Bedenini saran sinirle dakikalardır çalan kapıyı açtı sarışın çocuk.Yüzünde hayli sinirli bir ifade vardı, ki kapıyı açmadan önce tek düşündüğü kapının önünde duran kişiyi azarlamaktı.Maalesef dilinin ucunda biriken sinir dolu kelimeleri yutmak zorunda kaldı. Önünde duran iri adamın gölgesi düşmüştü üzerine. İşte bu Jiminin pekte beklediği bir şey değildi.
Jungkook önünde duruyor hatta ona en güzel gülümsemesini sunuyordu. Jimin şimdi nasıl konuşacaktı bu adam karşısında zar zor nefes alırken bide.
Başını kaldırmak bile zor geliyordu şimdi Jimine. Boynundaki her bir kemik savaş veriyordu adeta. Aynı zamanda da tuhaf bir utanç duygusu kaplamıştı küçük çocuğu.
" İyi misin civciv , tuvalete koştuğunu gördüm"Jungkook önündeki çocuğu hitaben konuştu.
Jimin ise iyi değildi yanından bile geçmiyordu ama mecbur cevap vermeliydi.
" Değilim aslında iyim ama yani iyi sayılırım . Neden ki "
Jungkook önündeki çocuğu çaktırmadan kontrol etti. Fiziksel bir şeyi yoktu. Yine de çocuğun kırmızı yanakları ve düzensiz nefesleri iyiye işaret etmiyordu.
"Emin misin" Jungkook bir yandan soruyu sorarken diğer yandan da çocuğun sıcaklığını kontrol etmek için elini alnına götürdü.
Jimin çok sıcaktı. Gerçi yanakları bunu zaten belli ediyordu ve Jiminin dalgalı ruh halinden habersiz Jungkook Jiminin bu durumunu muhtemelen mevsim geçişi hastalıklarına yoracktı. Bu bir kaç saniyelik temas Jiminin zaten bozuk sinirlerine ve daha kendisi için iyi olanın ne olduğundan bi haber kalbine iyi gelememiş olmalıydı ki sarışın çocuk bir anda kendini yere bırakmıştı. Neyse ki Jungkook onu hızlıca tutmuş yere düşmesini engellemişti.
▫️
Yarım saat içinde normalde dersten kayıran kızlar dışında kimsenin pek uğramadığı revir bir curcunaya ev sahipliği yapıyordu.Jiminin etrafına doluşan lise öğrencileri yatakta yatan çocuğun uyanmasını pekte sessizlik içinde beklemiyordu doğrusu .Bu seslerin yegane sahipleri Hoseok ve Yoongiden başkası değildi doğrusu. Gerçi yaptıkları yüksek sesli sohbetin konusu artık Jimin bile değildi. Nasıl olduysa konu bir anda ikisinin de anmaktan çekindiği geçmişlerine gelmişti ve ikilinin içlerinde hayli zamandır tuttukları kin ortaya çıkıvermişti .
.
..
..
" Her zaman ki gibi hiçbir şeyden haberin yok neye şaşırıyorsam"" Sende her zaman ki gibi her şeyin içindesin"
"En azından ben sorumluluk sahibiyim senin aksine . Tek bildiğin boyun kadar topu sektirmek akşama kadar "
" Açtırma ağzımı zıplatıcam şimdi seni de "
...
İkili pek uzun sürmeyen ama hayli iz bırakan ilişkileri hakkında atıp tutarken Jungkook artık sıkılmış gibiydi. Açıkçası kimsenin gönül mevzusu şu anda revirde yatan çocuk kadar önemli değildi onun için. Bu yüzden yapması gereken şeyi yaparak içerdeki herkesi kovamaya başladı.
" Eh yeter be siktirin gidin dışarıda yapın ne yapacaksanız . "
Jungkookun kontrolsüz sesi tartışmayı bıçak gibi bölmüştü. Herkes ona dönerken Jungkook bu sefer hayli sakin bir şekilde tekrar konuşmuştu.
" Şu konuştuğunuz şeyin yeri zamanı değil amına koyayım. Defolun dışarda sikişiyor musunuz , dövüşüyor musunuz umrumda değil. Jimin uyanır zaten şimdi ben haber veririm size. Sakinleşin civciv ürkmesin ".
Jungkookun ani çıkışı herkesi şaşırtsa da şu an için en mantıklı çözümü o sunduğu için Jin, Hoseokun kolundan tutup dışarı çıkarmıştı.
Yoongi ise başta çıkmayı istemese bile bu sinirle daha fazla durmayacağını bildiğinden yakın arkadaşının kolunu patpatlayıp dışarı çıkmıştı. Namjoon ve Maddy ise Yoongiyi takip etmişti." Civciv aç artık gözlerini ikimiz kaldık sadece. Uyanık olduğunu biliyorum "
Jungkook seslense bile hâlâ uyanmayan çocuğun üzerine eğilerek bu defa fısıldadı.
"Yavrum hadi ama. "
Jimin yüzünde hissettiği nefes ile bir kes daha bayılmak üzereydi. Yaptığı numaranın artık geçersiz olduğunu anlayınca el mecbur açtı gözlerini.
Jungkook yine dibine girmişti. Bu çocuğun kalbiyle ne alıp veremediği vardı ya. İlla Jiminin kriz geçirmesine neden olacaktı bir gün." Hadi Civciv "
Jungkook küçük çocuğun açılan gözleri ile gülümsemeye başlamıştı. Jiminin uyanık olduğunu biliyordu zaten muhtemelen kavgadan dolayı açmamıştı gözlerini ama küçük çocuk arada bir kimseye çaktırmamaya çalışarak minik gözlerini açmıştı ve hızlıca kapatmıştı geçen dakikalarda.
" Ne oldu ya bana"
Hiçbir şey olmamıştı. Sadece ufak bir baygınlık şakası yapmıştı o kadar. Kimseyi kandırmak gibi bir niyeti yoktu ancak kantinde olanlardan dolayı birazcık utanıyordu. Bu konuda da konuşmak istemediği için atmıştı kendini yere , Jungkook tarafından kucaklanacağından habersizdi o dakikalarda. Zaten esmer oğlan onu hiç zorlanmadan kucakladığında Jimin gerçekten de baygınlık geçirmiş olabilirdi . Yani yalan sayılmazdı.
"Bir şeyin yok be yavrum , hemşire yorgunluk dedi. Neye yoruldun bu kadar"
Jungkook hâlâ dibindeydi. Jimin nasıl nefes alacağını cidden unutmuş olabilirdi. Allah'tan kas hafızası diye bir şey vardı da ölüp gitmiyordu.
" Hadi güzelim şimdi kay yana da uzanayım biraz, yoruldum bende. "
Jimin komutu yerine getiren bir robot gibi küçük yatağın ucuna kaymıştı . Jungkook ta hemen sığmıştı yanına. Daha doğrusu iri bedeni küçük yatağı görünmez yapmıştı adeta.
" Sarışın sende kapat gözlerini bi süre şu ikisinden uzak duralım. "
Jungkook sarışın çocuğun durumundan habersiz uyuklamaya başlamıştı...
▫️▫️▫️▫️▫️▫️▫️▫️
♥️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
WE CANT BE FRİENDS
FanfictionAşk gerçekten bazen Jiminin küçük kalbine fazla geliyordu. #texting #düzyazı