sırları çok saçmadır, bazılarının sırları öylesine büyüktür ki, ortaya çıksa, yer yerinden oynar.
Elbette benim de sırlarım vardı fakat benim sırlarım benimle ilgi olmaktan çok, yakınımdakilerle ilgiliydi. Benim yanımda olan, hayatımın içinden olan insanlara ilgiliydi en çok. Bazen bu kadar kişinin sırrını, kendi omuzlarımın üzerinde taşımak katlanılamaz bir hâl alıyordu fakat bunları da kalkıp herkese söyleyecek değilim.
Kulaklıklarım kulağımda, son ses müzik dinlerken bir yandan da, önümde olan kitabı okuyorum. Aslında okumuş gibi yapıyorum çünkü dikkatim fena hâlde dağılmış, son on dakikadır aynı satırlara göz gezdirip duruyorum. Kısa bir satır dikkatimi tamamiyle dağıtmıştı ve ben yüksek sesli müziğin arka fonunda, çok farklı şeyler düşünmeye başlamıştım.
Ta ki önümde bir hareketlilik olduğunu fark edene kadar sürmüştü bu trans halim. Kafamı kaldırıp karşıma baktığımda, karşımda en yakın arkadaşım oturmuş, kolundaki çantayı masaya koyarken, koluna attığı çantanın kolunu kolundan çıkarıyordu. O konuşmadan önce kulaklarımından birini çıkardım ve müziğin sesini çok az duyacak kadar kıstım. Gözlerim yüzünü taradı. Bir şeyler demesini bekledim ama bir süre bekledi. "Ne oldu?" der gibi kafamı salladım. Yüzü biraz tuhaftı. Bir şey olmuş gibiydi.
"Sınavdan kaldım." dedi sesindeki tondan sinir olduğunu anlamam çok zor değildi. "Olsun, bir sonrakine yaparsın." diyerek normal bir cevap verdim. Elbette amacım onu küçük düşürmek ya da kestirip atmak değildi yalnızca, onun bu haliyle uğraşmak çok meşakkatliydi. Ben kitabıma dönerken, elini kitabımın üzerine koyarak, görüşümü kapattı. Gözlerimi tekrar onun üzerine çıkardım. "Yine ne oldu?" dediğimde dudaklarını bükmüştü. "Benimle ilgilen." dediğinde çocuk gibi davranıyordu elimde olmadan gülümsedim. Küçük bir çocuk gibi hareket ediyordu.
"Gerçekten sınavdan kaldığına emin miyiz?" diye sordum alayla.
"Sınavdan gerçekten kaldım. Şaka yapmıyorum. Sadece biraz duygusal desteğe ihtiyacım var." dedi benim gibi gülümseyerek. Derin bir nefes verdi. Ayağa kalkıp sağ tarafımda olan boş sandalyeyi geçerek iyice bana yaklaştı daha sonra kafasını omzuma koydu ardından kollarını etrafıma sardı.
Sesimi çıkarmadan kafamı onun başının üzerine koyarken konuşmaya devam ettim. "Çağıl, gerçekten ne olduğunu anlatacak mısın artık?" diye sorduğumda derin bir nefes aldı.
Çağıl benim çok uzun zamandan beridir arkadaşımdı. Orta Okula transfer olduğu zaman sınıf arkadaşım olmuştu. Başta onunla böyle sıkı değildik. Birbirimizi tanımıyor olduğumuz için mesafeliydik ama ne şanstır ki, hemen yan komşum olduğunu öğrenince her gün birlikte evden okula, okuldan eve mekik dokuduk. Çok geçmeden, çok yakın arkadaşlar olmuştuk. Liseye geçtiğimizde de bu durum değişmemişti. Şimdi bile arkadaşlığımız aynı şekilde devam ediyordu.
Sırrını bildiğim ilk kişiydi.
Kendi sırrını benimle paylaşması, benim onun sırrını sırrım gibi koruduğum ilk sırdı. Başta çok şaşırtmıştı, nasıl koruyacağım için şaşırmıştı çünkü çok büyük bir şeydi fakat büyüdükçe, sırrını daha iyi tutabilir hale geldim. Onun sırrı benim sırrım oldu ve asla birbirlerimizden çıkmadı. Çıkmayacaktı da.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zamanın Ötesinde
FantasiaBegüm sıradan bir üniversite öğrencisiydi. Sırları olan insanların sırlarını bilir, onu kendi sırlarıymış gibi korurdu. Sırların ne kadar büyük olduğu önemli değildi. O sadece bilirdi ama hiç beklemediği anda kendisi de çok büyük bir sıra sahip oldu...