Duru'dan
6 Eylül sabahı
Bu gün çalan alarm sesiyle gözümü açtım yataktan kalkıp gözümü ova ova banyoya gittim ve işlerimi hall edip çıktım. Üstümü giyinip aşağı indim. Aşağıda sadece Batu vardı.
(Giydiği)Bana bakıp bir şeyler geveledi ama çok takmadım ve mutfağa koştum içeride ki çalışan teyze kahvaltı hazırlıyordu. "Kolay gelsin teyze" dedim sesimi duyunca bir an irkildi.
"Teşekkür ederim kızım hayır ola erkencisin" dedi teyze. "He abla bu gün uyku tutmadı o yüzden el mecbur kalktım" dedim teyze bu dediğime gülmüştü. "Tamam kızım ben kahvaltı hazırlayım kahvaltı edin "tamam teyze sen hazırla istersen yardım ederim" dedim yani ayıp olmasın kadına benden kaç yaş büyük. "Yok kızım teşekkür ederim sen Batu oğlumun yanına geç otur" ah be teyzem o Batu beni sevmiyor ki neyse ki karşılıklı. "Tamam teyze tamam" dedim ve salona geçtim. "Bakıyorum da Selma teyzeyi de kendine alıştırdın" bu dediğine göz devirdim "Senin benle işin ne be git yaşıtlarınla uğraş benle laf dalaşı yapma ezilirsin" dedim ve geçip koltuğa oturdum. "Hadi ya nasıl olcak o he yer cücesi ben senden büyüğüm ağzını topla tamam mı velet" dedi alaycı bakışla. "Ha o yüzden mi kendine küçüklerle uğraşıyorsun benden büyüksün ama beynin benden baya küçük kalmış" dedim ve alaycı sırıtışımı ortaya çıkardım. "Çen büyüdünde benle laf dalaşı mı yapıyon kız tch tch olmadı bak bu" dedi ve alayı bir kahkaha attı. "Bana bak Batu musun ne boksan bana bulaşma" dedim sonra aklıma gelen şeyle sırıttım eskiden en çok yaptığım ve hobim olan şeyle ona meydan okudum. "Hadi gel futbol maçı ve basketbol maçı yapalım eğer ben kazanırsam benden özür dileyeceksin tabi affetmiycem de neyse" dedim ve kahkaha attım. "Ama eğer sen kazanırsan orasını sen belirle" dedim ve arkama rahatça yaslandım. "Ben kazanırsam bu evden gidersin ve bir daha karşımıza çıkmazsın tamam mısın" dedi kazanacağına emindi bu aptal ama benim eski okulumdaki kaptanlığımı bilmiyordu. "Tamam ben razıyım o zaman ilk önce hangisini yapalım" dedim ayağa kalkarak oda benim gibi ayağa kalktı. "futbol" dedi kısaca "tamam" ikimizde kapıya yöneldik ben çıkmadan Selma teyzeye seslendim "Teyze biz çıkıyoruz kaç saate geliriz bilmiyoruz evdekilere söylersin" dedim Selma teyze arkamdan bağırdı ama duymadım. "Ee buralarda futbol sahası varmı ki nerde oynuyoruz" dedim merakla. "Buraya yakınlarda var bizim evde tüm erkekler futbol oynar" dedi sorumun cevapını aldığım için sustum.
*Futbol sahasında*
"Ee Batu bey özür dilemeye hazır mısınız" dedim ona bakarak alayla güldü "çok gülme Batu son gülen iyi güler" dedim ona öldürücü bakışlar atarken "Biraz orası zor ve özür dilemeye hazır değilim sen evden gitmeye hazır mısın kül kedisi" son sözü duyunca bir an geçmişe gittim.
Flashback
Çok kötü kar yağıyordu ve genç kız çok üşüyordu fakat babası onu eve almamıştı sırf neymiş o evde olunca hiç bir şey yapmayacak mış en sonunda dayanamadı ve gururunu hiçe sayarak o kumar borcu için satılırken onu kurtaran genç çocuğu aradı. "A-alo"dedi genç kız titreyen sesiyle. Genç çocuk ne olduğunu anlamamıştı "Alo" sesi daha çok soru anlamında çıkmıştı. "Çağatay Ulusoyla mı görüşüyorum" genç kızın sesi hala titriyordu üşüdüğü için. "Evet buyrun kimsiniz" Çağatay hala kızın sesinden anlayamamışt. "Çağatay benim Duru hatırladın mı beni" genç kızın dediğiyle Çağataya jeton düşmüştü dünyada gördüğü adı gibi duru bir güzelliğe sahip bu kızı nasıl unuta bilirdi ki. "Ha evet hatırladım ne için aramıştın" dedi Çağatay "şey senden bir şey rica ede bilirmiyim" dedi genç kız hem kısık hem de titrek sesle genç çocuk artık endişelenmeye başlamıştı. "Duru ne istersen söyleye bilirsin" sesi endişeli çıkmıştı genç çocuğun "şey rica etsem yani zahmet olmazsa b-bizim eve gele bilirmisin" diye çekinerek sordu genç kız. "Tâbi ki lafı bile olmaz da noldu sesin çok kötü geliyor iyi misin" dedi genç çocuk. "Lütfen Çağatay söylediğimi yap yalvarırım dayanamıyorum artık" dedi ve telefonu yüzüne kapattı "off Duru noluyor kafayı yiycenm bir de yüzüme kapatıyor ya" diye kendi kendine sitem etti genç çocuk çok oyalanmadan hemen yola çıktı ve bir süre sonra genç kızın evine gelmişti. Yerde kendinden geçmiş gibi yatan tıpkı annesine benzeyen o kızı görmüştü Çağatay gözünden bir yaş düşmüştü bir daha aynı acıya katlanamazdı ya Duru da annesi gibi onu bırakırsa. Hemen genç kızın yanına koştu ve yanına çöktü. "Duru güzelim aç gözünü hadi ama bu kadar mısın kızım sen" sanki onun gururuyla oynasa gözünü açacakmış gibi ve öylede oldu genç kız gözünü açar açmaz Çağatay a sarıldı. Genç çocuk bunu hiç beklemiyordu ama kızın üşüdüğünü anladığı için oda sarıldı. "Hey ben aciz biri değilim laflarına dikkat et Çağatay Ulusoy" evet genç çocuğun tanıdığı kız bu kızdı. "Sakin ol şampiyon en büyük sensin tamam" o da genç kızın beklediği gibi bir cevap vermişti. "Ee beni niye çağırdın bakayım noldu burda ve sen niye dışardasın hemde bu soğukta" dedi genç çocuk. Genç kız bu kadar soruya hazırlıksız yakalanmıştı. "İlk önce benim ısınmam gerek biraz böyle kala bilirmiyim lütfen burası çok sıcak" genç kızın sözleriyle genç çocuk gülmüştü genç kız içinden geçirdi 'ne kadar güzel gülüyorsun be' bunu içinden geçirirken bunu ikinci kez böyle söylediğine fark etmişti fakat takmadı. "Tamam tamam hadi biraz ısın sonra sende eve girersin" dedi genç çocuk "hayır hayır o eve giremem lütfen o eve götürme beni" bunları söylerken Çağatay yerinde rahatsızca kıpırdandı. "Tamam tamam sakin ol şimdi seni kendi evime götürürüm olur mu" dedi Çağatay "olur" diye bildi genç kız. Biraz ısınma sonucu kız artık ayağa kalkmayı başarmıştı tam gidecekken genç çocuk hiç beklemediği anda onu kolundan tutup tam dizine oturttu bunu kendiside beklemiyordu açıkcası. "Napıyorsun Çağatay bırak beni" dedi genç kız kolunu çekmeye çalışarak ama Çağatay onun kolunu çok sıkmamıştı. "Ee kül kedisi o kadar kolay mı kaçmak yani o kadar yol geldik senin için" genç çocuğun sanki gözü dönmüştü bir an ve kendini durduramıyordu. "Çağatay tamam her şeyi anlatıcam sakin ol ve beni bırak abi" son sözü bastırmıştı genç kız bunun üzerine genç çocuk ne yaptığını fark edip hemen elini bıraktı kızın. "özür dilerim gerçekten çok özür dilerim bir anlığına old-" sözünü bitirmeden Duru konuşmaya başladı. "Tamam Çağatay zaten bir şey yapmadın sadece dizine oturdum bu kadar abartma ya" çok umursamazdı bu kız ama artık napalım. Çağatayın yerinde başkası olsaydı çoktan çocuğun yüzünde beş tane parmak izi olmuştu. "Tamam tekrar özür dilerim senden bir an kendimi kaybettim ve bana abi deme daha gencim bee " dedi Çağatay huysuz bir çocuk gibi. "Tamam Çağatay en genç sensin tamam" genç kız bunu gülerek söylüyordu çünkü Çağatay oldukça tatlı ve komik duruyordu bir an genç kızın elleri Çağatayın yüzüne gitti ve mıncırmaya başladı. "Ya napıyorsun kızım ya bir karizma vardı o da çizildi aa" Çağatay ın bu sitemine Duru daha fazla dayanamayıp kahkahasını ortaya saldı. Çağatay içinden 'çok güzel gülüyorsun be kızım seni hep güldürcem bu da kendime sözüm olsun" diye geçirdi. "Ha rahatsız olduysan yapmam yani sorun yok özür dilerim" dedi ve ellerini geri çekdi kız. Ama Çağatay hemen kızın ellerini tutup yanaklarına getirdi. "Her gün böyle dura bilirim" Çağatay ın bu sözüyle Duru biraz duraksadı ama Çağatay ın yanaklarını mıncırmaya başladı bu hallerine ikiside güldü. "Hadi benim eve geçelim orda anlat her şeyi"