Günler hızla geçerken, Lalisa'nın ruhundaki yaralar yavaş yavaş iyileşiyordu. Jisoo'nun sabırlı ve nazik desteği, ona yeniden yaşama umudu vermişti. Ancak geçmişin gölgeleri, bazen en beklenmedik anlarda geri dönüyor ve Lalisa'nın içini karanlığa sürüklüyordu. Bir gece, Lalisa uyurken korkunç bir kabus gördü. Yine o karanlık, sessiz sokakta yürüyordu, peşinde ise gölgelerden ibaret bir varlık vardı. Nefesi kesilmiş, kalbi deli gibi atıyordu. Uyanmak istiyor ama bir türlü uyanamıyordu.
Sonunda, ter içinde uyanarak yatağında doğruldu. Gözleri karanlığa alışana kadar bir süre öylece oturdu. Kabuslarının tekrar başlaması, Lalisa'yı derinden etkiledi. Bu durum, onu geçmişiyle yüzleşmeye zorladı. Jisoo, sabah kahvaltısında Lalisa'nın yüzündeki endişeyi fark etti.
"Lalisa, dün gece iyi uyuyamadın mı?" diye sordu Jisoo, endişeli bir ses tonuyla.
Lalisa, başını salladı. "Kabuslar geri döndü. Geçmişte yaşadığım bazı şeyler, peşimi bırakmıyor."
Jisoo, Lalisa'nın elini tuttu ve gözlerinin içine baktı. "Belki de konuşmanın zamanı gelmiştir. Bazen konuşmak, zihnimizdeki düğümleri çözmeye yardımcı olabilir."
Lalisa derin bir nefes aldı ve gözlerini Jisoo'ya çevirdi. "Haklısın," dedi. "Sanırım artık anlatmam gerekiyor."
Oturma odasındaki koltuklara geçtiler ve Lalisa, geçmişinin karanlık sayfalarını açmaya başladı. "Bir yıl önce, çok yakın bir arkadaşımı kaybettim. Onunla beraber bir kazaya karıştık. Ben kurtuldum ama o hayatını kaybetti. Bu olaydan sonra, kendimi suçlu hissetmeye başladım. Onu kurtaramamış olmak, içimi kemiren bir suçluluk duygusuna neden oldu."
Gözlerinden yaşlar süzülürken devam etti. "Ailemle olan bağlarım da bu olay yüzünden koptu. Onlar da beni suçladılar. Kendimi tamamen yalnız hissettim ve sonunda her şeyden kaçmaya karar verdim. İşimi kaybettim, arkadaşlarım benden uzaklaştı. Hayatımda bir anlam kalmamıştı."
Jisoo, Lalisa'nın acısını hissediyordu. "Lalisa, bu yaşadıkların gerçekten çok zor. Ama unutma ki, senin hatan değil. Kendini bu kadar suçlaman, sadece seni daha fazla yaralar. Belki de bu yüzden birlikte bu süreci atlatmamız gerekiyor."
Lalisa, Jisoo'nun anlayışlı ve destekleyici tavrı karşısında biraz rahatladı. "Haklısın," dedi. "Ama bazen o anları unutmak o kadar zor ki... Kabuslarımda hep aynı şeyleri görüyorum. O kazayı, onun bana uzanan ellerini ve çaresizliğini."
O akşam, Jisoo ve Lalisa, geçmişin izleriyle nasıl başa çıkacaklarını konuşarak geçirdiler. Jisoo, Lalisa'ya bazı terapi yöntemleri ve meditasyon teknikleri önerdi. Lalisa, bu yöntemleri denemeye karar verdi. Her gün meditasyon yaparak ve duygu günlüğüne yazarak, içindeki karanlıkla yüzleşmeye çalıştı.
Ancak bir gece, Lalisa ve Jisoo'nun hayatı bir kez daha değişti. Lalisa, meditasyon yaparken aniden odanın soğuduğunu hissetti. Gözlerini açtığında, odanın köşesinde bir karaltı gördü. Bu gölge, sanki ona bakıyormuş gibi hissediyordu. Kalbi hızla atmaya başladı ve nefesi kesildi. Gölge, yavaşça hareket ederek ona doğru yaklaşmaya başladı. Lalisa, yerinden kalkıp koşarak Jisoo'nun odasına gitti.
"Jisoo! Jisoo! Yardım et!" diye bağırdı Lalisa. Jisoo hemen uyanıp Lalisa'nın yanına koştu. "Ne oldu? Ne oldu Lalisa?" diye sordu endişeyle.
"Odada bir şey vardı. Bir gölge gördüm. Beni izliyordu," dedi Lalisa, titreyerek.
Jisoo, Lalisa'yı sakinleştirmeye çalıştı. "Belki de sadece bir halüsinasyondur. Geçmişte yaşadıklarının etkisiyle böyle şeyler görmen normal olabilir."
Ancak Lalisa, gördüğünün gerçek olduğuna emindi. Bu olay, onların hayatında yeni ve karanlık bir dönemin başlangıcı olacaktı. Lalisa ve Jisoo, birlikte bu karanlık tehditle yüzleşmeye ve geçmişin izlerinden kurtulmaya kararlıydılar. Ancak karşılarına çıkacak şeylerin ne olduğunu henüz bilmiyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Shadows of healing | Lisoo ✓
FanfictionGözlerindeki ışık sönmüş,hayata arkasını dönmüş Lalisa bir gün yağmurlu havada dışarıya çıkıp ağlar.Komşusu Jisoo ise onu orada görür,ve o günden beri Lalisa'nın yaralarını iyileştirir