Berk"in anlatımı
Biz hastanede beklerken bağırma sesleri duydum benle birlikte Doğu da sesleri duymuştu "Abi bu sesler ne" bende bilmiyorum anlamında omuzlarımı kaldırıp indirdim sonra sese doğru yürümeye başladık Ahmet bey karşısındaki kız tokat atmıştı ve yanındaki bücürler de Ahmet beye bağırıyordu ne olduğunu anlamak için onlara yakınlaştım "Ahmet bey noluyor" sesimin nasıl çıktığını umursamadan sormuştum bunu aniden kız konuşmaya başladı "bey demeyin Hakk etmiyor ve ben onun kızıyım yani üvey" üvey sözünü bastırarak söylemişti ve sesi sinirli çıkmıştı ben şaşkın şaşkın ona bakıyordum "Sen Duru musun" sesimin şaşkın çıktığından çok emindim kızda bekletmeden cevap verdi "hı hı o'yum" adı gibi çok duru bir güzelliğe sahipti ancak Ahmet onu tam farklı anlatmıştı sanki sanki dünyanın en çirkin kızıymış gibi ama karşımda dünya güzeli kumral bir kız vardı ve bana çok benziyordu ben bunları düşünerek babalardan zaten kan alınmıştı her kes Duru'yu bekliyordu kızlardan kan alınmak için odaya geçtiler bu sırada doktor a söyledim ve yalnızca beni içeri aldılar . Birden içeriye bir kız girdi sarışın tıpkı Irmak a benziyordu "Doktoy bey ben ablamın yanında kaya biliymiyim" çok tatlıydı ama sesi izin ister gibi değildi ben burda kalcam bu kadar der gibi çıkmıştı doktor da "Kan görünce korkmazsan tabii kala bilirsin canım" dedi. "Doktoy ben ablamı çok kan içinde göydüm bu ne ki daha küçük bir iyne" bunu der demez Duru ona döndü ancak hiç bir şey demedi ve gözleri ile de bir şey ima etmedi daha sonra küçük kız tekrar konuştu "Yani demem o ki abyam genelde köydeki hayvanlayı kese biliyor hep o keser bizde o yüzden onu çok kan içinde göydüm" sesi çok saf bir masumiyetle çıkmıştı ve gayet inandırıcı bir ses tonuydu ve ben buna inandım çünkü yüz ifadesinde bir gerginlik dahi yoktu "Yavuz abi al artık şu kanları sıkıldım, sende istersen yanıma gel küçük hanım" kız dönüp bana baktı boş gözlerle bi çocuk nasıl boş bakış ata bilirdi ki ama bu atıyordu "Yok ablam bana yabancılarla konuşma dedi" bu sözüyle Duru'ya baktım oda bana baktı ama ben %100 emindim ki o benim kardeşimdi. Yavuz abi ilk önce Irmaktan kan almaya başladı daha doğrusu alamadı iğne daha tenine bile değmeden ağlamaya başladı bende gittim ve elini tuttum ve sessiz bir şekilde fısıldadım "Sus be cırlama daha iğne tenine bile değmedi şu kızı buraya oturtsalar ağlamaz" dedim elimle küçük kızı göstererek bu dediklerimle yutkundu bu sırada yavuz abi konuştu "Irmak daha iğneyi sokmadım bile rahat dur yerinde" dedi ve tekrar iğneyi batırmak isteyince yine cırladı ehh yeter ama ya 15 dakikadan sonra başka bir doktor geldi bu sefer genç bir çocuktu benimle yaşıt falandılar heralde iğneyi eline aldı ve Yavuz abiden daha sert bir şekilde iyneyi batırdı ama Irmak ın sesi çıkmadı yavşak işte naparsın. Sonra yavuz abi elinde iğneyle Duru'nun yanına gitti ve iğneyi şak diye batırdı ama kızın sesi bile çıkmadı 2 dakikanın sonunda ondan da kan alındı ve dışarı çıktık ve bizim arkamızdan yavuz abi çıktı "Samet senin için diğer testleri sonraya saklayıp sizin testlerin sonucunu çıkarcaz cevaplar 2-3 saate çıkar...Duru'dan
15 dakikanın sonunda şu salaktan kan almayı başardılar ve doktor benim yanıma geldi ve iğneyi sert bir şekilde koluma batırdı ancak vücudum bunu hiç aldırış etmedi sanki hiç iğne girmemiş gibi rahatlıkla odadan çıktım Senem le birlikte. Doktor 2-3 saate cevaplar çıkacak dediği için eve gitme gereği duymadım ve hastanenin bahçesine çıktım ve bir bankta oturdum. Hem onların kızı olmak hemde kızlarım için olmamak istiyordum ben eğer onların kızı olursam reşit olmadığım için mecburen onlarda kalmam gerekecek ve ikizleri yanıma alama m çünkü onlarda küçük oldukları ve öz babaları Ahmet olduğu için orda kalmak zorundalar ben olmasam kim bilir onlar ne halde olurlar. Kafamı kaldırıp baktığımda yanımda bir gölge gördüm ama yüzüne bakmadım "Hadi gel cevaplar çıktı" dedi ve arkasını dönüp gitti. Hastaneye girer girmez kızlarım üstüme atıldılar "Abla cevaplay çıkmış lütfen bizimle kal onlayın kızı olma" bunü söyleyen cesur kızım Senem im di "Ablacığım eğer onların kızı olursam mecbur onlarla gitmeliyim ben daha reşit değilim ki sizle kalamam o zaman" bunu dediğim an ikisininde yüzü asıldı bu sefer Sena başladı konuşmaya "Ama abya biz o adamın eyinde napayız o cadı yey bizi yey biz onya kayamayız" "Bakın sizle bunu konuşmutuk diye hatırlıyorum ben Senem eğer onların kızı olursam reşit olur olmaz başka eve çıkacak ve sizi kendi adıma geçiricem tamam mı kızlarım şimdi Senem kardeşini koruyorsun ve benim güçlü kızım oluyor mızmızlanmıyor ve ağlamıyorsun tamam ı o adam size ne yaparsa yapsın sana öğretdiğim gibi ilk kardeşini arkana alıyorsun ve taktikleri kullanıyorsun ya da hep gittiğimiz parka geliyorsunuz tamam mı kızlarım" bunların hepsini tek nefeste söylemiştim ve kızlarımda beni dikkatle dinliyordu ikiside aynı anda "Tamam abla" dediler ve Karaca ailesinin yanına geldik. Yavuz bey konuşmaya başladı "Evet sonuçlar açıklandı hiç uzatmadan söylüyorum %99.9 Duru Özdemir Samet Karaca nın kızı, %99.9 Irmak Karaca Ahmet Özdemir in kızı" bunu duyduğum an çok şaşırmış olsan da belli etmedim bu sırada Sena ağlamaya başladı ne kadar saf olsa da ona da bir kaç şey öğretmiştim. En çok canımı yakan şey babam o kızın yanına geçip sarılması ve saçlarından öpmesi oldu bana bir kez bile olsun sarılmamıştı yâda öpmemişti tabi babamın bana dokunduğu günü saymazsak. Senem geldi ve bana sarıldı bu esnada kulağıma fısıldadı "Abla ağlaya bilirmiyim sen demişdin ki bazen ağlamak zayıflık değildir" bunu duyunca gözlerim doldu "Her zaman ağlamak zayıflık değildir kızım ağlaya bilirsin" bunu dedikten sonra benden ayrıldı ve ağlmaya başladı ama ağlayınca kendini kontrol ediyordu sesli bir şekilde ağlamıyordu sadece gözünden inciler dökülüyordu aynı şu an benim yaptığım gibi. Biraz sonra Sena geldi ve oda bana sarıldı ama o gerçekten hıçkıra hıçkıra canı çok yanıyormuş gibi ağlıyordu eğildim ve kulağına fısıldadım "Ağlama kızım ağlamak zayıflık tır" bunu deyince daha çok ağladı sanki yıllardır böyle bir an bekliyormuş gibi "Senin ileride çok yumuşak bir kalbin olcak fıstığım" bunu çok sessiz bir şekilde söylemiştim daha sonra Samet bey ve Eslem hanım geldi yanıma "Hadi kızım gidelim artık evimize" bunu Eslem hanım söylemişti bir dakika son bir şey yapmam gerek. Ahmet'in yanına gittim ve yüzüne en ağırından bir yumruk attım ve onun ardından bir tokat "Bak bu yumruk yılların acısıydı ve tokat ta az öncekinin hesabı" dedim ve kızlarımın yanına gittim ve onları bio anne ve babamın yanına getirdim Sena utanarak arkama çekildi ve bende onu kucağıma aldım Senem i de tam yanıma. "Şey sizden bir ricam olcak" dedim Eslem hanım ve Samet beye bakarak "Tabi canım noldu" Eslem hanım gerçekten çok samimiydi "Ben kızlarımı o adamın eline bırakamam o adam kızlarıma işkence eder" dedim çekingen bir tavırda bu sırada Samet bey konuştu "Yani? Onları evimize alamayız daha çok küçükler babaları ile yaşamaları gerek" bende ne istediğimi hemen onlara belirttim "Demem o ki kızlarıma güvenlik sağlamalıyız onlara iki tane koruma tuta bilirmisiniz" ikiside bu sözlerime karşı bir birlerine baktılar ve aynı anda konuştular "tamam böyle bir şey yapa biliriz" bu dediklerine çok sevinsemde boş bakışlarımı değiştirmeden kızlarıma döndüm "bundan sonra ben olmucam ama yanınızda koruma olcak" Senem e döndüm "Fındık kurdu korumalara kötü davranmak yok tamam mı sen kendini koruya bilirsin ama kardeşine böyle bir şey lazım" dedim "ama abla öyle şey olmaz ki ben onlaya kötü davyanıyım Sonya onaly beni sevmezley zaten gerek yok ama benden nefyet etmeleyini istemem" bu konuşmasına güldüm "ama kızım bu sizin için daha iyi olacak sakın kötü davranmıyorsun sana nasıl öğretdiysem sana kötü davranana kafa göz dal ama masum birine parmak bile sürme" bu dediklerimi dikkatle dinledi ve en sonunda kafasını olumlu anlamda salladı "tamam abla doğru söylüyoysun" dedi masumca "Hadi kardeşine iyi bak kimseye ezdirme" dedim ve ikisine aynı anda sıkıca sarıldım ve bio ailemin yanına gittim. Ben çıkınca içeriye iki tane takım elbiseli adam girmişti bende bakmak için içeriye girdim ve gördüğümle gülümsedim bunlar yeni korumalardı ama bizim büyürle kavga ediyordular Sena ise Senem in arkasında saklanmıştı bende daha çok bekletmeden bioların yanına gittim onlarda beni bekliyordu lar ve karşımızdaki son model BMW ye bindiler bende arkalarından arabaya bindim. "Onlar gerçekten senin kızın mı Duru" bu soru Samet beyden gelmişti "Hayır efendim onlar benim kardeşlerim fakat kendi kızım gibi seviyorum" daha sonra Eslem hanım "ikizlerden biri fazla cesur sana mı çekti bu konuda" dedi. Bu sorusuna güldüm "Aslında ikisinide çok cesur yetiştirdim ancak Sena ne kadar söylersem söyleyim hep yumuşak kalplidir Senem e ağlamak zayıflık tır dediğimde ağlamıyor ancak aynı şeyi Sena ya söyleyince daha çok ağlıyor ancak Sena beni hep Ahmet e karşı korur. Dedim ve devam ettim "Senem çok temiz kalplidir fakat onu cesur yetiştirdim yani masum birine bir şey olursa hiç beklemeden onu üzenden hesap sorar ve kim istese canını verir Senem le aramızda boş bakışlarla bir birimize bakınca yanlış bir şey söylediğini anlıyor ve cümleyi baştan yaradıyor ve her kes te ona inanıyor çünkü onu öyle büyüttü Senem in ve Sena nın yerinin bende hakkı hesabı bile olmaz hiç düşünmeden canımı verebileceğim tek insanlar onlara gözü kaplı güveniyorum ve hep te güvenicem" dedim ve cümlemi bitirdim. Bu sırada eve geldiğimizi fark ettim Eslem hanım ve Samet bey arabadan indi ve onların ardından bende indim ve gördüğüm manzara ile şok oldum burası bir malikaneydi
(Ev)Ev gerçekten çok güzeldi fakat çok bakmadan bio ailemin yanına gittim. Eslem hanım "Hadi içeri girelim tatlım" dedi ve beni kolumdan tutup içeri sokacakken konuştum "Eslem hanım ben reşit olunca bu evde kalmıycam haberiniz olsun" Eslem hanım bu dediğime şaşırdı bu sırada Samet bey "öyle bir şey olmayacak kızım sen hep bizimle kalacaksın" dedi ve içeri girdik...