6.Bölüm: Yol arkadaşı

97 3 1
                                    

Her yerimdeydi o kırmızı ışıklar, bir türlü bedenimden gitmiyordu, nereye gidersem gideyim peşimden ayrılmıyordu ve ben de son çare olarak bahçe duvarına saklanmakta buldum kendimi. Açıkta, onların göz önünde olup beni nasıl ve ne şekilde vuracağı stresiyle yaşamaktansa gizlenmeyi tercih ederdim.

Ben de öyle yaptım. Daha doğrusu gizlendiğimi zannettim ama işler hiç öyle olmamıştı, o kırmızı ışıklar bu sefer başka yönden bana doğrultulmuştu ve hatta biraz önce onlar tarafından gelen bir kurşun kolumu sıyırıp geçmişti bile. Burada durmaya devam edemezdim, boş boş durup vurulmayı bekleyemezdim.

Ön kapıdan giremiyordum, evet ama bir de bu okulun arka kapısı vardı. Eğer dikkatli bir şekilde hareket edersem arka kapıya ulaşabilirdim, şuan yapmam gereken saklandım zannettiğim ama kırmızı ışıkların beni burada da bulduğu yerden çıkmaktı.

Sağa doğru kaya kaya ilerlerken hemen ayağım dibinde bir kurşun sıkıldı, ardından diğer ayağımda önce kırmızı ışık, bir beş saniye süre sonra bir kurşun sesi daha...

Bu sefer kırmızı ışıklar çimenlerde geziniyordu ve etrafımı sarmıştı. Kendimi avazım çıktığı kadar bağırmakla buldum, biri bile mi bu kurşun sesini duymuyordu? Niye kimse yardımcı olmuyordu? "Yardım edin. İMDAT!"

Sağa doğru kaya kaya ilerlemekle olmayacaktı, bütün gücümle karşı duvara koşmam gerekiyordu. Tabi ki silahlar, benden daha hızlıydı. Bu bir gerçekti ama yine de şansımı demekte fayda vardı.

Derin nefes alıp kendime bunu yapacak gücü vermeye çalışırken bir kurşun sesi daha geldi. Ama nedense bu kurşunların hiçbiri bana isabet etmiyordu, tam yakınıma isabet ediyordu ama hiçbiri bana denk gelmiyordu. Vurabilirlerdi ama vurmuyorlardı. Neden vurmuyorlardı? Niye öldürme şansları varken beni öldürmüyorlardı?

Bana uzaktan, çatı gibi bir yerden bana karşı doğrultulan silahın sahibine baktım. Şuan istese beni vurabilirdi, ona göre vurabileceği bir konumdaydım ama vurmuyordu. Neden? Bunun tek bir sebebi olabilirdi, o da amaçlarının beni vurmak değil dalga geçmek olmasıydı.

Resmen benimle dalga geçiyorlardı.

Tek yapmaya çalıştıkları şey; Korkutmaktı. Vurmak değil.

Büyük bir risk alarak oturduğum yerden kalktım ve karşı duvar ile çimenlik arasında ki boşlukta durup bana silah doğrultan gözlüklü adama bakışlarımı ilettim.

Tam kalbimin ortasındaydı bu sefer kırmızı ışık ama ben kılımı bile kıpırdatmadım.

O kişi de bunu fark etmiş olmalı ki silahını çekti ve bana bakmaya başladı, uzağımda olabilirdi ama gözlerim onun yaptığı hareketleri görebiliyordu. Sanırım ne yaptığımı anlamak için silahı çekmiş ve bana bakmıştı, bence o bile şuan yaptığım harekete şaşırmıştı. Yaptığı hareketler bunu gösteriyordu.

Sonra diğer silah tutan kişiye doğru döndüm ve o da silahını geriye doğru çekmişti.

Kırmızı ışıklar gitmişti, artık hiçbir yerimde kırmızı ışık yoktu, kaybolmuştu hepsi.

Bu sizin amacınıza ayak uydurmayacağım, sizden korkmuyorum demekti.

KURU SIKIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin