Kader

476 24 8
                                    

...
"Ecem.. o adam cezasını çekecek güzelim, hapislerde çürüyecek hiç merak etme güzelim, çok özledim seni bir tanem, şu an yanına gelmeyi o kadar isterdimki ama beceriksiz herifin tekiyim işte onu bir daha görememekten korkuyorum" Alaz biraz daha oyalanmış sonra da dermansız dizlerini sürüyerek arabasına doğru yürüyorduki karşısında beklemediği birini gördü.
"Asi!"
Bir kaç gündür görmüyordu bu güzel gözleri görmediği günden beridir de artık hiç bir şey iyi gelmiyordu Alaza.
Kadına bir daha karşısına çıkmama onu rahatsız etmeme sözü versede kader döndürüp dolaştırıp ikisini karşı karşıya getiriyordu diye düşündü içinden ve kadere teşekkür etti.
Asi onu gördüğüne çok da sevinmemiş gibiydi fiziken hareketleri onu ele veriyordu öne gelen saçlarını eliyle arkaya doğru atarak ona doğru yürüdü.
"Asi, nasılsın?"
"Çoook iyiyim ya sen nasılsın?"
İkiside iyi değildi ama ne konuşacaklarını artık bilemiyorlardı. İki yaralı kalp çok da konuşmadı zaten Asi, Ece ile Umut'un mezarını ziyaret ettikten sonra yavaş adımlarla geldiği yolu geri yürüyordu, Alaz geri dönmemişti henüz belki bir umut eve o bırakırdı diye düşündü, gerçi tam tersi de olsa bırakamıyordu işte.
Ziyaretini bitirmiş gelen Asi'yi gördü, eve bırakma teklifi etmek için indi arabadan
o sırada Asi'ye bir telefon gelmişti ve Alaz'ın ona doğru geldiğini gördü. Kaşları biraz çatıktı.
"Asi, biliyorum kızıcaksın ama ben bırakayım seni bak saatte geç oldu trafikte takılma daha heh ne dersin?"
"Benle bara gelir misin?"
"Anlamadım"
Az önce eve bırakma teklifi ettiği kadın şimdi de bara gidelim mi diye soruyordu, bu haline şaşırmadan edememişti.
"Tamam da.."
"Çağla aradı şimdi Cesurla bizim mekandalarmış ikimizin arasının bozuk olduğunu düşünüyormuş herkes, o yüzden aramızda bir sorun yokmuş gibi yapalım kimseye bu durumdan bahsetmek istemiyorum, zaten kısa sürecek"
Alaz'ın bir kaç saatliğine de olsa Asi ile vakit geçirecek olması içten içe onu mutlu etmişti gözlerinin ışıltısı tekrar geri gelmişti ama aklını kurcalayan bir sorusu vardı
"Kısa süre derken Asi, sanki bir yere gidecekmişsin gibi söyledin"
Alaz böyle bir duruma ihtimal dahi vermiyordu tabi ama durumu netlemeye çalışıyordu.
"Kastettiğim bir kaç saatti Alaz, ayrıca ben artık nereye istersem oraya giderim, kiminle istersem onunla olurum hayat benim hayatım sana ne"
Bu cümleleri duyunca gözleri seğirmeye başlasa da hiç bir şey demedi ama içinde fırtınalar koptu sessizce arabaya binip bara geçtiler.
İnmeden önce aralarında kimseye hiç bir şey dememe konusunda karar verdiler, Alaz bir hamle yaparak Asi'nin elini tutmuştu
Asi fısıltıyla ve sinir olmuş dişlerini sıkarak "Napıyosun"
"Gülümse Asi Kız, kimse bir şey anlamasın diye uğraşıyorum"
Birlikte Çağlalara doğru ilerliyorlardı bu görüntü Çağla ve Cesur'u fazlasıyla tatmin etmişti
"Bak gördün mü Prenses ben sana dedim bunların her zamanki halleri işte"
"Sanırım haklısın Cesur ben biraz büyüttüm, hoşgeldinizzz!"
Asi ve Alaz aynı anda "hoşbulduk" demişlerdi
Naber, nasılsınız faslından sonra ilerleyen saatlerde Yaman, Cesur'u aramıştı canlarının sıkıldığını ve hep birlikte çiftlik evine geçelim planı yapmışlardı haliyle bu durum Asi'nin hiç hoşuna gitmemişti ama kaçışı da yoktu mecburen "tamam" demişti. Alaz fırsattan istifade Asi'nin yanından bir an ayrılmıyordu nasıl olsa herkes hala onları birlikte sanıyordu.
Çiftlik evine geldiklerinde çoktan Yaman ve Rüya gelmişti bir de sürpriz olarak "Can" onlara eşlik ediyordu. Bu duruma Çağla ve Alaz baya bozulsada fikirleri yavaş yavaş değişiyordu ikiside onu farkına varmışlardı ve Alaz, en çok o etkileniyordu artık bir kaç gün önce yaşadığı durum onun bu konuda daha merhametli olmasını sağlamıştı. Hafiften gözleri dolmuştu ama çaktırmadan içeri geçmişlerdi.
"Biz bir şeyler aldık gelirken mangal yapalım diyorum, hem havada çok güzel " Yaman'ın fikrine herkes okey vermişti, bayada acıkmışlardı hele Asi, ızgara fikrini duyduktan sonra bir garip olmuştu buram buram o isin kokusu sinmiş köfteleri midesine indirmeyi düşünüyordu. Kızlar mutfağa geçmiş malzemeleri hazırlıyordu diğerleri de mangalı yakmakla meşguldü.
Can'ı uyutmaya başarabildikleri için şuanlık kafaları rahattı.Sofrayı kurup yemekleri yemeye başladılar Alaz içeriden biz beyaz şarap getirmişti herkese dolduruyordu, Yaman biraz istememezlik yapsada ortama uydu Asi'ye dolduracaktıki "ee... hayır! İstemiyorum ben" Alaz üzülerek başını anlayışla sallamıştı. Diğerleri "hadi Asi sende iç" deselerde kibarca reddetmişti. Su ile yola devam etmişti :)
Yemek faslı bittiğinde Asi kendini çok yorgun hissettiği için kalkmak istedi ama bu gece burada kalacaklarının söylenmesiyle modu iyice düşmüştü. Alaz sıkıldığını anladığı için kendide rahatsız oluyordu, kimse nefret ettiği bir adamla aynı havayı solumak istemezdi sonuçta diye düşünerek kendini dipsiz kuyulara düşürüyordu.
Herkes yan yana otururken Alaz odanın bir tarafında Asi bir tarafında oturmuş diğerlerini dinliyorlardı. Alaz sık sık Asi ile göz göze geliyordu aralarındaki bu özlemi nasıl yeneceğini bilemiyordu. Can'ın ağlaması ile birlikte ortam tam bir kaos alanı olmuştu bir türlü susturamıyorlardı ki nedeni de açlığıydı Rüya mamasından fazla getirmemişti bu yüzden eve mama almaya gitmişlerdi, Çağla da burada kalmak istemiyordu bebeğin sesini duydukça kendini kötü hissediyordu Cesur ona eşlik ederek akşam yürüyüşüne çıktılar Rüya "Asi, sana güveniyorum Can sana emanet, hemen gidip geliriz" diyerek bebeği Asi'nin kucağına tutuşturmuştu. Alaz bu duruma tepkisiz kalmıştı, Asi'nin kucağında bebek görmek ona çok farklı geliyordu o günde bebeği kucağına aldığındaki gibi bir his doğdu yine içine bunun ne olduğuna anlam veremiyordu ve yaşadığı süreçten dolayı Asi'ye bebeğin iyi gelmeyeceğini düşünerek ağlayan bebeği susturmak için kendi kucağına almıştı. Yaptığı bu hareketi kendinden asla beklemiyordu. Can abisinin kucağına geldiğinde çok geçmemiş susmuştu derin bir şükür çekmişlerdi ve pusetine geri bırakmıştı biraz zaman sonra ağlamaktan yorulan bebek derin bir uykuya dalmıştı. Çağlalarda yürüşten dönmüşlerdi şimdi Can'ın yanında onlar vardı. Asi verandada oturmuş yıldızları izliyordu, camın arkasından onu izleyen Alaz dayanamış yanına gitmişti.
"Kardeşinle bağ kurmaya başladın farkında mısın, size çok ihtiyacı olucak"
Alaz, yutkunarak dinlemişti
"İçinde senin olduğun her anı seviyorum, onu bana sevdiren de sensin, senin varlığın.O konuyu açmak istemiyorum senin canını daha fazla yakmak istemiyorum ama Asi.. o gün onu kucağına aldığında içimde çok garip bir şey hissettim adını bilmiyorum elinde kelebek görmeye alıştığım kadının eline bebekte yakışmıştı o anın büyüsüne kapıldığımda dokunduğun, sevdiğin her şeyi sevebileceğimi hissettim bu da beni korkuttu..
O akşam kapına geldiğimde ben sizi seçecektim,başka bir şansım yoktu içinde senin olmadığın bir hayat da ben de yokum, bu bebekle olacaksa evet o bebeğide seni kaybetmemek için istedim ama seninle benim bir bebeğimizin olacağını idrak etmem biraz geçte olsa onu bende çok istiyormuşum meğer ama bunu anlamak için seni kaybetmem gerekmiş sanırım hem seni kaybettim hem de.. bebeği.. ne acı değil mi insan başına en kötüsü gelmeden elindekinin kıymetini bilemiyor"
" Sorun da orada işte Alaz sen her şeyi geç farkına varıyorsun çünkü kendini aşka teslim etmekten korkuyorsun hep korktun...kaybettiğinde bir şeylerin artık eskisi gibi olmayacağını bildiğinde de geri adım atıyorsun hep böyle yaptın ama artık ben buna bir dur dedim çünkü böyle gitmez bu hayat"
"Evet, korkuyorum sevdiğim herkesi kaybediyorum çünkü babam gibi olmaktan korktum o da bizi seviyordu ama bak koca bir sevginin içinde bizi nasıl boğdu onun oğlu olduğum için utanıyorum ya bir gün bende onun gibi kötü bir baba olursam diye çok korktum"
Yıldızların altında ikiside iki kişilik olan bahçe koltuğunda oturmuş kafaları koltuğun başına yaslı birbirine çevrili şekilde gözleri dolu dolu kaçtıkları konuşmayı şimdi dile getiriyorlardı.
Biraz daha konuşmaya devam etseler Asi Alaz'a bir şans daha verebilirdi ona ne kadar kırgınsa yine de onda teselli aramak istiyordu bunun için kendine de ayrı kızıyordu. Yamanlar gelmişti saat geç olmuştu 3 tane oda olduğu için herkes çift şeklinde kalır diye ayarlamıştı Rüya ve Çağla. Asi, Alaz ile her anda kendini hem kötü hissediyor hem de kızgınlık duyduğu için kaçıp gitmek istiyordu ama olmuyordu her olay onları yine bir araya gelmeye zorluyordu.
Onlara verilen odaya çıkmışlardı. Asi'nin bir çok defa midesi bulanacak gibi olmuştu ama kendini bugün epey sıkmıştı yine derin nefesler alıyordu Alaz'a belli etmek istemiyordu aksi gibi bir de aynı odayı paylaşıyorlardı. "Eğer burada olmam rahatsız ediyorsa ben aşağıda kalırım"
"Saçmalama istersen kimse aramızdaki sorunu bilmesin demedik mi iki yetişkin insanız sonuçta benim için sorun yok" duygusuz bir şekilde söylemişti, Alaz biraz bozulsa da Asi yanındaydı o yüzden ses çıkarmadı, yatağa aynı anda uzandılar, Asi, Alaz'a arkasını dönmüştü. "İyi geceler Asi.."
Asi hiç bir şey demek istemedi. Kendini çok rahatsız hissediyordu bu duruma daha ne kadar sabredebilirdi bilmiyordu, günün koşuşturmasından dolayı ve bebekten dolayı hemen uykuya geçmişti, Alaz uyuduğunu anladığında ona doğru biraz daha sokulmuş yastığın üzerine düşen kıvırcık saçları sevmeye başlamıştı "Seni çok seviyorum" sessizce dudaklarından dökülüvermişti.
Sabah uyandıklarında birbirine sarılmış akşamki hallerinden çok farklı bir görüntü vardı. Asi'nin kafası Alaz'ın göğsünde koala gibi sarmalamıştı şu halini görse kendinden nefret edebilirdi,Saçlarının bir kısmı Alaz'ın burnuna ve ağzına girmişti neredeyse, yavaş nefes alış verişleri burnunu gıdıklayan saçların varlığını hissettirmiş ve gözlerini açtığında Asi'nin saçlarının kendini işgal edişini izliyor aynı zamanda onu daha çok sarmalıyordu "sınav mısın be Asi kız.." sabırlar çekiyordu zaten ondan uzak kalmak yeterince zor değilmiş gibi bu şekilde uyanmak Alaz'ı epey zorluyordu. Onun kıpırdanışlarına Asi de kalktı ve pozisyonunu görünce içimden bir küfür savurmuştu bile
"Ne yapıyorsun sen ya?"
"Valla ben bir şey yapmıyorum Asi Kız, sen sarılmışsın işte artık ne kadar özlediysen"
Göğsüne doğru vurmuş "Saçmalama istersen"
Bıyık altından gülüyordu bu durum hoşuna gitmişti.
Asi akşamdan Çağla'nın verdiği şort ve büstiyeri giymişti üzerine yanında başka kıyafeti olmadığı için pek iyi hissetmese de gayet güzel olmuştu, banyoda giyinip çıktığında Alaz baştan aşağı süzmüş derin bir iç çekmişti, Alaz, zaten o banyodayken giyinmişti hemen "ne.. ne bakıyorsun öyle hayır yani Çağla'nın marifeti işte"
"Yani güzeldin daha da güzel olmuşsun ama bir eksik var"
Gözlerini devirmişti ama bu iltifat hoşuna da gitmişti. Kapıya yakın komidinin üzerindeki vazodaki çiçekten koparıp Asi'nin saçına takmıştı "şimdi daha da güzel oldu"
"Hayır ne şimdi bu?"
"Sen aramızdaki sorunu kimse bilmesin demedin mi bende açık vermeyelim diye uğraşıyorum ne yani"
"Eminim kesin öyledir" diyerek önden çıkmıştı arkasında munzurca gülen ve eline geçen her fırsatta aralarındaki buz dağını aşmaya çalışan bir Alaz vardı.
Kahvaltı için aşağı indiklerinde pek de tatlı olmayan iki misafir daha gelmişti.
Evettt, diğerlerine nazaran daha uzun bir bölüm oldu umarım beğenirsiniz :) Bir de lütfen oy vermeyi es geçmeyin çünkü oy vermek hikayeyi beğendiğiniz anlamına geliyor bu yazar için ciddi bir motivasyon aynı şekilde yorumlarda 🌸

SONSUZ AŞK🖤♾️🖤Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin