=İlk Temas=

106 28 216
                                    

Arsız Gönül

Bol bol yorum yapmayı unutmayın ballarımm 🍯❤️💖✨🥹

Kitap tamamen kurgudan ibarettir 🙃

Keyifli okumalar dilerimm ✨🙃

Şarkıyı dinleyerek okumanızı tavsiye ederim.

4.bölüm

Sandalyeden bana doğru döndü

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Sandalyeden bana doğru döndü. Sesinden tanımıştım. Kas yığınının ta kendisiydi. İyide ben buraya asistan olarak gelmemiştim. Normal çalışan olarak katılmıştım. Hani bu adamla bir daha karşılaşmayacaktık. Ama şuan bu adam tam karşımda bana sırıtıyordu.

"Yeni işin hayırlı olsun başımın belası." dediğini hatırladığım da. Aklıma gelen şeyle çantamda ki kağıdı çıkarttım.

Tekrar kağıdı okuduğumda gözlerim şok olmuşçasına açıldı. Beni kaçıran kas yığınıydı. Ben bu detayı nasıl fark edememiştim. 'Baş belası' demişti, bana ilk restorantta karşılaşmamız da. Kağıtta 'Başımın belası' yazıyordu. Lanet olsun şimdide 'Başımın belası' dedi, bu adam.

'AAS' neydi o zaman?

"Kas yığını" diye bildim hala şokun yüzünden. Yüzünde dalga geçer gibi bir ifade takındı. "Çok ayıp hiç asistan patronuna 'kas yığını' der mi? Bundan sonr Ali Asaf bey diyeceksin!" Emir barındıran cümlesine yüzümde bir şok dalgası daha oluşmuştu.

'AAS', Ali Asaf Soytürk'tü. Adam bana açıktan mesaj vermişti ve ben bunu anlamamıştım.

Bunu pek takmadım. Çünkü şuan umrumda olan asistan dedi bana. Ben bu şirkete asistan olarak gelmemiştim ki.

"Ben buraya asistan olarak gelmedim. Ne saçmalıyorsun amına koyum." Çok nadir cidden sinirlendiğim zamanlarda küfür ederdim. Başını olumsuz yönde salladı.
"Çok ayıp insan patronuna küfür eder mi?" Sonra da sırıtarak konuşmaya devam etti. "Kural bir, imzalayacağın herşeyi okumalısın. Uzun olsa bile."

Kızın verdiği kağıtları okumadan imzalamıştım!

Ama genede inanmak istemiyordum.
"İmzaladığım kağıtları görmek istiyorum." benim aksime çok sakin bir duruşu vardı. Eline telefonunu alıp bir kaç tuşa bastı. Biraz bekledikten sonra konuşmaya başladı."Melis kağıtları getir." Telefonla konuşurken bile benle olan göztemasını bozmamaştı.

Avuç içim terlemeye başlamıştı. Sürekli yutkunuyordum. Nasıl böyle bir salaklık yapabilmiştim ki.

Bir iki dakika sonra içeri danışman da gördüğüm kız girdi. Elindeki kağıtları masaya bırakıp çıktı. Bende hala inanmadığım için hızlı adımlarla kas yığınının masasına gittim. Kağıtları elime aldığımda ilk başlığı okuduğumda, sanki başımdan kaynar sular dökülmüştü.

Arsız Gönül Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin