Yağmur gökyüzünden adeta bir perde gibi iniyordu, kasvetli bulutlar arasında güneşten eser yoktu. Her damla sanki yeryüzünü delmek istercesine hızla düşüyor, sokaklarda yankılanan gök gürültüsü, insanları evlerine çekiyordu. Ancak tüm bu karmaşanın içinde, gözden kaçan bir siluet vardı. Küçük bir apartmanın önünde, sırılsıklam olmuş genç bir kadın, Lalisa, merdivenlerde oturuyordu. Gözlerindeki ışık sönmüş, yaşamdan umudunu kesmiş gibiydi. Yağmur, Lalisa'nın yüzünden akan gözyaşlarını gizliyordu ama gözlerinde biriken hüznü ve acıyı gizleyemiyordu.
Lalisa'nın hayatı son birkaç ayda adeta altüst olmuştu. İşini kaybetmiş, en yakın arkadaşını kaybetmişti. Ailesiyle olan bağları kopmuş, yalnızlığın soğuk kollarına teslim olmuştu. Bu zorlu günlerinde kendini sürekli dışarı atıyor, yağmuru ve fırtınayı, içindeki karanlıkla eşleştiriyordu. Her şeyin anlamsızlaştığı bir noktada, bu yağmurlu günde yine aynı merdivenlerde oturmuş, gözyaşlarının yağmura karışmasını izliyordu.
Tam o anda, komşusu Jisoo camdan dışarı baktı. Jisoo, Lalisa'yı daha önce de birkaç kez görmüştü, ama hiçbir zaman bu kadar kırılgan ve yalnız görünmemişti. Jisoo, yaşadığı apartmanda genellikle kendi halinde biriydi; pek kimseyle iletişim kurmaz, sessiz bir yaşam sürerdi. Ama o an, Lalisa'nın gözlerindeki acı, Jisoo'nun içini burktu. Kalbinin derinliklerinde, bu genç kadının çektiği acıyı hafifletme isteği doğdu.
Jisoo, hızla yağmura aldırış etmeden dışarı çıktı. Lalisa'nın yanına yaklaştı, omzuna hafifçe dokundu. Lalisa irkildi ve başını kaldırdı, gözlerindeki yaşlar Jisoo'nun yüzünü seçmesini zorlaştırıyordu.
"Lalisa, burada ne yapıyorsun?" dedi Jisoo, yumuşak bir sesle. "Hadi içeri girelim, burada ıslanma."
Lalisa, Jisoo'nun sıcaklığını ve samimiyetini hissetti. Belki de uzun zamandır ilk kez, birisi onunla gerçekten ilgileniyordu. Sessizce başını salladı ve Jisoo'nun yardımıyla ayağa kalktı. Jisoo, Lalisa'nın kolunu nazikçe tutarak onu kendi dairesine yönlendirdi. İçeri girdiklerinde, Jisoo hemen bir havlu getirdi ve Lalisa'ya uzattı.
"Bu yağmurda ne yapıyordun dışarıda?" diye sordu Jisoo, Lalisa'nın saçlarını kurutmasına yardım ederken.
"Bilmem," dedi Lalisa, sesi titreyerek. "Bazen sadece... kaçmak istiyorum. Her şeyden, herkesten. Ama nereye gideceğimi bilmiyorum."
Jisoo, Lalisa'nın gözlerine baktı. "Anlıyorum," dedi sessizce. "Ama yalnız değilsin. Buradayım ve sana yardım etmek istiyorum. Her ne yaşıyorsan, birlikte aşabiliriz."
O günden sonra Jisoo, Lalisa'nın yaralarını sarmak için elinden geleni yaptı. Her gün biraz daha yakınlaştılar, Lalisa'nın içindeki karanlık yerini yavaşça bir ışığa bırakmaya başladı. Ancak bu iki genç kadın, hayatlarının bir daha asla aynı olmayacağının farkında değildi. Çünkü bu yardımseverlik ve iyileşme süreci, onları hiç beklemedikleri karanlık ve ürkütücü olayların içine çekecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Shadows of healing | Lisoo ✓
FanfictionGözlerindeki ışık sönmüş,hayata arkasını dönmüş Lalisa bir gün yağmurlu havada dışarıya çıkıp ağlar.Komşusu Jisoo ise onu orada görür,ve o günden beri Lalisa'nın yaralarını iyileştirir