Oylarınız ve yorumlarınız için şimdiden teşekkürler.
NİSA
Karanlık bir odadaydım. Buranın aslında neresi olduğunu çok iyi biliyordum. Benim odamdı.
Tam karşımda küçüklüğüm vardı. Hiç bir şeyden habersiz bir şekilde çalışma masasında oturup resim çiziyordu. Zaten odayı aydınlatan tek şey kendimin resim çizmek için yaktığım mumun ışığıydı.
Birazdan olacaklardan haberi olmayan küçüklüğüm çok rahattı. Dudaklarından çıkan mırıltılardan şarkı söylediğini anlaya biliyordum. Ama sözlerini değiştirmişti. Hayır sözlerini bilmediği için değil öyle istediği için değiştirmişti. Küçük Nisa hiç bir zaman istemediği şeyi yapmazdı.
Onu istemediği bir şeyi yapmaya zorladılar.
Birazdan olacakları çok iyi bildiğim için bir an önce buradan gitmek istedim ama sanki ayaklarım yere yapışmıştı. Hareket edemiyordum.
Birden bire kapı gürültülü bir şekilde açılınca içeri girenin üvey abim olduğunu gördüm. Aramızda beş vardı. Ben o zamanlar daha on dört yaşındaydım.
İçeri girdiğinde karanlık yüzünden sinirlendi çünkü bunu kabullenmese de karanlıktan korkuyordu. "Bu ışığı neden kapatıyorsun!"
"Bilmem," diyerek ona döndü küçük Nisa. "Belki de artık odama girmeni istemediğim içindir."
"Odana girmemi neden istemiyorsun?" diye sordu Murat.
Korkusuzca "Seni görmek istemiyorum. Seninle aynı ortamda olmayı bile istemiyorum. Seninle aynı havayı solumak, seninle aynı evde yaşamak, seninle aynı şehirde, ülkede, hatta dünyada bile olmak istemiyorum. Sana tahammülüm yok." dedi.
"Fazla cüretkar konuşuyorsun. Sözlerine dikkat et."
"Senden mi korkacağım?" diye sormuştum ama korkacaktım.
"Korkacaksın." dedi tehlikeli bir sakinlikle. "Korkacaksın." diye tekrar etti sözünü.
"Çok beklersin." dedim.
"Neyse ne. Baban seni bekliyor. Yürü." dediğinde oflayarak kalkmıştım masamdan.
"Yine ne oldu?" diye sorduğumda keyfi sanki daha da artmıştı.
"Gidince görürsün." Gitme demek istedim o an kendime. Gitme, gecelerin kabuslarla dolu olacak. Gitme, hayatın alt üst olacak.
Odadan çıktığında onu takip etmeye başladım kendimle. Bizi loş ışıkla aydınlanmış bir yere getirmişti. İçerisi çok genişti. Neredeyse depo kadardı. İçeride öz annemi bir sandalyeye bağlamışlardı. Kaşlarımı çattım.
Annem beni gördüğünde "Götürün onu!" diye bağırmıştı. Ama yanımdaki pislik beni annemin sözlerinin aksine sırtımdan hafifçe iterek o tarafa doğru yürüttü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAŞKA BİR EVREN 2
Teen Fictionİlk kitaba bibartusarcaasigi hesabından ulaşa bilirsiniz