2 BÖLÜM: Başlangıç

23 8 15
                                    

"Bazan bir an gelir, yolun sonuna geldim dersin ama o yol sana son değil, bir başlangıç olur...."

Nefes nefese, bana siper olsun diye büyük bir duvarın arkasına geçtim. Kaç dakikadır, ya da kaç saattir çatışıyoruz bilmiyorum ama hayli yorulmuştum. Silahımın şarjörünü yenilemek için iç cebime elimi attım. Bu son şarjördü. Elimdeki son şarjöre baktım, sonra yere yığılmış kayayı kendine siper eden Ali'ye.

Elimdeki son şarjörü hızla silahıma taktım. Saklandığım duvarın arkasından nişan alarak ateş etmeye başladım. Bir mermi, saklandığım duvarın kenarını ezip geçti. Duvarı kendime siper ederek geri çekildim. Mermim azdı ve yetmeyeceğini biliyordum; özel tim gelene kadar idare etmeliydik.

Yere çömelerek karşıya baktım. Ali'nin sesini duydum, "Leyla! İyi misin?" diye bağırdı. "İyiyim!" diye sesimi duyacak kadar bende bağırdım. Bir el daha ateş ederek, bana ateş eden adamı etkisiz hale getirdim.

Ali'ye bakarak "Ali!" diye bağırdım. Sesimi duyar duymaz bana baktı, "Mermim bitti," dedim, tedirginlikle ve endişeyle. Sonra bir el ateş daha edip yerine geçti, düşünüyordu. Bir anda beni kolumdan tutup yanına çekti. Şaşkın bir şekilde yere oturdum.

Ali önce adamların gelip gelmediğine baktı, sonra bana bakarak, "Benim hâlâ mermim var. Tim gelene kadar ne kadar dayanırız bilmiyorum ama ilk sen şehit olmayacaksın, bunu biliyorum," dedi.

Ne yapacağımı bilmiyordum, mermim yoktu ve elim kolum öylece bağlı kalmıştı. Sadece etrafı kolaçan edebiliyordum. Birden Ali koluma dokundu, silahı bana göstererek, "Mermim bitti," dedi.

Ali yeniden karşı tarafa bakınca kolundan tuttum ve "Ali. Biz Şehit olmayacağız," dedim. Yüzüme afallamış bir şekilde baktı. "Ben inanıyorum, ikimiz de buradan sağ salim çıkacağız," dedim.

Çamurlu, tozlu yüzünde bir gülümseme oluştu. "Çıkacağız Leyla, çıkacağız," dedi. Birden helikopter sesleri gelmeye başladı.

Heyecanla Ali'ye baktım, "Bu tim," dedim. Ali gülümseyerek başını evet anlamında salladı. Çatışma oldu ve Birkaç ateş sesinden sonra Murad'ın sesi duyuldu, "Ali! Leyla!" diye bağırıyordu.

"Buradayız!" diye ayağa kalktım. Ali'yi yerden kalkmasına yardım ettim. Murad bizi görünce rahatlamış bir şekilde derin bir nefes aldı. Etrafa baktım; boş depo cesetler ve silahlarla doluydu. Kırık dökük depo ceset yuvası olmuştu.

Daha fazla bakmaya dayanamayarak, "Gidelim," dedim ve Murad'a doğru ilerlemeye başladım.

Birden arkadan Ali'nin sesi geldi, "Leyla dikkat et!" diye bağırdı. Sol yanıma baktığımda yerde can çekişen adamın bana doğru bir el ateş ettiğini gördüm. Hani derler ya, zaman durur ve tüm yaşadıkların film şeridi gibi gözünün önünden geçer diye. O kısacık saniye belki de bana dakikalar gibi geldi.

Üzerime düşen ağırlıkla kendimi yerde buldum. Ali beni kurtarmak için üzerime atlamış, Murad da yerdeki adama bir el ateş ederek öldürmüştü. Tüm bunlar sadece bir saniye içinde olmuştu.

Sert zemine değen kafamı tutarak yerde kolunu tutmuş, kıvranan, kanlar içindeki Ali'ye baktım. "Ali," belirsiz, titrek çıkan sesim sanki bana meydan okuyordu. Yerden sürünerek Ali'nin yanına gittim, elimi kafasına götürerek dik bir konuma getirdim. "Ali," diye bir kez daha seslendim ama bu sefer daha yüksek ve endişeyle. İlk önce kolundan akan kana, sonra yüzüne baktım. Elimi yüzüne götürerek yüzündeki kurumuş olan çamuru ve tozu temizledim.

Acı çeker bir ses tonuyla, "İyiyim, merak etme," dedi. Arkama baktığımda tüm timin burada olduğunu gördüm. Murad bana bakarak, "Yardım çağırdım, birazdan burada olurlar," dedi üzgün ve endişeli bir ses tonuyla.

Schatten (Gölge)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin