davet

97 13 7
                                    


Yorumları beklerim. Eksiltmeyin.

İtalikle yazılan yerler Rusça.

.

Yolboyu yüzü kızarık şekilde duran Atlas varmalarına yakın utançlığını bırakmıştı. Cilveli cilveli konuşarak kendini sevdiriyordu Polat'a. Polat'ın da onu sevmek için yer aramasını söylememe gerek yok zaten.

Vardıkları yer iri bir villaydı. İkili arabadan inip kırmızı halı gibi olan yere serilen şeyin üzerinden geçip girdiler.

Atlas hayatında ilk defa böyle yere geldiği için şaşkın şaşkın bakıyordu etrafa. Polatsa onun bu kedi gibi tatlı hâline yeniden aşık oluyordu.

"Nasıl davranmam gerek? Ne sohbet edeceğiz? Benimle bir başkası görüşecek mi? Nasıl cevap vermem gerek? Yanında mı duracağ-"

Rahatlaması için dudağından öptü. Ve işe yaramış gibi görünüyordu.

"Rahat ol ve yanımdan ayrılma sakın. Bir başkası da seninle konuşamaz zaten. Dilini keserim her kimse eğer"

Atlas onun deli gibi kıskanç hâline göz devirdi. Ona kalsa evden çıkmasına bile izin vermezdi. Boz deve işte ne olacak!

İkili birlikte davetin olduğu yere yürüyerek içeri girdi. Girdikleri gibi flaşlar patlarken gözlerini kısdı Atlas.

Tutunmak için bir yer araken belini sımsıkı saran kollara yaslandı. Kimsenin göremediği arka masalardan birine geçtiler. Polat şimdiden bir kaç iş arkadaşıyla konuşuyordu. Şimdiden sıkıldığını hiss etti Atlas.

Bir anda yanına yaklaşan bedenle karşısındaki insanla göz göze geldi. Güzel genç bir kadındı.

Hemen yanına adımlayan Polat'a baktı. Sanki bir şey olacağını hiss edermiş gibi hızlıca yanına ulaştı.

Kadın gülümseyerek baktı güzel çocuğa. Ardından Polat'a döndü.

"Bu güzel çocuk oğlanın mı yoksa? Neden hiç tanıştırmadın benimle?"

Atlas kadının rusça konuştuğunu anlamıştı. Telaffuzundan belli ediyordu. Hemde görünüşü resmen ben rusum diye bağırıyordu.

Polat kadın her ne söylediyse çatık kaşlarla konuşuyordu.

Atlas Polat'a yaklaştı.

"Bu kadın kim Polat?" diye sordu.

Kadının yüzündeki gülümseme sönmeden ona döndü. Eldivenli elini kendisine uzatıp;

"Ah, tatlım, Polat tanıştırmadı. Ben Svetlana. Polat'ın çok eski bir dostuyum" dedi. Atlas duyduğu isimle kadına döndü. Ferhat'ın söylediği kadın bu muydu yoksa?

Uzattığı eli tutup;

"Memnun oldum. Atlas Yener ben"

"Samedov olacak yakında" dedi göz kırparak Polat.

Kadın bu duruma bozulmuş olmalı ki, gülümsemesi silindi yüzünden.

"Ah, ne kadar güzel bir çift siniz. Mutluluklar dilerim şimdiden"

"Teşekkür ederiz" diye düz bir ifadeyle konuştu Polat.

En sonunda Svetlana gittiğinde rahat bir nefes aldı. Neden bilmiyordu ama kadının yaydığı auradan bile rahatsız olmuştu. Polat'ı düşünemiyirdu bile.

Gecenin sonlarına doğru, Polat bir çok kişiyle işler hakkinda konuşmuş, tabi bu zamanlarda Atlas'ı da kendinden ayırmamıştı. Güzel çocuğun ince belini kendine mühürlermiş gibi sımsıkı tutuyor, arabir okşuyordu.

Atlassa hâlinden oldukça memnundu. Hatta arada bir gözleri etrafı tarıyor, kim onunla tanışmak isterse samimi şekilde gülümseyip konuşuyordu. Kısaca ortama ayak uydurmaya çalışıyordu. Arada bir gözleri Polat'a hayranlıkla bakan kadınlara değdiğinde içini o sahiplik ve kıskançlık hissi bürüyor, o kadınlara 'bu adam benim' gibi demek yerine ona sarılıp öpüyordu.

Bu da zaten yeteri kadar o kadınların gözlerini çekmesine yer veriyordu.

"Sıkıldın mı?" diye sordu Polat. Her ne kadar çocuğun memnun oluşu onu mutlu etse bile, sıkıldığını anlıyordu.

"Biraz" dediğinde kafasını boynuna gömdü.

Genç çocuk çalan şarkılara kulak veriyor ve etrafta dans eden çiftlere hayranlıkla bakıyordu.

"En sevdiğin şarkı ne?" diye sordu bir anda Polat.

"Türk mü yabancı mı?"

"Tabi ki de türk!" diye çıkıştı. Atlas onun bu hâline güldü.

"Sezen Aksu - olmaz olsun?" diye cevapladı.

"Harika" dedi. Daha sonra tek bir işaretiyle saatlerdir onların arkasında olan korumaya emir verdi.

Tam tamına beş dakika içerisinde seslenen şarkıyla ona baktı. Bunu tahmin etmemişti.

Bir anda beline dolanan kollara baktı.

"Benimle dans eder misin?" diye nazikçe sorunca kafasıyla onayladı.

Gülerek elini saran ellere tutundu. İnsanların içine girip ortada durddurlar.

"Polat ben dans edemem ki?"

"Bana ayak uydur yeter"

"Tamam" bir elini omzuna koyup, diğer elini Polat'ın eline koydu. Gülerek onları izleyen insanlara baktı. Hayran dolu bakışlarla izleyenler de vardı, kıskanç dolu bakışlarla izleyenler de. Ama bunu sorun etmedi.

Kafasını omzuna koyup ona ayak uydurdu.

"Olmaz olsun cüzdanımda milyonlar
Kalbimde sevgin oldukçaaa
Zenginlik mal mülk para neye yarar?
Yanımda sen olmayıncaaaa"

Diye şarkıya eşlik ederek kulağına fısıldayan adama baktı. Bir süre herkesin içinde güzle bir dans edip şarkı bittiğinde yerlerine çekildiler. Atlas'ın yüzünden hâlâ gülümseme duruyordu.

"Eğlendin mi?" diye soran adama hülyalı hülyalı baktı.

"Çook" diyip gülümsedi.

"Sıkıldıysan gidelim mi?"

"Olurrrr" diyip ayaklandılar. Tabi saatlerdir içeriyi gözetleyen korumalarda arkalarından gelerek.

Tam olarak kendi arabalarıyla birlikte 9 tane araba gelmişti. İkisi sağ ve sol taraflarında altı taneside arkadan gözetliyordu etrafı.

Arabaya binip yola çıktılar. Geldikleri yoldan dönmediklerini fark ettiğinde Atlas kucağında oturduğu adama döndü.

"Eve gitmiyor muyuz?"

"Sahile gidelim dedim. Biraz gezeriz, sonra gideriz. Sorun olur mu?"

"Yoo olmaz. Çok iyi düşünmüşsün" diyip yanağından öptü. Polat bununla yetinmeyip elini çocuğun çenesine koydu. Nazikçe kendine çekip bütün açlığıyla dudaklara yapıştı.

.

Yarıda kesmemin sebebi asıl olayın diğer bölümde olması.

Hadi öptüm.

Svetlana Zakharova(çok güzel yarabbim)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Svetlana Zakharova(çok güzel yarabbim)

Sevginin Kaçağı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin