anne ve babamın dünyasında hiçbir zaman elalemden daha kıymetli olamayacaktım.

12 2 0
                                    


Saatlerce bir kulağım parkede, bir gözüm boşlukta ölümün gelip beni almasından korkarak ölümü beklemiştim ama gelmemişti. Sonra yavaş yavaş kapattım gözlerimi. Kapalı gözlerimin arkasındaki karanlıktan dolayı oluşan belli belirsiz şekillerden senaryolar yarattım. Hemen şu an arkamda bir hayalet vardı mesela, sırtıma atlamak için hevesle bekliyordu. Tam karşımda filmlerde tabir edilen o korkunç Azrail görseli vardı ve bana yavaş yavaş yaklaşıyordu. O bana yaklaştıkça gözlerimi daha sıkı kapatıyordum, gözlerimi o kadar sıkı kapatıyordum ki sanki oluşan o karanlığın içinde kaybolacakmışçasına tutkuyla kapatıyordum. Sonrasında ise hayal dünyamdan kopmama neden olacak o ayak seslerinin gittikçe bana yaklaştıklarını duydum.

" Yerde ne yapıyorsun abla? " Remzi'nin sesi ile kendimi kaptırdığım karanlığın içinde çıktım ve gözlerimi yavaş yavaş araladım. Dudaklarım hareket ettirebilecek kadar bile mecalim yoktu. Sadece bakmakla yetindim ona.

Zavallı Remzi... Şu an korkunç görünüyor olmalıydım... Birden çantasını omzundan atıp dizlerinin üstüne çökerek ellerini saçlarımın arasına daldırdı.

" Abla! " diye bağırıyordu. " Abla n'oldu sana? "

Çok feci bir şekilde kusma isteği gelmişti ve hatırladığım son şey ise Remzinin çığlıkları arasında ağzımdan akan şeylerin yere değmesiydi. Annem beni öldürecekti çünkü yer mahvolmuştu. Burayı temizlemem gerekiyordu ama yerimden kalkamıyordum bile.

Gözlerimi açtığımda kollarıma bağlanmış serum ve başımda gözleri dolu dolu bekleyen Remzi ve Ahsen ile karşılaştım. Ölmemiştim... Peki buna ne tepki verecektim? Remzinin kollarını vücuduma sarması ile vereceğim tepkinin ne olacağını da bulmuştum. Sevinecektim.

" Yalvarırım bir daha böyle bir şey yapma " derken sesi titreyen Ahsene kaydı sonra bakışlarım. " Yalvarırım yapma " dedikten sonra arkasını dönüp gitmişti. Onun ardından ise odaya annem ve babam girmişti.

" İlgi çekmek için girmeyeceğin şekil yok senin " dedikten sonra elindeki telefonla karşımda duran tekli koltuğu oturmuştu ama sanki o sözlerle birlikte göğsümün tam üstüne oturmuş gibi hissetmiştim. Saçlarımı okşayıp beni sarar sanmıştım oysa... Çaresiz ama belki umuduyla bakışlarımı anneme çevirdim bu sefer ama orada da bulmayı umduğum şefkate dair izler bulamamıştım.

" Bir ton soru sordular bize, işten izin almak zorunda kaldım buraya gelmek için. " Ellerini saçlarının arasına daldırıp hırçınca kaşımaya başladıktan sonra devam etti bıçaktan keskin sözlerine " Saçma sapan triplere girip bizi soktuğun halden memnun musun? "

" Özür dilerim, ben sadece yorul- " sözümü tamamlayamamıştım bile.

" Şimdi kim bilir amcanlar ne düşünecek... Millet ne der diye düşündün mü hiç? Ne derdin vardı ki? Nankörsün. Yediğin önünde,yemediğin arkadaydı... Nankörsün "

Bu durumda bile dedim kendi kendime. Bu durumda bile ben değil milletin ne dediği önemliydi. Anne ve babamın dünyasında hiçbir zaman elalemden daha kıymetli olamayacaktım.

Tuvalete gitmek için yerimden doğruldum ama karnımdaki müthiş sancı ile doğrulduğum gibi geri yatmak zorunda kaldım. Bomboş odada bomboş bakışlarım zihnimde bir türlü susmak bilmeyen seslerimle bana eşlik ediyordu. Kafamın içinde dolaşan sesleri dudaklarıma yetiştirmek için uğraşmaya kalktığımda ise dudaklarımı oynatmaya bile mecalim olmadığını düşünüyor ve susuyordum. Sonra bir ses kafamda şiddetini gittikçe yükselten bir şekilde " Pes etme " demeye başladı. Yankılanan bu ses tuhaf bir şekilde vücudumun her tarafına bir kelebek sanki çiçeklerden topladığı umut kırıntılarını yerleştiriyor gibi hissetmeme neden oldu. Birkaç saat önce odasında ölümü bekleyen ben değilmişçesine bir yaşam enerjisi kapladı vücudumu. Kollarıma takılan serumların hemen çıkarılmasını ve bir an önce hayatıma dönmem gerektiğini düşünüp duruyordum. Karanlığa boğulmuş zihnimi nerden geldiği belli olmayan bir aydınlık sarmıştı. Yerimde duramayacak kadar hayat enerjisi ile dolmuştum. Her şeyi öğrenmek istiyordum. İnsanları, doğayı, hayvanları, geçmişi, geleceği... Her şeyi... Her şeyi öğrenmek istiyordum. Yüzümde nedeni belli olmayan bir gülümseme yer edinirken içeriye giren doktora gözüm ilişmişti.

Ölü Kızın MelodisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin