Kıvırcık Saçlı Kumral Kız

487 15 13
                                    

Serhan ameliyattan çıkmıştı yoğun bakımdaydı kimsesi yoktu artık tek başınaydı tamamıyla..
Neslihan ise artık Serhan'ın bir kaçışının olmadığını farkında olduğu için biraz sakinlemişti ama evhamlıydı hala, kendini Güven'in aşkına teslim etmişti son yaşananlardan sonra o da iyileşmeyi istiyordu.
Cesur, Çağla ile birlikte kalmaya devam ediyordu telkinleri biraz olsun prensesini hayata döndürmeyi başarmış aşkın iyileştirici gücünü kullanıyordu. Gerçekten de işe yarıyordu artık yemekleri odalarına değil salonda hep birlikte yiyorlardı tek eksikleri şimdi de Alaz'dı. Yaman ve Rüya,Can ile ilgileniyordu çoğu zaman bazen birinden biri yemeğe inemiyordu. Neslihan ister istemez bebeğe mesafeliydi yine elinde değildi. Fakat kimseye çaktırmadan gözü de üzerlerindeydi.
Bu sabah kahvaltıda Cesur'un ortamı şenlendirmek için yaptığı şakalara maruz kalmışlardı biraz saçmalıyordu bazen ama herkesi güldürmeyi de başarıyordu. İçlerinde tek gülmeyen Alaz'dı. Tabağındaki zeytinlerle oynuyor, dalgın duruyordu. Bu durum Neslihan ve Güven'in gözünden kaçmamıştı göz göze gelerek onun iyi olmadığını ve bir şeyler yapmaları gerektiğini düşündüler. Kahvaltıdan sonra herkes odasına çıktı bu fırsatta Güven ve Neslihan durum değerlendirmesi yapıyordu.
"Güven, kesin Asi ile ilgili bir durum görmüyor musun kaç gündür uğramıyor, Cesur ve Yaman burada ama o yok"
"Evet, bende pek çaktırmamak istedim ama Asi böyle bir durumda Alaz'ı bırakacak bir kız değil"
"Hepsi benim suçum, hepsi..belki de sen haklıydın bu süreçte onları korumak için çok üstlerine gittim bu da ilişkilerine zarar vermiştir belki de"
"Neslihan.. Neslihan.. bir sakin olur musun eğer ilişkilerinde bir sorun varsa bu senin yüzünden niye olsun biraz zaman verelim belki önemsiz küçük bir şeydir bakalım, izleyelim sen Alaz ile bir konuş istersen bende öğrenmeye çalışırım bir şeyler"
Neslihan onaylamıştı bu durumu.
Alaz odasında uzanıyordu, düşünüyordu.. yorgun gözleri daha fazla dayanamamış uykuya dalmıştı.
Deniz kenarındaydı, yüzüne ılık rüzgar çarpıyordu hava sıcak güneş batmaya yakındı dalgalar kumsala vurdukça sesinden huzur geliyordu. Üzerinde beyaz salaş bir gömlek altında bej paçaları katlanmış bir pantolon ayakları çıplaktı, kumun her tanesini hissediyordu teninde sonra ileride iki kişi gördü tam dalgaların kumsala vurduğu sınırda.. birisi genç bir kadın diğeri ise yüzünü seçemediği küçük bir kız çocuğuydu minik gülüşlerini duyuyordu çünkü. Biraz daha adımladığında kızın kıvırcık saçları rüzgarda dalgalanıyordu üzerinde salaş beyaz bir elbise vardı yere oturur vaziyette yanındaki saçları kumral küçük kızla kumdan evler yapıyorlardı sessizce dudaklarından "Asii.." ismi dökülüvermişti ama onlar Alaz'ı duymayacak ve varlığını hissetmeyecek kadar ona uzak ve kahkahalar eşliğinde oynadıkları için farkında bile değillerdi. Bu hallerini gören Alaz'ın suratında hoş bir gülümseme belirivermişti. Kurmaktan çok korktuğu ama deli gibi istediği ailesine adımlarını hızlandırarak gidiyordu ama o gittikçe hava tam tersine dönüyordu şimşekler çakıyor.. gri bulutlar kaplıyordu her yeri.. denizin dalgaları daha da hırçınlaşıyordu.. Onlara yetişemiyordu bir türlü daha yüksek sesle bağırıyordu "Asii!" "Asiii..!" "Durun, gitmeyin!" Gibi cümleler kuruyordu ama nafile duyuramıyordu sesini o duyuramadıkça Asi ve kızının minik kahkahaları dolduruyordu kulaklarını bu döngü içerisinde Asi'nin adını sayıklayarak ter içinde uyandı, yatağındaydı her şey rüyaydı. Elleri ile ensesini ovuşturdu kendine gelmeye çalıştı sonra orta sehpasının üzerinde duran sürahiden bir bardak su içti kendine gelebilmek için tekrar yatağına döndü telefonunu eline almıştı "Asi Kız" ismine geldi aramak istiyordu, onu çok merak ediyordu, ona sarılmak istiyordu ama yapamıyordu ve bundan sonrası imkansızdı. Şimdi yatağın yanına yere çökmüştü gördüğü rüyanın etkisiyle dayanamıyordu ağlamaya başladı hıçkırarak acıyla.. gözünün önüne sürekli o saçları kumral ve kıvırcıkları olan kızı görüyordu ama yüzünü seçemiyordu annesiyle oynuyordu Asiyleydi.. Gözlerini dahada sıkmış elleriyle kulaklarını kapamış ağlıyordu.
Asi, Yaman ve Cesurla görüşüyordu ara ara Çağla ve Rüyadan da haber alıyordu bir kaç gündür başım ağrıyor, kendimi iyi hissetmiyorum, iş bahanesiyle Soysalanlar'a gitmeme bahanesi türetiyordu. Şimdi bara gelmişti malum Cesur bir kaç gündür fire veriyordu hem kafasının dağılmaya ihtiyacı vardı hem de başka bir iş peşindeydi. Tolga o kavgadan sonra Asi'yi ilk kez görüyordu,
"Asii.. hoşgeldin, iyi misin?"
"İyiyim, Tolga teşekkür ederim,sen?"
"Gelmezsin sanıyordum yani o yaşananlardan sonra benimle görüşmezsin sandım"
Yüzüne buruk bir gülümseme yerleştirmişti.
"Eee, bak Tolga duyguların için seni suçlayamam ama ben seni sadece arkadaş olarak görüyorum ve bu değişmeyecek arkadaşlığını da kaybetmek istemem ama eğer sen rahatsız hissedeceksen seninle konuş."
"Hayır.. hayır Asi anladım ben gayet net merak etme duygularım benim sorunum, ben seninle arkadaş olmaya da varım."
Gülümsemişlerdi birbirlerine.
"Tolga o gün yurt dışından gelen arkadaşından bahsediyordun bir daha gelme ihtimali var mı?"
"Yani bilmiyorumki o günde tesadüfen gelişti olaylar aslında seni dinlemesini çok istiyordum ama neyse.."
Asi kafasını eğmişti gözleriyle "lütfen hiç o konulara girmeyelim" îmâsı yaptığı için Tolga da durumu hiç uzatmadı
"Şöyle yapalım anladığım kadarıyla kariyerine yönelmek istiyorsun bir şeyler yapmak istiyorsun tamam arkadaşın olarak her türlü destekçinim bende bir araştırayım ne gibi fırsatlar var sana haber vereyim ne dersin?"
"Olur çok sevinirim"
"Fakat benim bağlantılarım hep yurt dışı odaklı Asi yani senin için bir sorun olmasın"
"Yok, olmaz ne kadar uzak o kadar iyi" dediği an bozuntuya da vermek istemeden orkestradaki arkadaşlarının yanına geçmişti.
Alaz hazırlanmış çıkacağı sırada kapısını tıklatan sese döndü kapıyı açtığında karşısında annesi vardı
"Oğlum, çıkıyor musun bende seninle konuşmak istiyordum"
"Çıkıyorum evet ne oldu anne bir problem mi var evden çıkmak yasak demeyeceksindir umarım"
"Yok oğlum çık tabi" Alaz'a doğru adımladı ve ellerini tuttu "Biliyorum bu yaşadıklarımız çok zordu çok zor bir dönemden geçiyoruz ama atlatacağız, birlikte atlatacağız" bir elini tutarken diğer eli ile yanağını okşuyordu. "Bu arada Asi ile bir sorununuz mu var oğlum o geceden sonra hiç gelmedi de sen de iyi görünmüyorsun"
Alaz annesinin gözlerine bakmıştı bu yaşadıklarını nasıl anlatabilirdiki belki annemde nefret eder benden diye düşündüğü için anlatmayı es geçti "her zamanki halimiz anne birbirimize zaman verdik sadece büyütülecek bir durum yok" deyip çıkmıştı odadan "bitti!, Asi benim yüzümü bile görmek istemiyor,terk etti beni" diyememişti dili varmıyordu bu kelimeleri söylemeye. Neslihan da oğlunun dediklerine inanmış gibi yaptı üstelemek istemiyordu. Akışına bıraktı şu an bir müdahale edemezdi bu sınırı Alaz görünmez şekilde hissettirmişti.
Çağla ve Cesur bahçede oturup tabletten komik videolar izliyorlardı evden çıkan Alaz'ı gördüler, direkt arabasına atlayıp son hız gitmişti. İkizi de hissediyordu bir şeyler vardı ama Alaz anlatmıyordu "Cesur, Alaz hiç iyi değil, Asi de yok ne olduğunu biliyor musun?"
"Yok güzelim ya bunların her zamanki halleri işte bir şey yok, Alaz yine Alazlığını yapmıştır"
Çağla karnına doğru ufak bir dirsek geçirmişti
"Ahh.! Prenses yavaş ya"
"Off Cesur ya. Hadi kalk çıkalım ne var ne yok bakalım ev üstüme üstüme geliyor zaten"
"Tamam prenses ne yapalım ne istersin"
"Asi ile görüşmek istiyorum beni ona götür"
Cesur kafasını sallamış,onlarda çıkmıştı.
Mezarlığa çekmişti arabasını..
Alaz,yavaş adımlarla birlikte kardeşi Ece'ye doğru adımlıyordu. Gözlerinin altı kızarmıştı. Gelirken yolda gördüğü bir çiçekçiden iki buket almıştı. Şimdi iki mezarın arasında oturur vaziyetteydi,
"Beni beklemiyordunuz değil mi?" Yüzüne küçük bir gülümseme kondurdu ağlamak istemiyordu elindeki buketlerin birini Ecesinin birini de Umut'un mezarına bırakmıştı.
"İkinizde burada olmayı haketmiyorsunuz, çok erken ayrıldınız yaa." Son kelimeleri ağlamaklıydı, "Umut.. kardeşime iyi bak orada olur mu"
"Ecem.. o adam cezasını çekecek güzelim, hapislerde çürüyecek hiç merak etme güzelim, çok özledim seni bir tanem, şu an yanına gelmeyi o kadar isterdimki ama beceriksiz herifin tekiyim işte onu bir daha görememekten korkuyorum" Alaz biraz daha oyalanmış sonra da dermansız dizlerini sürüyerek arabasına doğru yürüyorduki karşısında beklemediği birini gördü.
Kimi görmüş olabilir?

SONSUZ AŞK🖤♾️🖤Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin