0'4

18 3 1
                                    

> Jeon Jeongguk

"Yaaa sen hep böyle tatlı mıydın?"

Yanaklarımı tutarak kendi kendine konuşuyordu. Ona cevap vermek için konuşmama bile izin vermiyordu.

"Biliyor musun seni babamın yanında gördüğümde çok garipsemiştim. Acaba bu kim ve neden burada diye sormuştum kendi kendime."

Silaha el koymasaydın gayet rahatça sıyrılabilirdik birbirimizden.

"Hiii sen cidden çok yakışıklısın. Anneler neler doğuruyor be!"

Abartarak ve sesini yükselterek konuşması beni gülümsetiyordu.

"Çok güzel!"

Ellerini birbirine vurarak söylediği şeyle şaşırmıştım.

"Güzel olan ne?"

"Gülüşün. Biraz daha gül."

Ciddi değildi herhalde. Sarhoş bir insan ciddiye alınmazdı ki zaten.

"Bak Taehyung. Sen güzelce uyu. Ben de sabah yanında olayım tamam mı?"

"Bir şartla!"

"Neymiş bakalım şartın?"

"İyi uykular öpücüğü!"

Gülümserken alnına ufak bir öpücük bıraktım.

"Şimdi uyuyor muyum?"

"Hayır. Yatağına gitmen gerekiyor."

"Dur bekle kalkıcam."

Kalkmak yerine başını bacaklarımın üzerine koydu. Hafifçe esnediğinde dudakları arasından kısık mırıltılar çıkarmıştı.

"Biz neden samimi olduk?" dedi uykulu sesiyle.

Gerçekten neden yakın olduğumuzu bilmiyordum. Ona bakınca karşımda kim olduğunu unutuyordum. Sadece güzelliğine odaklanabiliyordum. Şirkette ilk gördüğümde hissetmiştim bunu. Sonra evine girdiğimde patronun oğlu olduğunu öğrendiğimde de aynı şeylerdi.

Mesele ne olursa olsun sadece güzelliği ön plandaydı benim için. Başka birşey düşünemiyordum. Değil silahım bana ait olan herşeyi çalsa yine ona aynı küfürleri edemezdim.

Ne de olsa kapılmıştım güzelliğine.

"Cevap vermeyecek misin?"

"Konuşacak birşey yok. Açıklanması gereken birşey yok."

Sadece...

Çok güzelsin Kim Taehyung.

Uykuya daldığında başını yavaşça kaldırıp koltuktağa bıraktım. Sessizce odasına gidip silahımı ve ceketimi aldım. Salona geçtiğimde elimdekileri sehpaya bıraktım.

Taehyung'u kucağıma alıp odasına götürdüm. Yorganıyla üzerini örttükten sonra alnına gelen saçlarını çektim.

"Ne kadar güzel olduğunu bilsen...sana neden iyi davranmaya çalıştığımı anlardın."

Açıkta kalan alnına hissetmeyeceği kadar yumuşak bir öpücük bıraktıktan sonra odadindan çıktım. Kapısını kapatıp sehpadaki eşyalarımı aldım.

Evden çıktığımda üzerimde garip bir yoğunluk vardı. Kötü hislerdi işte. Onu bir daha görmemem gerektiğini biliyordum. Uzak durmam gerekiyordu. Babası onu bizden korurken yanıma çekmek istemem bencillik olurdu.

Telefonum çaldığında düşüncelerim dağılmıştı.

"Ne var ne istiyorsun?"

"Aldın mı silahı?"

your trigger finger's mine | tk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin