Jimin gerçekten utanarak merdivenlerden inmeye başlamıştı . Üstünde minnacık bir tişört varken bu şekilde indiğine inanamıyordu. Resmen her şey mübahtı artık.Nihayet yavaşta olsa sonunda inmeyi başardığı merdivenlerin başında durup etrafa bakındı. Koskoca eve sessizlik hâkimdi. Ne yapacağına çokta emin olamayarak "Jungkook hyung diye seslendi" bir kaç kere.
Sadece bir kaç saniye sonra Jungkooktan okkalı bir cevap almıştı sarışın çocuk. Başını çevirdiği gibi Jungkookun gerçekten büyük memeleri ile karşılaşmıştı. İri oğlan hemen dibinde duruyordu ki Jimin kesinlikle bunu bu kadar sessiz nasıl yaptığını anlayamamıştı. Uzun oğlan belinde sadece havluyla sanki çok normalmiş gibi öylece duruyordu. Jimin aklını kaybetmemek için ne kadar çaba harcaması gerektiğini bilmiyordu içinde adeta bir fan girl vardı şu anda. Çığlık atmak istiyordu. Bu anın fotoğraflarını çekip odasına asmak istiyordu. Kolundan tutup nikahı basmak istiyordu.Jungkook ise jimini baştan aşağı bir kaç kes utanmadan sıkılmadan incelemişti . Kendi tişörtünü giydirdiği çocuk çok güzeldi . Beyaz uzun bacakları tişörtü son derece lüks bir elbise gibi gösteriyordu. Jimin ne ara bu kadar seksi olmuştu Jungkook için. Tanrı aşkına aklını kaybedecekti. Jungkook kendi ile cebelleşirken sarışın çocuğun vücudunu izlediğini farketmiş bi şekilde keyiften dört köşe olmuştu daha sonra. Jimin onu beğenmiş duruyordu. Ya da Jungkook son günlerde kafasında kurduğu senaryolara fazla kaptırmıştı kendini bilemiyordu ama her şekilde ilk senaryo daha keyif verici idi.
"Jimin uyandın demek"
" Ahh şey uyandım ben dimi uyanık gibi değilim de rüyada gibiyim"
" Uyanıksın yavrum "
"Emin miyiz ya "
"Eminiz sarışın ama ben hâlâ rüya görüyorum galiba"
" Ne sen demi hyung "
" Evet bende "
" Günaydın bu arada Jimin"
"Sana da günaydın hyung. Şey yanlış anlamazsan ne oldu yani dün gece hiç bir şey hatırlamıyorum sadece başım ağrıyor da "
Ayakta dikilmiş öylece sohbet ediyorlardı.
" Boş ver hatırlama zaten. "
"Yaa ne oldu ki"
"Bi şey olmadı güzelim Yoongi piçi Hoseok ile ilgileniyordu seni de bana bıraktı. Çok içmiştin sahi niye o kadar içtin sen "
" Hiiiiiiç canım istedi bir şey olmadı "
"Öyle olsun bakalım. Bu arada kıyafetlerin birazcık kirlendi dün gece bu yüzden bunu giydirdim."
"Yahhh ne yaptım ki kustum dimiiii"
"Boş ver güzelim şimdi sende duş al yukarıda benim odamda . Kıyafet ayarladım ben sana onları giy sonra dışarıda kahvaltı yaparız olur mu "
"Olmaz mı yaaa olur tâbi hyung. Ben gidiyorum hemen. Bu arada çok teşekkür ederim. "
Jimin teşekkür ettikten sonra kendini tutamayarak parmak uçlarında uzanarak Jungkookun yanağına kısa bir öpücük kondurup koşar adımlarla tekrar yukarı çıkmıştı. Nasıl bir cesaretle bunu yaptığını bilmiyordu artık gerçekten de içi dışına sığmıyordu. Bir şeyler ortaya çıkacaksa da çıkabilirdi.
Jungkookun ise kalbi atmaya başlamıştı. Genç çocuk kalbinin sesini duyabiliyordu minicik öpücükten sonra. O kadar etkilenmişti ki ne yapacağını şaşırmış bir şekilde dakikalarca aynı yerde durmuştu. Yanağına konan masum bir öpücük bu kadar hoşuna gitmemeliydi hele ki öpücüğü veren arkadaşının kardeşiyse.
▫️▫️▫️▫️▫️▫️▫️
♥️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
WE CANT BE FRİENDS
FanfictionAşk gerçekten bazen Jiminin küçük kalbine fazla geliyordu. #texting #düzyazı