7 BÖLÜM: Hedefe Odaklan

11 7 5
                                    

"Şüphe, insanın iç dünyasında fırtınalar koparan bir rüzgardır; bazen gerçeğe yaklaştırır, bazen de bizi karanlığa sürükler."

Silah eğitimi, bir ajanın en kritik anlarından biridir. Bu, sadece bir hedefe nişan almak değil; aynı zamanda kendi içindeki kararlılığı, soğukkanlılığı ve kusursuz odaklanmayı ortaya koyma anıdır.

Silahı elime aldığımda, metalin soğukluğu avucumun içinde belirginleşti. Ağırlığını hissetmek, silahın gücünü ve sorumluluğunu hatırlattı bana. Bu sadece bir alet değil, aynı zamanda hayatta kalmamı sağlayacak bir araçtı. Gözlerimi hedefe dikmiştim; zihnimde tek bir düşünce vardı: **İsabet.**

Yusuf Hoca, bu sefer silah eğitimi için karşımızdaydı. "Ajanlar," diye başladı, "bir silah, ancak onu kullananın iradesi kadar güçlüdür. Ne kadar kararlı olursanız, o kadar etkili olursunuz. Bu eğitimin amacı, silahın bir uzantınız haline gelmesini sağlamaktır."

Hedef tahtaları, önümüzde sıralanmıştı. Her biri farklı mesafelerdeydi; bazıları kolayca vurulabilecek kadar yakın, bazıları ise neredeyse görünmeyecek kadar uzaktaydı. Her şey, ne kadar odaklanabildiğimizle alakalıydı.

"İlk ders: soğukkanlılık," dedi Yusuf Hoca. "Silahı elinize aldığınızda, zihninizdeki tüm düşünceleri boşaltın. Sadece hedefe odaklanın, başka hiçbir şeye değil."

Derin bir nefes aldım ve silahımı kaldırdım. Parmaklarım, tetikte hafifçe gezinirken, tüm dünyayı dışarıda bıraktım. Gözlerim hedefe kilitlendi, nefesim yavaşladı, kalp atışlarımın ritmini dinledim. Bu, her şeyin birleştiği andı. Tetiği çektim.

Patlama sesi havayı doldurdu, ama benim için bu sadece bir yankıydı. Kurşunun hedefe doğru ilerlediğini gözlerimle takip ettim. Hedefi vurduğumda, içimde bir tatmin duygusu belirdi, ama biliyordum ki, bu sadece başlangıçtı.

"İkinci ders: hız," dedi Yusuf Hoca, bu sefer sesinde bir meydan okuma vardı. "Bir ajan olarak, zamanınız sınırlıdır. Hedefe en kısa sürede ulaşıp, tekrar harekete geçmelisiniz. Şimdi, aynı atışı daha hızlı yapın."

Zamanla yarışmak... Bu, hem zihinsel hem de fiziksel bir hız testiydi. Silahımı yeniden kaldırdım, bu sefer hızımı artırmak için reflekslerimi kullanarak. Ama ne kadar hızlı olsam da, doğruluğumdan ödün vermemeliydim. Nefesimi kontrol altında tutarak, tetiği tekrar çektim.

Her atış, beni daha da keskinleştiriyordu. Her atış, daha kararlı, daha odaklanmış olmayı öğretiyordu. Bu eğitim, sadece hedefleri vurmakla ilgili değildi; aynı zamanda kendimi de şekillendirmekle ilgiliydi.

Yusuf Hoca'nın son dersini biliyordum: **Her koşulda doğru karar verebilmek.** Aniden çevremizdeki ışıklar karartıldı. "Son ders," dedi Yusuf Hoca, "karanlıkta bile hedefi bulabilmek. Çünkü ajanlar, en zor şartlarda bile doğru kararı vermek zorundadır."

Karanlıkta, sadece hafif bir silüet belirliyordu hedef tahtasında. Gözlerimle değil, içgüdülerimle nişan almam gerekiyordu. Kalbim hızlandı, ama zihnim sakin kaldı. Hedefimi buldum ve son kez tetiği çektim.

Patlama sesi karanlığı yararak geçti. Hedefi vurup vurmadığımı bilmiyordum, ama içimde bir huzur vardı. Çünkü artık biliyordum ki, silah sadece bir araç değil; benim irademin bir yansımasıydı.

Yusuf Hoca ışıkları açtı, ve herkesin gözleri hedeflere çevrildi. Benim kurşunum tam isabet etmişti. Diğer ajanlarla göz göze geldim; bu sadece bir antrenman değildi, aynı zamanda hayatta kalmamız için verdiğimiz bir savaştı. Ve bu savaşta, her zaman hedefe odaklanmalıydım.

Şimdiki zaman

Sinan'la nefeslerimizi tutmuş, Hasan’ın gitmesini bekliyorduk. O daracık gizli odada, gözlerimiz kenetlenmiş, kulaklarımız ise kapıdaydı. Ayak sesleri sonunda kesildiğinde, Hasan'ın uzaklaştığını anlamıştık. İçimdeki gerilim yerini bir nebze rahatlamaya bıraktı ve derin bir nefes alarak omuzlarımı gevşettim. Fakat Sinan’ın yüzü hâlâ gergindi. Gizli odanın kapısını hafifçe aralayıp dışarıyı kontrol etti. Hiç kimsenin olmadığından emin olunca, kaşlarını çatarak bana döndü. Sinirle kolumdan sertçe tutup, "Yürü!" dedi, sesi buz gibi soğuk ve kararlıydı.

Schatten (Gölge)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin