8

27 7 0
                                    


...

İkili kafeye gireli 1 saat olmuştu ve Hongjoong sipariş ettiği soğuk kahveyi içerken Seonghwa da milkshake içiyordu. Kafeinden nefret ederdi.

1 saattir sohbet ediyorlardı ve hiçte bıkmıyorlardı.

Birbirlerinin ortak noktalarını buluyorlar, konudan konuya atlıyorlardı.

Hongjoong sonunda müzik tarzına uyan birini bulduğu için heyecanlı heyecanlı konuşuyordu.

Seonghwa da onu dinliyor arada bir yorum yapıyordu.

En sonunda Hongjoong fazla konuştuğunu farketti ve elini ağzına götürüp kapatır gibi yaptı.

"Ben biraz fazla konuştum sanki."

İçeceğini içen Seonghwa yutkunup başını iki yana sallarken telaşla konuştu.

"Hayır hayır. Dinliyorum ben seni zaten."

"Olsun biraz da sen kendinden bahset. Konuyu tekrar açmak istemem çünkü üzgün duruyordun asansörde ama çok merak ediyorum. O kamera geçmişin neden kötü?"

Seonghwa sırtını yasladığı koltuktan doğruldu ve masaya ellerini koydu. Önemli bir konu konuşacak gibi bir hali vardı.

"Şimdi şöyle.. Benim bir arkadaşım var, 1 senedir baya ünlü. Belki tanırsın Choi San. Yayıncılıkta yapıyo-"

Hongjoong şaşkınlıkla ağzındaki kahveyi yutmaya çalışırken konuştu.

"San'la arkadaş mısınız?"

"Evet? Sen fanı falan mısın?"

Hongjoong gülüp tekrar konuştu.

"Hayır yaa ne fanı. 2-3 yıldır arkadaşız biz onunla. Hatta dün yayın açtık. Başka arkadaşlarda vardı."

Seonghwa gülümsedi.

"Vay be. Kore sandığımızdan küçükmüş."

"Bende diyorum nereden tanıdık geliyorsun. Kesin bir videosunda, yayınında yada storysinde görmüşümdür seni."

Seonghwa gözlerini kocaman açarak konuştu.

"Şimdi hatırladım! Seni bir ara sürekli paylaşıyordu. Shorty in blue sendin dimi?"

Hongjoong göz devirdi. Saçları maviyken arkadaş grubunda shorty in blue diye isim takmışlardı ona.

"Off evet bendim. Saçlarım maviyken o şekil dalga konusu olmuştum."

Seonghwa gülümsedi.

"Niye dalga konusu diyosunki bence çok tatlıymış. Ayrıca şimdi de oreo olmuşsun?"

Hongjoong, utandığı belli olmasın diye konuyu değiştirmeye çalıştı.

"Neyse senin kamera olayını konuşuyorduk-"

Seonghwa gülerken Hongjoong'u sinir ediyormuş gibi konuştu.

"Utanma utanma. Gerçekleri söylüyorum. Neyse tamam benim kamera olayına gelelim."

Hongjoong da sonunda öğreneceği için masaya kollarını yasladı.

sweet language | seongjoongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin